• bilgisayar basındaki tum salaklıklarıma cesaretle gogus germis ve kesinlikle ve kesinlikle sahsimi asagilamamıs, aman siriuscum ogreniyosun ha gayret diyerekten deliler gibi gaz vermis ama yine de bunların hicbirisi bi ise yaramamis.canim canim.saolsun pek paylasimci ama hoduk yine hoduk (bkz: ben) olunca bi ise yaramiyor bunlar
  • ideefixe ten 3 milyon liraya tum sayilarini alabileceginiz 1998 yilinda cikmaya baslamis ve 7 sayi cikartabilmis mizah dergisi
  • malazgirt savaşında, alpaslan'a yenilen versiyonu için (bkz: romen diyojen)
  • "neden iki kulagımıza karsılık bir dilimiz var biliyor musunuz? cok dinleyelim de az konusalım diye." sözünün sahibi.
  • günün birinde filozof diyojen, şehir merkezinde şarkı söylemeye başlar. herkes toplanır. o zaman hayatin anlamina dair birşeyler söylemeye başlar ve insanlar teker teker etrafından ayrılmaya başlarlar. o da "ben de sizi adam edeceğim diye düşünmekle hata etmişim" der. misal günümüz türkiyesi.
  • günün birinde filozof diyojen pazara gider ve etrafta satilan onca şeyi görünce şöyle bağırır "ihtiyacim olmayan ne kadar da çok şey varmış!". süpermarket lere gidince bu hep aklima gelir ve gülümserim. aslinda ihtiyacimiz olmayan o kadar çok şey var ve biz bunlari satin aliyoruz.
  • "en güzel şarap, parası başkalarından çıkan şaraptır" sözünün sahibi beleşci kişi
  • osmanlı devleti'nde cıkartılan ilk mizah dergisi
  • sinoplu diodoros (m.ö. ii. yüzyıl), iskolastik aristotelesçi felsefe okulunun ustası olan öğretmeni kritolaos ölünce, onun yerine geçti. diodoros'a göre ruhun özünü ethera (esir) meydana getirir. ahlak anlayışı, stoacılık ile epikurosçuluğu bağdaştırmaya çalışır.

    anaksimenes'in öğrencisi olan apollonialı dioegenes (m.ö. v. yüzyıl), anaksagoras'dan etkilenerek ionia felsefe okulunun öğretisinde değişiklikler yapmış, her şeyi oluşturan temel öğe saydığı havanın sonsuz, sınırsız, hareketsiz olduğunu, her şeyi bilip kusursuz biçimde düzene koyduğunu ve her şeye gücünün yettiğini savunmuştur. ayrıca, apollonialı diogenes peri physeos (doğa üzerine) adlı, elimizde ancak bazı parçaları bulunan bir eser yazmıştı. aristoteles onun damarlar hakkında yaptığı bir tasviri nakleder; bu da onun anatomi alanında yaptığı araştırmaların dikkate değer bir örneğidir.

    babil'li diogenes ( m.ö. ii. yüzyıl) ise, seleukia'da doğan diogenes krysippos ile tarsuslu zenon'un öğrencisiydi. m.ö. 156 - 155 yıllarında atinalılar onu aristotelesçi filozof kritolaos ve akademialı filozof karneades ile birlikte oropos şehri ile ilgili görüşmeler yapma yetkisi vererek roma'ya elçi olarak yolladılar. babilli diogenes, stoacı felsefenin en ünlü temsilcilerinden biri idi. rüya tabirleri ve yıldız falı üzerine yazdıklarından cicero, de divinatione (kahinlik üzerine) adlı kitabında faydalandı.

    oinoandali diogenes (m.s. ii. veya iii. yüzyıl) ise, doğduğu şehirde, epikuros felsefesini ortaya koyan, savunan ve yücelten bir yazıt diktirdi. bu yazıtta, özellikle söz konusu felsefenin tanrı, ölüm ve kötülük korkusundan insanı kurtaran yanı belirtilir.

    bir de sinopeli diogenes (m.ö. 413 - 327) vardir. kinik felsefe okulunun kurucusu olan sinope'li diogenes (diyojen de denir) antisthenes'in en ünlü öğrencisi idi. diogenes'e göre en üstün iyi, erdemdir, fazilettir. bilim, şan ve şeref, servet hor görülmesi gereken uydurma "iyi"lerdir. felsefenin özü, her yerde özentiyi kötülemek ve onun karşısına tabiatı koymaktır. bilge, kendini, istek ve duygularından uzak tutmalı, ihtiyaçlarını en aza indirmelidir. platon'un "çılgın sokrates" dediği diogenes, her mevsimde yalınayak dolaşır, harmanisine sarınıp tapınak kapılarında yatar ve bir fıçıda otururdu. büyük iskender'e, korinthos'da kendisine "bir dileğin var mı?" diye sorunca "var, gölge etme, başka ihsan istemem" demişti. bir gün çeşmeden avucu ile su içen bir çocuk görünce "bu çocuk bana fazladan eşyam olduğunu öğretti" diye haykırıp su çanağını kırdı. hareketi inkar eden elealı zenon'un bir dersinde, ona cevap olarak kalkıp yürümüştü. sıradan insanları o kadar küçümserdi ki, bir gün öğle vakti, elinde fener, "bir adam arıyorum" diye söylenerek atina sokaklarında dolaşmaya çıkmıştı. gerçi atinalılar onunla alay ederlerdi ama, çekinilen ve sayılan bir insan olduğu da bir gerçekti.
  • babası ölüp yerine iskender geçince civardaki tüm ünlü şahıslar, düşünürler kutlamaya gelmiş, fakat diyojen o ortamda bulunmamıştır.bunun üzerine iskender diyojenin yanına gitmiş.adamımız malum fıçısının içindeymiş.iskender "bir isteğin var mı?" diye sorunca diyojen o ünlü cümlesini sarfetmiştir "gölge etme başka ihsan istemem"..edindiğim bilgilere göre iskender de iskender olmasaydım diyojen olmak isterdim demiş.
hesabın var mı? giriş yap