• devlet elindeki bir ulaşım tekelini özel sektör tekeline devretmesine takılan özelleştirme kulplarına yeni bir örnek.

    öküzün trene baktığı gibi bakmak diye sevilen bir deyimimiz var. bu deyim, öküzle tren arasındaki ilişkiyi, öküzün tavrına atıf yaparak değerlendirir. öküzden de beklenen tavır, manasızca, anlamadan, sığır gibi, önünde gerçekleşen hadiseyi değerlendirmesi ve kendi imkanlarıyla sadece bakmakla yetinmesidir.

    bakın aynı tavrı, bu tip devlet elindeki tekellerin özelleştirmelerine destek verenlerde de görmek mümkün. onlar da sadece destek verebilirler, dahasını göremezsiniz.

    adamın, özelleştirilen kurumlar bu ülkede tekelmiş, herhangi bir rakibi yokmuş gibi nuansları değerlendirmesini geç, destekçi haspaların yaptığı hesap da şu; özelleşince daha süper hizmet alacaz... 10 senedir yapılan hangi özelleştirme sonucunda daha iyi hizmet aldın diye sorsan bu dingile, cevab da veremez.

    telekom özelleştirildi de dünya standartlarını mı yakaladın? seka özelleştirilince kağıt sektörün patlama mı yaptı? tekel özelleştirilince dünya ihracatın mı katlandı? tedaş'ı özelleştirdin de alt yapın kendini aştı, elektrik kesintilerin sıfıra mı indi? petrol ofisini verdin de hepimiz daha ucuz benzin mi kullandık? ne oldu özelleştirince? ben söyleyeyim, yandaşın, yalakan, ortağın, akraban ihya oldu. arazilerine konuldu, peşkeş çekilmiş oldu. bu kadar.

    olayı daha tcdd özelinde tekrar somutlaştıralım. devlet işletmesin, denetlesin peki. peki senin özelleştirdiğin kurumun özel sektörü kaldırabilecek bir alt yapısı var mı? yok. uygun rekabet ortamı oluşturup, vatandaşa daha iyi hizmeti daha ucuza sağlayabilecek misin? yok. amacı ne; sıcak para girsin, bütçe kalemleri azalsın, verelim kurtulalım. güneydoğu için güttüğü mantıkla aynı ver-kurtul.

    eğer öküzün biri değilseniz, devletin pazarlanıp peşkeş çekilmesini değil, devletin geliştirilmesini beklersiniz. devlet uygunsa işletsin, uygun değilse denetlesin, gerekliyse devlet işletirken özel sektörden hizmet satın alabilsin, ona da tamam. ama sen öküzsün, hatta bazen iktisat okumuş bir öküzsün diye üretmek, kontrol etmek, çalıştırmak zor diye, kar elde edebileceği ne var ne yok satıp likite geçmeye çalışma bir zahmet.

    esnaf kafasıyla bu kadar işte. kurumsallaşmak, standartasyon zor bir şey işte. ha ama bak raylar bizde kalıyormuş, özelleşsin ben o hakkımı da sana vericem, sen nasılsa sokacak yer bulursun, görüldüğü üzre yeter genişlik var o bünyende.
  • insanların kendine yakıştırdığı vasfa göre savunduğu durum.

    bir insan bir durumu kendi vasfı ve kapasitesi ölçüsünde değerlendirebilir.

    örneğin bir insan sığ ise, belli bir konuyu saptırma yoluna gider. sorulan sorulara cevap vermek yerine başka durumlara değinir ortamı bulandırır. hatta bazen o kadar meşrebi geniştir ki, yaptığı yanlışı görüp susmak yerine, hakareti yutar dolambaçlı bir şekilde cevap verme yarışına girer.

    din kisvesine sokar, milliyetçilik eksenine çekmeye uğraşır, farklı politik konulara temas etme yarışına girer.

    işte bu tcdd özelleştirilmesi konusunda da aynı böyle bir durum var. konuyu kavramaktan aciz olan şu açık soruya net bir cep veremiyor:

    1(bir) tane halkın gözle görünür biçimde faydalandığı, alanın da çığır açmaya sebep olmuş, özelleşmesi piyasayı kamçılamış bir özelleştirme örneği gösteriniz.

