• yediğimiz karbonhidratlı gıdaların ağızda belli bir süre kalıp, mikroorganizmalarca aside dönüştürülüp dişe etki etmesiyle oluşan demineralizasyon hadisesi.
    genelde mine sınırları içindeki başlangıç çürüğü beyaz opak bir leke şeklindedir, sonra gelişir.bu aşamada flor uygulaması, düzenli fırçalama ile ilerlemesi durdurulabilir.mineden bir alt tabaka yani dentine ulaştıysa soguk su içerken ender olarak da sıcak bir şey içerken anlık ağrılar yapabilir, bu durumda iş daha vahim hale gelmeden dolgu yapılması gerekir.eger bu esnada dişçi fobisi nedeniyle tedavi sürekli çıkmaz ayın son çarşambasına ertelenirse, çürük sinsice ilerler ve dişin pulpasına ulaşır.kendisi direk olarak ulaşmasa bile dentin kanalcıkları yoluyla toksinleri yollar ve pulpada iltihabi durumlar meydana getirir.bu durumdaki diş genellikle dayanılmayacak agrılara neden olur, böbrek agrısından sonra agrıların en korkuncu olarak tabir edilen agrı budur.gece korkunç bir zonklamayla insanı uykudan uyandırır.sabaha kadar da uyutmaz.her hangi bir agrı kesici çogunlukla agrıyı dindirmez.bu aşamadaki tedavi seçeneği kanal tedavisidir, geçmiş olsun...
  • bok gibi kokutur agzi*.eger yarik* sinirlere kadar inmisse,ki bu sizin doktora 2-3 ay gitmeye usendiginizi veya gotunuzun attigini gosterir,kanal tedavisi uygulanir,hatta dis cekilip,dama atilip,kargalardan altin dis istenebilir.her sey icin cok gec degilse,basit bi dolgu yapilir.
  • şu sıralar kendisinden en az 1-2 tane sahip olduğum hain şey. uzun zamandır askerlik ve korku nedeniyle yanına yaklaşamadığım dişçime gidip esas acıyı çekme zamanının geldiğine inanıyorum yoksa dişler elden gidebilir. civv ciyuv derken o aletin çalışması gerçekten sizi de o biçim yapıyor. amanın.
    (bkz: dişçi korkusu)
  • (bkz: sut disleri) (bkz: biberon curugu)
  • ihmal edilir, edilir, edilir...
    bir gece, insanı müthiş ağrısıyla uyandırır ve hatta uyandırması bir yana, amuda kaldırır *. eşek olunduğu için dişçiye gitmek gibi bir şey yapılmaz; apranax üzerine apranax, aprol üzerine apranax, apranax üzerine aprol içilir; bilumum ağrı kesici ilaç kombinasyonu içerisinde sözde geçiştirilir. gün gelir o ağrı nirvanaya ulaşır ve tıpış tıpış dişçinin yolu tutulur. asıl işkence ise bundan sonra başlar.
    kanal tedavisiyle kurtarılmaya çalışılan zavallı diş bir türlü iflah olmaz. çekilmesi gereklidir, peki. fakat diş anesteziyle uyuşmaz. bir iğne, iki iğne, üç iğne... ııh. dil ağızda büyür, konuşma yetisi kaybedilir, damak hissedilemez, yutkunma hareketi unutulur, dudaklar şekilden şekile girer, tabir-i caiz ise beynin bir yarısı hissedilmemektedir ama o diş öylece durur orda tüm hisleriyle; tek bir hareketle alınabilecekken... "biraz dayan" der dişçi, o "biraz" saniyelere bölünür, ağızdaki acı ayyuka çıkar, beyni felç eder neredeyse. hayır, olmuyor. zavallı diş, ihmal edilen diş, inatçı diş, adamın ağzına ağzına sıçan diş. iltihabı *, mağmaya kadar inmiştir artık. antibiyotik tedavisine başlanır; sabah akşam popodan iğne, hıhım. oturamamak kalkamamak mevzu değil, yeter ki diş ağrımasın :( ikinci bir çekim denemesi, üç iğne, hayırrrrr. uyuşmuyor. bir darbeyle kırılır, hooop, kökler aynen yerinde! antibiyotik iğneye devam, peki, iyiyim ben, süperim.
    bu aşamada artık fanteziler devreye girer. "ben jackass'a katıldım aslında, acı çekip bundan zevk alacağım hihihooo, jackasstayım uleeaannn"
    bir sonraki bölümü pazartesi günü, bu sefer kurtulacağım bu dişten, ve jackass'ın en beğenilen olacak bu bölüm!
  • diş dokularının mikroorganizmalarca oluşturulan patolojik yıkımı.(bu yıkım mikroorganizmaların metabolizma atığı olarak ürettiği asitten kaynaklanır).
    aklıma gelmişken >> ilk kez ; prehistorik çağda yaşamış sürüngen, dinozor ve erken dönem memelilerinde gözlemlenmiş
  • şu anda çürük dişi olanlar lütfen işaret parmaklarını o oyuk kısma dokundursun ve çektikten sonra burunlarına götürüp koklasın, çıkan kokunun bok kokusuna benzediğini görüp yarın diş doktorunun yolunu tutsun.*
  • dus curugunden daha az acı verir.
  • (bkz: gül kurusu)
hesabın var mı? giriş yap