• yaşlı profesörün horoz gibi öttüğü etrafındakilerin güldüğü,onlar güldükçe gittikçe daha fazla öttüğü sahne çok dokunaklıdır.
  • marlene dietrich'le özdeşleşmiş bir film, marlene'in lakabı.

    (bkz: marlene dietrich)
  • mavi melek tabi ki marlene'i ünlü değil uluslararası ünlü yapan filmdir. dietrich daha önce pek çok sessiz filmde ve kabarelerde boy göstermiştir, savaş sonrası almanya'sında zaten tanrıçadır, celebiritydir.
  • marlene dietrichi tum dunyada femme fatale olarak meshur eden 1930 yapimi film. yonetmenle ask yasamistir gercek hayatta marlene abla,hayati boyunca toparlayamamistir zavalli adam
  • 1940 tarihli şehvet kurbanı ismiyle senaryosunu nazım hikmet'in yazdığı, muhsin ertuğrul'un yönetmenliğini yaptığı türk versiyonu bulunmaktadır.

    seslendirme sanatçısı olan ferdi tayfur'u görebileceğiniz filmlerdendir aynı zamanda.

    lale film online olarak da upload etmiştir youtube'a:
    https://www.youtube.com/watch?v=mtgyf_la6oo

    nadir de olsa o dönemin istanbul'unu görmek güzeldir. film iyi bir uyarlamadır.
  • orhan pamuk'un yeni hayat romanında bahsettiği film.
  • heinrich mann’ın “professor unrat” adlı eserinden 1930 yılında sinemaya uyarlanan “mavi melek”, en çok etkilendiğim siyah-beyaz yapımlardan biri. film hem almanca hem de ingilizce aynı anda çekilmiş, bu şekilde daha geniş bir pazara sahip olacağı düşünülmüş.
    “lola lola”yı oynayan marlene dietrich zaten bu sayede bir anda dünya çapında yıldız ünvanına kavuşmuştur. “mavi melek”, filmdeki batakhanenin/kabarenin adıdır. film, lise öğrencilerini üniversiteye hazırlayan bir okulda/gymnasium’da saygın bir profesör olan ımmanuel rath’ın saygınlığını yitirip deliye dönüşümünü yani “düşüşünü” anlatır.
    profesör rath, her ne kadar kel, şişman, çirkin ve tütün kokan bir adam olsa da söz konusu eğitim ve öğrenciler olduğunda disiplini elden bırakmayan biridir. tabii öğrencilerinin kendisinden nefret ettiğini de belirtmek lazım. dersten sonra çelme takılıp düşen öğrencisinin elinde bir batakhaneye ait olduğunu öğreneceği fotoğraflar bulur. fotoğraflar dönemin erotik nüshalarıdır. prof. rath, öğrencisini sorguya çeker. ve fotoğrafları/kartları “mavi melek” adlı batakhaneden diğer öğrencilerinin aldığını öğrenir. öğrencilerini batakhaneden kurtarması gerektiğine inanır. bunun üzerine gece vakti batakhaneye gidip o öğrencileri yakalamaya/bulmaya çalışır. oysa kaderin cilvesinden kaçamayacak, duman altı olan batakhanede “lola lola” adlı -fotoğraflardaki- kadının cazibesiyle tanışacaktır. bu tanışma esnasında batakhanede saklanmakta olan öğrenciler, “lola lola”nın iç çamaşırını profesörün cebine gizlice yerleştirir. batakhanedeki curcuna ve kaçma-kovalamaca esnasında film boyunca hiçbir repliği olmayan ve çok nadiren göreceğimiz palyaço’nun garip bakışlarına tanık oluruz. filmin en büyük sürprizinin de bu palyaço olduğunu belirtmeliyim. filmi izlemeye niyetlenenler için “palyaço” sürpriz olarak kalsın.
    profesör rath, bir sonraki gece “lola lola”nın iç çamaşırını iade etmek için tekrar “mavi melek”e uğrayacaktır. iç çamaşırını iade ettiği “lola lola” ile iyice yakınlaşırlar. profesör rath, her ne kadar çirkin ve yaşlı bir adam olsa da lola lola, onu cazibesiyle kendisine bağlar. batakhane sahibi dahil herkes profesör’ü el üstünde tutar. profesör rath, batakhanedekileri “sanatkâr” olarak görür. gece hayatı ve batakhaneler hakkında profesör’ün öğreneceği çok şey vardır. rath, deliliğe giden yolda ilk adımı atmıştır ve bunun bedelini çok ağır ödeyecektir. olayların devamında rath’ın öğrencileri, profesör’ün batakhane dilberiyle olan ilişkisini okulda ifşa eder. okul yönetimi profesörden bir tercih yapmasını ister. ya okul ya da “mavi melek”?
    aşkın ve şehvetin cazibesine kapılan profesör, “mavi melek”i yani “lola lola”yı tercih eder. lola lola ile evlenir, kabare/batakhane ekibiyle beraber turneye çıkar. bütün parasını lola lola uğruna harcar. eskiden kabare/batakhane ekibince el üstünde tutulan rath’a, paralar suyunu çekince sokak köpeklerinden fazla değer verilmez. artık bir koca değil lola lola’nın hizmetçisidir. hizmetçilik yetmez… madem profesör’ün parası yok ve kabarenin kesesinden beslenmekte o hâlde daha fazla çalışmalıdır. profesör rath, böylece kabarede karısının imzalı erotik fotoğraflarını/kartlarını müşterilerine satmak zorunda kalır[bu kartlar yüzünden öğrencilerini takip etmişti]. aynı zamanda müşterilerin sahnedeki karısına şehvetle bakışına katlanır, herkesten azar işitir. kıskançlık krizlerine girer. yapabileceği hiçbir şey yoktur. artık batakhanenin çalışanıdır. ya bu şekilde çalışmaya devam edecek ya da kapı dışarı edilmesi an meselesidir. ve daha her şey bitmemiştir; çünkü kabare sahibinin[sihirbaz’ın] onun için başka planları vardır. profesör’ü eskiden yaşadığı şehre götürüp sahnede pazarlayacaktır. lola lola’nın profesör’ü ikna etmesiyle reklam broşürleri basılır, dağıtılır. adeta batakhane önünde izdiham yaşanır. profesör’ü izlemeye şehrin bütün elit tabakası gelir… profesör, eskiden saygı gördüğü insanlarca alay konusu olur, bu esnada karısı başkasına kur yapmaktadır. bunu gören profesör kıskançlıktan çılgına dönen ve lola lola’yı boğmak isteyen profesör rath’a deli gömleği giydirileceği an gelir çatar. filmin sonunda çıldırmış bir şekilde kabareden kaçan rath’ın sığınacağı ve rahatça öleceği tek bir yer kalır… gymnasium!
    profesör rath’ın trajedisinin filmin barındırdığı sürprizlerle izleyeni yakaladığını, özellikle alay konusu olduğu sahnelerde insanı derinden etkilediğini söyleyebilirim. oyuncuların inandırıcı performansı, yönetmenin ışığı kullanmadaki becerisi ve makyaj bu etkiyi fazlasıyla yaşatıyor. özellikle profesörün dönüşümü/düşüşü, kamera profesör’ü her gösterişinde ürkütücü bir hâl alıyor. klasik film seviyorsanız izleyin, pişman olmayacaksınız.
    mehmet reşat caymaz – edebiyathaber.net (10 eylül 2013)
    http://www.edebiyathaber.net/…elek-mehmet-r-caymaz/
  • saygın bir profesör üzerinden aşkın, horoz gibi öttürebileceğini ya da palyaço kılığına sokup, tavuk gibi gıdaklattırabileceğini anlatan film.