    japonya'dan örnek veren var, din eksenine çekmeye çalışıp gudik bir özelleştirme siyaseti yapmaya çalışan var, arap karşıtlığı eksenine çekmeye çalışan var.

    görüldüğü üzere bu tip fikirlerin çıkış kaynağı da tek. mevcut hükümet sıçsa, bu ne güzel bok diye alkışlamaktan elleri patlayacak olan zihniyet.

    adam olup basit bir soruya açık ve net bir yanıt vermekten aciz insanlar, ancak manipülasyon yapar, sığ cevaplarla geçiştirme yapabilir.

    işte bu tip adamlar eline iktidar geçince hiddetlenip, atar da yapar. şimdi elinde güç yokken üstüne gidilse gevşek gevşek sırıtır, imkanı varsa vatan hasretinden filan bahis açar, allah peygamber diye sümüklerini saça saça ağlar.

    (bkz: bilmez isen kemanı yayı sokarlar götüne treni rayı)
  • açıkçası sol tarafta "demiryollarının özelleştirilmesi" başlığının dolduğunu görünce, sandım ki özelleştirme kavramı hakkında ateşli bir tartışma söz konusu. birileri devlet de verimli ve kaliteli hizmet üretebilir diyor, diğerleri ise devletin hantallığının devlet olmasından geldiğini savunuyor filan. insan hastayken daha bir naif düşünüyor demekki. halbuki birileri kıçımın kenarı gazetesinden bir haber okumuş sözlüğe girmiş, başlığın altına yazanların yüzde doksanı da o haberi bile okumayıp başlıktan çıkarımlar yapmış. aferinler diliyorum, bu da okunmayacak ama olsun, bir iki gerçek bilgi de olsun bu başlıkta.

    madde madde yazacağım bazı arkadaşların yaptığı gibi, yeterince yakından takip ettim çünkü ne olup bittiğini.

    1- başta bahsettiğim gazetenin yalnızca başlığını okuyan dostlar, sözüm size: demiryolları özelleştirilmiyor, öyle birşey yok. zaten demiryollarını alacak bir aklıevvel şirket de yok. bundan sonra bahsedeceğim konu da demiryollarının özelleştirilmesi değil, demiryollarının reformu ve liberalizasyonu meselesi.

    2- bu mesele dünkü olay değil, ben bile on yıllık geçmişini biliyorum. bakanlık ve tcdd'nin girişimlerinin dışında, ab tarafının da çok yakından takip ettiği bir konu. "ab istiyorsa korkacan abi"cileri kendi enternasyonel siyaset analizlerine bırakmak lazım, turpun turptan başka dostu da yoktur zaten.

    3- peki ne bu kanun, neler oluyor. kanun meclise geleli üç dört ay oldu, tcdd'yi ikiye bölen (altyapı işletmesi ve taşımacılık şirketi olarak) bir kanun. bakın bu ikisi de devlet şirketi hala. altyapı işletmecisi, adı üstünde, altyapının bakım onarım ve yenilenmesi ile işletmesinden sorumlu. diğer şirket de taşımacılık yapacak, altyapıcıya kullandığı hatlar için para ödeyecek. anlaşılır mı buraya kadar?

    4- başka neler var? kasım 2011'de bir khk çıktı, hani şu ulaştırma bakanlığının adının uzatıldığı khk. o khk ile yeni bir genel müdürlük kuruldu, demiryolu düzenleme genel müdürlüğü. bu genel müdürlük piyasayı düzenleyecek, sertifikasyon yapacak, güvenlik sistemleri/standartları belirleyecek. bir nevi sivil havacılık genel müdürlüğü. bu da kalsın bir kenarda.

    5- hiç birşey değişmiyor mu yani? hayır, değişiyor. zaten hali hazırda cezm'in de söylediği gibi bazı özel şirketler vagon kiralayarak taşımacılık yapabiliyordu. ama taşımacılık piyasası tcdd'nin tekelindeydi. şimdi tcdd gibi taşımacılık şirketleri çıkacak, ekşiray'ı kurup sertifikasyon ve izinler için bakanlığa başvurabileceksiniz. tcdd'nin özelleştirilmesi ise oldukça uzak bir ihtimal.

    6- tcdd'nin altyapı konusunda tekeli devam edecek. demiryolları da satılmıyor yani, tekrar edeyim.

