değişik

• standart olmayan, bir digerine benzemeyen.
• eski bir güneydoğu anadolu töresi.
  bu töreye göre, evlenmek isteyen adam, evleneceği kızın bir akrabasına, kendi akrabalarından birini verir (kızın akrabası erkek, adamın akrabası da kız olmak koşuluyla) ve böylece iki taraf ta o dönemin hitap şekliyle kalın^* olmaktan kurtulurlar.
• farklı, çeşitli, değiştirilmiş. (bkz: yedek).
• ilginc olarak adlandirilan sey.
• bir can yucel siiri...
  
  başka türlü birşey benim istediğim,
  ne ağaca benzer ne de buluta benzer;
  burası gibi değil gideceğim memleket,
  denizi ayrı deniz, havası ayrı hava;
  nerde gördüklerim, nerde o beklediğim kız
  rengi başka, tadı başka.
• havanın durgun gölü
  yankı dalı altında.
  
  suların durgun gölü
  yıldız yaprakları altında.
  ağzının durgun gölü
  öpüşler kalınlığı altında.
  
  federico garcia lorca
• çocuk yorumu;
  
  "bir insan palyaço olunca köpek olunca değişir ona değişmek diyoruz."
  ertuğrul (10)
  
  "mesela yani mavi boya boyarsak sonra kaverenkiyle boyarsak öyle öyle gideriz."
  gökhan (10)
  
  "bir şeyi değiştirmek ne demektir bu demektir."
  mustafa (9)
• can yucelin olumu annatan siiri..ve pekala benimde siirim..hayatim boyunca hep istediim icin kosturmak sonrada baska yerlere gitmek istemek ve gidememek..sanirim ölünce baska bi yerde olucam..ve tabii denizi ayri deniz olucak havasi ayri hava..
• türkçede okunuşu değişik yazılışı değişik olan tek kelime.
• kimi zaman kıvırma sanatının vazgeçilmez unsurlarından biridir.
  -yeni kıyafetim nasıl
  -ıyyh
  -efendim?
  -değişik yani..