    --- spoiler ---
    henüz olaylar gelişmemişken, blaue engel'deki saf palyaço bir foreshadowing örneklemesi olarak -sanıyorum.- profesörün ilerde ne hale geleceğinin habercisidir.

    üzerinde "tue recht und scheue niemand."* yazan bir çerçeve var profesörün odasında, başucunda. sanırım incil'den bir alıntı bu. neyin doğru ya da yanlış olduğunu bilmiyorum ben. ama bence, yönetmen bunu uzunca bir süre ekranda tutarak; profesörün başına gelecek olanları, daha en başta yanlış olarak yorumlayacaklara cevabını veriyor. çünkü, bir profesörün, böyle bir kadına aşık olması ve bu uğurda işini, itibarını ayaklarının altına alması toplumca kabul edilebilecek, anlaşılabilecek bir şey değil. yani diyor ki; bu profesörün doğrusu, o palyaço olmayı göze aldı. zaten nedir; "en büyük ahlaksızlık bir aşkı yaşamamaktır." palyaço olmaksa, ahlaksızlık değildir.
    --- spoiler ---

    her neyse.
    şu ki; bir marlene dietrich var:
    (bkz: http://youtu.be/8gao2ar_tuw)
  • 1978`den beri cevreye duyarli, dogal kaynaklari korumayi hedef alan tüm ürün ve hizmetlere verilen bir ökolojik etiket. (bkz: ecolabel)
  • trt 15-20 yıl önce klasik filmleri gösterirdi. şimdiki gibi imdb gibi listelere bakmana gerek olmazdı, şansına ne çıkarsa, bazen hitchcock filmi bazen de alman filmi.

    bu filmi de o zamanlar izlemiştim yıllar oldu izleyeli ama unutamadığım filmlerin başında gelir. sebebi ise aşk yüzünden mahvolmanın çok gerçekçi şekilde anlatılmasıdır.

    --- spoiler ---

    filmin ilk sahnelerinde profesörün öğrencileri bir karta bakmaktadırlar, bu kartta bir kadın fotoğrafı vardır ve bir etek gibi karta yapıştırılmış püsküller üflediğinde kadının çıplak bacakları görünür. o kadın lola yani marlene dietrich'tir. profesör öğrencilerinden kartı alır kadına aşık olur, hayatı kayar.

    adama o kadar üzülmüştüm ki şimdi bu satırları yazarken yine üzüldüm, yapma gözünü seveyim dedim.

    --- spoiler ---

    bazen aşk karşılıksızsa ve aşık olunan da insafsızsa insan rezil olur. bazıları aşık olduğunun hiçbir şeyi olmaktansa oyuncağı olmayı tercih eder.

    bu film bunu anlatır.
hesabın var mı? giriş yap