    7- bir başka konu, beş sene boyunca devlet kendi taşımacılık şirketini sübvanse edecek. 5 senede yükün kar etmeye başlayabileceğini hesaplıyorlar. tcdd öyle az buz zarar etmiyor, 700-800 milyon liralardan bahsediyoruz. ki bakın, ankara-istanbul hızlı tren başlasın, ankara-konya ile birlikte zararlar nasıl katlanarak artacak. zaten hızlı tren de dahil yolcu taşımacılığından kar etmek pek de olası değil. istisnalar dışında yolcu çoğunlukla zarar eder. bizde de edecek.

    8- peki zararlar da devam edecek, ne değişiyor? yeni düzende, bakanlıkla taşımacılık şirketi (türktren) arasında (çoğunlukla yolcu taşımacılığında) kamu hizmeti sözleşmesi (public service contract) imzalanacak. baştan yıllık sözleşmeye bağlanacak, ona göre taşımacılık yapılacak. şimdiki gibi ancak yıl sonu belli olan süpriz zararlar olmayacak, devlet belli bir bedel belirleyecek ve onun üzerinden bakanlık ve şirket anlaşacak.

    8,5- yük kar edecek. daha doğrusu niyet bu. hatta özel sektör girecek, onlar da taşımacılık yapacak. hepsi hat kiraları ödeyecek tcdd altyapıya. verim artacak, kalite artacak yük taşımacılığında. kamyonlara muhtaç kalmayacak yük, konteyner taşımacılığı artacak. çevre açısından güzel olacak mı kesin konuşamayacağım trenin payı arttığında, çünkü elektrikli lokomotif de kullanılsa, elektriği çok çevre dostu yöntemlerle üretmediğimizden ne olur hesaplamak lazım. ama belirli bir mesafeden sonra yük için tren kullanmak çok daha verimlidir karayoluna göre, daha az kaynak kullanılacağından dolayı çevre açısından pozitif bir etkisi olacaktır diyebiliriz.

    9- bakanlığın ilgili birimi güvenlik standartları belirleyecek, şirketlere uygulattıracak, denetleyecek. bağımsız kaza araştırma kurulları kazaları inceleyecek. sorumluları belirleyecek. yaptırımları bakanlık uygulayacak. tcdd'nin insafına kalmayacaksınız. ki yine bu reform çalışmaları sayesinde tcdd'de hızlı tren için oldukça üst düzey güvenlik standartları belirlendi ve uygulamaya başlandı. buna benzer standartlar bütün şirketler için geçerli olacak.

    10- bazı istasyonların işletmesi özel sektöre verilebilecek. yeni ankara garı mesela.

    11- ispanya modeline benziyor uygulanacak model. bilenleriniz vardır, adif ve renfe isminde iki şirket var. yanlış hatırlamıyorsam adif altyapıcı olan. ikisi de devlet şirketi. bizdeki de onlara benzeyecek.

    12- demiryollarının özelleştirilmediğini söylemiş miydim?

    13- kanun çıkınca herşey olacak bitecek mi? hayır tabiyki. bir yıl (ki çok kısa, üç yıl planlanıyordu stratejilerde) içinde ayrılma gerçekleşecek. bakanlıktaki düzenleyici denetleyici birimlerin yönetmeliklere, genelgelere, özelgelere ihtiyaçları var. ayrıca işlerini de öğrenmeleri, uzmanlaşmaları lazım. bu çıkacak kanunun yönetmelikleri de gerekiyor. hem altyapı hem de üstyapı şirketinin yeni duruma uyum sağlamaları lazım. daha tcdd'de yük ve yolcu ayrı hesaplanamıyor, tcdd yük ve yolcunun muhasebelerinin ayrı olması lazım. hatta yeni bütünleşik bir demiryolu kanunu bile lazım. lazım oğlu lazım, iş çok uzun daha.

