• çocukların babalarını kandırarak yaptıkları eylem.* bilgisayardan bihaber baba derslere bi katkısı olur diye bilgisayarı alır ama çocuğun sabahtan akşama kadar oyun oynadığını görünce kandırıldığını anlar.
  • sonu gelmeyecek aktivitedir. fakat bu konuda muhim olan sey, butun gun sokakta burnunu karistirarak gezen kisa sortlu veledin (evet, bu sen oluyorsun, ben oluyorum, hepimiz oluyoruz) bir anda bir zamanlar show tv de, pazar gunleri sabah saat 11 de verilen 11-12 yaslarindaki amerikali genclerin, (ulan bi gencler arasindaki kizlar da hep uzun duz ve sariya calan sacli olur) ilk ask, arkadaslik, kotu adamlarla mucadele, agac ev uzerinde planlar kurma gibi turlu atraksiyonlari yasadiklari filmlerde mutlaka yer alan bilimsel cocuk sifatina burunmeleridir.

    -bilgisayar alin bana ders calisacam!

    kisminda carpilinmadi ise eger, (her yalanda carpilacak degil ya insan) bu baski, ailenin durumu da musaitse, bilgisayar alinina kadar hic suphesiz devam edecektir.

    veled (evet d ile), her gun tam bir sey kesfedecekmis de, karmasik islemleri adini "ted" koydugu bilgisayarina yaptiramadigi icin, bulusu yarim kalmis tavirlarinda somurtur durur. halbuki o sirada anne mutfakta biber dolma doldurmaktadir. ulan biber dolma doldurulan yerde bilim mi olur, ne bekliyorsun olaydan, ne randiman alacaksin? git ic pilavi parmakla kendine gel.

    oyle veya boyle, o bilgisayar alinir ve sene 1996-1999 arasi ise, mutlaka escorttan alinir. (baba zaten bilgisayar olayina isinamamis, kazik yemekten korkan deve kusu kadar tedirgin) 1996-1999 arasi boylesine sektorun kaymagini yiyen bir firmanin su an neden adiyaman yoresine silikon vadisi kurmamis oldugunu anlayamiyorum halen.

    o escort bilgisayar eve gelir, zaten tum bilismel ortam, ilk saat icerisinde annenin bilgisayarin tozunu almasi ile yikilir gider. bu vakitten sonra o bilgisayar abla tarafindan soliter oynanarak, baba tarafindan bilgisayarim klasorune girip, 15 saniye icinde korku ile geri cikilarak, anne tarafindan ise arada bir ekranini silerek kullanilacaktir.

    bilim aski ile yanip tutusan veledimiz ise, coktan diablo 1, carmageddon, biraz entelse caesar 3 gibi oyunlara sarmistir.

    hayir bir de, sabah aksam oyun oynanildigi goruldukten sonra, bu arsiz cocugun yaptigi en abik sey hala bilgisayari savunmaktir.

    "yaaaa ama oyun degil bu ders!"
    ulan ne dersi, baba gormuyor mu, warrior olmussun, cehenneme dogru giderken 17. kata gelmissin inceden demonlar baslamis, (daha sonra ayni baba 3 sene sonra atv ve show haberde pohpohlanan 'satanistler her yerde. buyrun akmar pasaji!!!!!" turu haberlerden de etkilenecek ve ogulunu bir muddet satanist sanacaktir.) sen hala ders diyorsun... bu tip gencler anne babaya porno izlerken yakalandiklarinda da "eee bisi yapmiyodum ben?" derler, ustune ustluk goruntuyu bile degistirmeyecek kadar paralize olurlar..

    boyledir derslere yardimci olsun diye bilgisayar aldirmak, yalandir. belki ileride deyim bile olur.

    'abi sen de 'derslere yardimci olsun diye bilgisayar aldirdin' ama bi numarani goremedik ne is?` gibi kullanilabilir, bilemiyorum.

    deyimin meali: o kadar yatirim yapmak imkan saglamak

    not: ama hakatten escort nasil patlama yapmadi ya, halbu ki bir donemler her gencin hayalinde escortun en pahalini bilgisayarini alabilmek vardir.. (ozellikler tam bilinmez, en pahalisi kafidir.)
  • şimdi aldıranların işi kolay. internet diye bir şey var. ben 1993 senesinde aldırdım bir bok yoktu. ortaokuldaydım. yalandan pw programıyla cezaevi demirleri gibi bir şey çizerdim çünkü başka bir şey çizemiyordum, sonra gösterirdim nasıl olmuş diye aferin falan derlerdi. onu anıtkabir sanıyorlardı. ben öyle lanse etmiştim. günü kurtarırdık yani. giderdim sonra volfied, cm 93-94 akşama kadar oynardım. belli bir süre cm 93-94 ü ders sandılar. mal gibi monitöre baktığım için oyun oynamadıgımı düşünüyorlardı. benimki yine kolaydı, arkadaşım aynı dönem amiga aldırmıştı bu sebepten. onun ailesi daha sıkıydı, o da yalandan bir program bulmuş, dersin bir bölümünü mal gibi oraya yazıp ordan deftere geçiyordu. o günü daha zor kurtarıyordu çünkü program yazılan şeyi kaydetmiyordu. adam her gün aynı şeyi gösterecekti kaydetse, okuyacak halleri yok ya. save diye bi yer yoktu ne programıysa artık... her gün yazıyordu bu paso. bir de sonradan ben bir program bulmuştum. yani program değil de adamın biri disketin içine ankara misket koymuş. kısacık. disketi c: ye kopyalamıştım ve bunu ben yaptım müzik dersi için demiştim. paso misket çalıyodum odamda yalandan. ses kartı da yoktu, çok pahalıydı almamışlardı bızzt- dızzt efektleri içinde pc speaker modundan ankara misket. nınının nınının nınınını nın... çok aradım ama başka şarkı bulamadım öyle. bulsam iyice imparatordum. evdekiler de beni deha sanıyordu. napalım mecburiyet. cafe vardı da biz mi gitmedik? dersler iyiydi ama.
  • liseye başlayacağım sene işin ucunu buna bağlayarak aldırmıştım bilgisayarımı. hatta vitamin'de aldırmıştım "off süperdir ki bu şimdi yaa"* diyerekten. önce aileye gerekli şovu yaptıktan sonra ufaktan oyun açmalar başlanır genellikle. hatta derslere yardımcı olsun diye aldırılan bilgisayar bi tek derslere yardımcı olmaz. ama çok güzel cm bağımlısı yapmıştı beni mesela. derslerin yanlaması da çoğu zaman aynı döneme denk gelir.
  • günümüzde, vitamin sayesinde gerçek anlamını bulmaya başlamıştır.
hesabın var mı? giriş yap