• "12-13 ekim 2012 esmerine istanbul konserleri" için geldikleri türkiye'de, türkiyeli müzisyenlerle iş birliği halinde olmuş esmerine'in, şu sıkıntılı zamanda içinden bir parça yayınlayarak adeta gözlerimi doldurduğu, 3 eylül 2013'te sunulacak yeni albümü.

    tarifsiz duygular içindeyim sözlük!

    albüm sayfası: constellation records

    tadımlık "dalmak": translator's clos part ii

    şarkı listesi:

    1. learning to crawl
    2. lost river blues i
    3. lost river blues ii
    4. barn board fire
    5. hayale dalmak
    6. translator’s clos i
    7. translator’s clos ii
    8. white pine
    9. yavri yavri
  • translator's clos ii'nun akabinde barn board fire da soundcloud üzerinden dinlenime sunulmuş durumda.

    işte burada: barn board fire
  • sanıyorum ki eylül ayında dinleyeceğimiz en mükemmel albüm olacak. tam alıp başını gitmelik.
  • beklentileri karşılamaktan bir hayli uzak kalmış bir esmerine albümü. fakat sanılmasın ki «beklentileri karşılayamadı» derken bütünüyle olumsuz bir durumdan söz ediyorum. aksine, dinleyicisini öylesi bir samimiyetle kucaklıyor ki bu albüm, ilk dinleme sırasında, "yavri yavri" bittiği anda kulaklara dolan sessizlik ortasında «bitti mi? yaa... bu kadarcık mıydı!» diyor insan.

    albümün beklentileri karşılayamamış olmasının diğer sebebi ise, özü itibariyle olumsuz olmakla birlikte çok da büyütülecek bir husus arz etmiyor aslında: albümde toplamda 9 eser var ve bunlardan ikisi, yani "translator clos ii" ve "barn board fire", albüm çıkmadan aylar evvel birer iştah açıcı olarak dinleyici ile buluşturulmuştu. "iştah açıcı" tabirinin de gerçek anlamıyla önerdiği gibi, bunlardan sonra gelecek işlerin "iştah açıcı"lardan daha büyük bir etki bırakması beklenir. yani sofradan kalktığımız vakit eğer damağımızda ana yemek yerine "iştah açıcı"lardan izler buluyorsak, burada bir sorun var demektir. işte, "dalmak"ta karşılaştığımız sorun da tam olarak böyle bir sorun. hem "translator clos ii" hem de "barn board fire" öyle başarılı çalışmalardı ki, albümün geri kalanını bu iki şarkının gölgesi altında takip etmekten kendimizi kurtaramıyoruz.

    fakat yine de, söylediğim gibi, çok da dert edilecek bir durum değil bu. ben kendi adıma, "dalmak" konusunda, başka bir yönden dertlenmeyi tercih ediyorum: biz bu albümün çalışmalarına 12-13 ekim 2012 esmerine istanbul konserleri'nde tanık olmuştuk aslında. yani "dalmak"ın yayınlanması, bir bakıma, sözünü ettiğim konser dizisinin stüdyo kayıtlarının yayınlanması gibi olacaktı. konserlerde çalınan bir parça vardı; içinde, diğer tüm enstrümanların sustuğu sırada, ara ara mute takılan bir kornetle atılan bir solo bulunan. bu parça beni adeta kendimden geçirmiş, tüm maddi varlığımdan sıyrılmamı, huzur içinde canımı teslim edebilecek kıvama gelmemi sağlamıştı. işte, albüm çıkanda da ben bu çoşku seline kapılma umudunun heyecanıyla sarılmıştım kulaklıklara. o kornet solosunu duyacağım anın merakıyla dinlemiştim "learning to crawl"u, "lost river blues"ları... aradığımı, daha evvel ikinci kısmını dinlediğimiz "translator's clos i"da buldum. ve tamamen, benim, konserdeki duygu selini kendi odamın dört duvarı arasında yakalayacağını sanan saflığımın bir getirisi olarak duyduklarım karşısında hayal kırıklığı ile karşılaştım. bu hayal kırıklığım ise iki "translator's clos" arasındaki ahenk sıkıntısının farkına varmam ile tescillendi. zira i.'nin outro'su ile ii.'nin intro'su bu denli ayrı dünyaların şarkı dilimleri olmamalıydı, diye düşünüyorum. hem albümün diğer ikilisi "lost river blues"larda böyle bir durum söz konusu değil; i. sona eriyor ve bu sona erişten fazla uzaklaşmadan bir tempo yükselimiyle ii.'ye başlanıyor.

    tüm bunların yanında, beşinci parça "hayale dalmak" şiddetli bir şekilde gustavo santaolalla işlerini anımsatıyor bana. özellikle alejandro gonzález iñárritu filmleri için hazırladığı müziklerle tanıyıp hayranı olduğumuz arjantiliyi esmerine vesilesi ile anmış olmak da hoş oldu doğrusu.

    son sözüm ise "white pine" için olacak; "white pine" pek hoş bir eser olmuş. emeği geçenlerin ellerinden tek tek öpüyorum. ve hayır, "yavri yavri"den söz etmek istemiyorum. evvelindeki 8 eser böylesi ortalama bir işle kapanmayı hak etmiyordu çünkü. şimdiye dek albümü 12 kez dinlemişim ve her seferinde de aynı "tadın damakta kalması" duygusunu yaşamışım. hoş mu, ha, hoş mu?
  • kimine göre korkunç, kimine göre mutlak huzur. var mı cesareti olan? buyursun
  • iki yıldır düzenli olarak yaptığım spordur. bu yaz kısmetse kızıldeniz'e gideceğim ve kendimi daha da geliştirme imkanı bulacağım. ayrıca depresyona birebirdir bu spor, duyurulur. (bkz: just saying)
  • deli gibi baslamak istedigim spor. nereden baslanir ve egitim icin nereler tavsiye edilir gibi sorularima isik tutmak isteyen sozluk dalgiclari'na selam ederim.
  • su altına ilişkin bütün korkularımı ilk dalışta geçiren, denizle olan husumetimi unutmamı sağlayan, denizin altındaki görsel şöleni yakından görmeme vesile olan mükemmel spor.

    ayrıca kişisel olarak da yeni ufuklara açılmamı sağlamıştır.

    okuyana not: sevgili dalıcılar, işemeyin şu dalış elbisesinin içine, çok pis kokuyor kuruyunca!

    (bkz: dalış elbisesine işemek)
  • aniden kesilen sesler ve hakim olan yavaşlık içerisinde konuşmadan, yalnıza işaret diliyle zarif ve kısa bir iletişim kurarken herhangi bir şey uzun uzadıya ters gidemezmiş gibi, başka bir dünya mümkünmüş gibi hissettiren aktivite.
hesabın var mı? giriş yap