    14- "bizde yürümez bizde işler öyle olmaz"cılar. herkes biliyor olmayacağını. taa 2004'teki bir ab projesinde hazırlandı ilk taslak demiryolu kanunu. öyle bekliyor bakanlıkta. 2010 yılındaki bir başka ab projesiyle reformun stratejisi çizildi, eylem planları yapıldı. nelerle uğraşıldı o dönemde bir bilseniz. taslak kanunu ise bakanlık üst yönetimi hazırladı. şimdi bakanlık bu reformu yapmak istiyorsa, bakan yapmak istiyorsa yapılır. ki istiyor gibi görünüyor, ama kolay olmayacak. hatta sivil havacılıktan bile zor olacak belki. çünkü bahsettiğimiz kurum tcdd. ama benim beklentim, ileride şu anki halinden kötü olmayacağı işlerin.

    bu kadar anlatacağım. soracak olursanız da cevap veririm bildiğimce. ama istirham edeceğim, hakkında yorum yaptığınız haberi okuyun bari. yahu bütün sözlük trollük peşinde de bir ben mi safım diye şüphe ediyorum bazen. demiryolunun turollüğü olmaz beyler, adamı ray diye döşeyiverirler valla ankara sivas arasına.

    edit: demiryollarını satıyolarmış!!11
  • "ne çok komünist bir ülkeymişiz yahu. sata sata bitiremedik !" diyen bakanlarının olduğu bir hükümet tarafından gerçekleştirilen eylem.

    şaşırmıyorum artık. şaşırmamaya da devam ediyorum. "yazık" olan bu, belki de.

    neden mi?

    böylesi bir ülkeye, böylesi bir boyunduruk altında yaşamaya her daim "evet" demiş, yapılan onca dalavereye, özelleştirmeye en ufağından gıkını dahi çıkartamamış bir halka, müstahaktır da ondan.
  • bu saatten sonra ödediğimiz her kuruş vergi bize ne olarak geri dönecek merak ettirendir.

    yol gidiyor, su ile elektrik gideli hani oldu. ne kaldı geriye.
  • ulan biriniz de haberi okuyup yorum yapın arkadaş!

    demiryollarımız üzerinde özel firmaların da tren alıp koyup çalıştırmasına müsade edilecekmiş.
  • bunun sonucunda keyfe keder yapılacak zamlarla, demirağlar vatandaşın götüne güzelce döşenmiş olur.
  • bu uzun zamandan beri konuşulan bir konu. bilmiyorum haberin bugün çıkması bugün başlayan demiryolu fuarı nedeniyle olabilir.

    aslına bakarsanız demiryolları son yıllarda zaten daha çok denetçi konumunda bulunuyor, sinyalizasyon, elektrifikasyon, çift hat projeleri ihale ediliyor ve tcdd denetçileriyle bu işleri kontrol ediyor. aynı şekilde alt yapı işleri de bu şekilde yürüyor.

    bahsedilen yasa yürürlüğe girdiğinde değişen tek şey işletmenin de özel sektöre aktarılacak olması. dünyada da demiryollarını özel işletmeye devretmeyen çok az ülke kaldı ama burada dikkat edilmesi gereken husus şartnamenin özel sektörü öldürmeden devleti güldürecek şekilde hazırlanması gerekliliği. buna bağlı olarak da fiyatın doğru belirlenmesi tabii ki.

    son karayolları ihalesinde olduğu gibi, belirlenen yıl için karayollarının getireceği gelirin yarısına ihale ederseniz o zaman o iş olmaz. o zaman devletin milletin malını peşkeş çekmiş olursunuz.

    dolayısıyla kafadan karşı olmak yerine şartları üzerine tartışmak gereken bir konu.
  • çok hantaldı yeaa diye savunulmaması lazımdır zira bu birkaç yıl önce açıklanan projelerde yazılanların sonucu. yht ile reklam yapılıp prestijli trenler duyurulacak ve normal işletmeler kaderine terk edilecekti. ufak tefek onarımları bu projelerde yazanlara karşıt olarak gösteriyorlar fakat projelerdeki herşey tıkır tıkır işledi. denizli-burdur-ısparta-karabük-zonguldak-çankırı-batman-siirt-gaziantep-mardin-edirne-kırklareli-tekirdağ ve dolaylı olarak istanbul hepsinde demiryolu işletmesi teker teker bitirildi. şu an tren çalışmıyor. sadece hızlı tren ile reklam yapılacak çok büyük zarar varmış gibi gösterilerek değerinden düşük fiyata özelleştirileceği devletin kendi yayınladığı projelerde mevcuttu.
hesabın var mı? giriş yap