• özgürlükçü biri olarak kınadığım fakat bazılarının ikiyüzlülüğünü de açığa çıkaran eylem.

    türban kararını bu şekilde savunan insanlar, azınlıkların ibadethanelerini, kültürünü, yaşantısını engellemek adına yapılanlara alkış tutmasalar inanırdım özgürlüğe, hak ve hürriyetlere saygı duyduklarına. fakat hepimizin bildiği gibi; durum hiç de öyle değil.
  • bu kadar müslüman memleketler varken gidip elin danimarka'sında yaşayan bacının problemi. gel bacım türkiye'ye, burada türban özgürlüğü var, daha nice özgürlükler var. yahut suudi arabistan var, bangladeş var daha neler neler var, çeşit çok.
  • elin gavurunun ülkesinde ne işin var?

    dön müslüman ülkene. gel burda özgürlüğün başkenti var. gel de gör.
  • skandal göremediğim karardır. türbanını çok seven yallah arabistan'a. bi danimarkalı iran'a gidip ben burada başörtüsüz çalışmak istiyorum diyebiliyor mu? diyemiyorsa hak ve özgürlük aramanız gereken başka yerler var demektir.

    avrupa türlü rezilliklerle akıllandı islam'a bu kadar takıntı derecesinde bağlı insanları içlerinde istemiyorlar belli ki. adamların politikasına saygı duymak zorundasın. hem danimarka'da yaşayayım hem türbanım çıkmasın, hem sütüm dökülmesin hem -terbiyem bozulmasın-. oldu.
  • gavur memlekette yattığım yerden kendi ülkemdeki asgari ücretin birkaç katı olan işsizlik parasını, üstüne iki senede bir yumurtladığım her çocuk için çocuk parasını cukkalayım, ama en düşüğü en vasıfsızı beş bin türk lirasına denk gelecek şekilde maaşlı sigortalı senede altı hafta tatilli 1 sene ücretli annelik izinli iş bulduğumda o işyeri de benim dinimin kurallarına tabi olsun, ben ne istiyorsam onu giyeyim, benim dinim o işyerinin kendi kültürü, ortamı, kurallarından daha önemli. o işyerinde çalışmak istemezsem de yattığım yerden para almaya devam edeyim. çünkü ben bir muhafazkar demokratım.

    bu gavur ülke sabrımı test etmesin. çekerim giderim kendi ülkeme, çok pis demokrasi yaşarım.
  • gayet doğru bir karardır. nedenini soracak olursanız;

    işveren dediğin politikacı değildir; kendisine ait olan şirketinde, istemediği kimseyi çalıştırmama hakkına sahiptir.

    öte yandan, politikacı da işveren değildir; hizmet etmek zorunda olduğu insanları istediği gibi seçemez ve onları istediği gibi olmaya zorlayamaz.

    şu fark öğrenilemediği , ya da ısrarla görmezden gelindiği için herkesin hayatı kayıyor.
  • senin niran ünsal'ın ticari zarara uğradım deyip türbanını çıkarıyorsa, elin danimarkalısı da ticareti zarara uğramasın diye böyle bir karar aldığında konuşmaya hakkın kalmaz.

    demek ki bu türban, yalnızca ecnebilerin değil, senin de ticaretini bozabiliyormuş. o zaman neyi zorluyorsun ki?

    mesele özgürlük ise, olaya bir de tersinden bakalım. ben neden iş yerime yazın en sıcak günlerinde şortumla ve sandaletlerimle gidemiyorum? öyle ya, bu özgürlük hep türbanlı bacıların olacak değil. ben de kıllı bacaklarımı püfür püfür havalandırıp rahat rahat çalışabilmek istiyorum. e hani nerede benim özgürlüğüm?

    demek ki mesele o değil.

    ikiyüzlülüğün alemi yok. adamlar türban bilmiyorlar ve görüntü rahatsız ediyor. sanki kendin dünyanın en doğru, en haklı, en muhteşem varlığıymışsın gibi davranıp, gittiğin her yere kendi bokunu da taşımaya ve orayı da kendine uydurmaya kalkarsan daha çok ağlarsın skandal diye.

    gerçeklerle yüzleşmelisin. senin ait olduğun yer ortadoğu.

    aksini mi iddia ediyorsun? o zaman gittiğin yerin kurallarına uyacaksın. türkiye'de bir sürü gayrimüslim yaşıyor. ezan sesinden rahatsızız, her sabah sabahın köründe evimizin dibinde bağırıp çağırıyorlar böyle skandal mı olur derlerse ne diyeceksin?

    ikiyüzlülük onların yaptığı değil, düpedüz senin yaptığın.
  • sonuna kadar doğru karardır. sen hem adamların ülkesine gideceksin hem de ben dinimi yaşıyorum diyeceksin. yok öyle iş. adam senin din zırvalıklarını çekmek zorunda değil. yerlerinde olsam tüm dinci tayfayı ülkeden kovarım. adamlar gene iyi dayanıyor bu islamcı kafaya, ne bela gelirse bunlardan geliyor. ayrıca lafım bu müslümanlar madem bu kadar dininde insanlar, madem dinlerini yaşamak istiyorlar, gitsinler kendi ülkelerinde yaşasınlar. bu kadar da iki yüzlülük olmaz. sonuna kadar danimarka'yı haklı bulduğum olay, rezillik falan yok.
  • türbanları çıkarmak durumunda kalacak diye bir şey yok.

    işsizlik maaşı alan vatandaşa devlet iş bulur. bu işleri herhangi sebepten beğenmeyip reddetmenin bir sınırı vardır. hiçbir işi kabul etmiyorsan işşizlik maaşın kesilir. türkiye dahil bu her yerde böyledir.

    her işyeri de kılık kıyafet yönetmeliği adı altında çalışanlarının görünümlerine karar verebilme hakkına sahip olduğuna göre?

    türbanlı kesim de hepimiz gibi yaşadığı yerin kurallarına göre oynayacak oyunu. yapamıyorsa türkiye'ye gelsin.
  • radikal islamcılar başı açık kadınları "fahişe", laikleri de "katli vacip" ilan ettiği müddetçe devamı gelecek olan karardır. iki yüzlülüğün lüzumu yok, bu türden rencide edici uygulamalara yol açan nedenlerin başında müslüman aleminin tutumu gelmekte..

    cihatçı olması şart değil, bir bakın bakalım, etrafınızda seküler insanların haklarını koruyan dindar var mı? ya da etrafınızda arsızlığı/haksızlığı/hırsızlığı/çocuk tecavüzlerini/muktedirlerin talanını eleştiren mütedeyyin kaldı mı? türkiye'de derinleşen dinci yozlaşma diğer ülkelerde de görünür olduğu için doğal olarak nefretle beraber temkinlilik devreye girmeye başladı.

    kadınlara araba kullanmayı bile yasaklayan zihniyetin kendi topraklarında rahat rahat nefes almasını hiç bir batılı hoşgörüyle karşılamaz. kaldı ki bugüne kadar gösterdikleri hoşgörünün ve besledikleri cihatçı terörün ucunun kendilerine de dokunduğunu nihayet anlıyorlar.

    avrupa, eskisi gibi ortadoğu'da mezhep çatışmasından beslenmenin ve dinci kesimlere ülkelerinde sınırsız özgürlük alanları açmanın intihar olduğunu daha çok konuşacak...
hesabın var mı? giriş yap