• erdoğan'ın perinçek ile olan ittifakı, bostanlığa süs olsun diye değil, kendisinin ihtiyaç duyduğu kadrolara sahip olmaması yüzündendir de aynı zamanda. sadece oy kazanan bir siyasi imaj olarak hegemonya kurmak ve bunu yönetilebilir kılmak çok zor. feto sonrası oluşan kadro eksiğini tüm alanlarda hissetmeyen kalmadı, sahte delil icat edecek kadrolar bile artık olmadığı içindir ki iddianameler dahi düşük bütçeli ortaokul skeçlerine döndü.

    madem ahmet takan tarzı kulis dedikoduları çok dinleniyor, birini de yüksek bürokrat/müsteşar ekibinin ağzından ben anlatayım.

    ticarî saiklerle istanbul'a kardeş şehir olarak afrika'da bir kent seçilir. tüm protokol ahenkle düzenlenir, ama bu iş için birkaç yabancı dil bilen, yüksek lisanslı insanlara ihtiyaç vardır. akp istanbul teşkilatı arasında bu kriterlere sahip kişiler aranır. ama troll ile tıka basa dolu teşkilatlarda kalifiye eleman bulunamaz. boş kadehleri dudağa götürünce boğaz ıslanmayacağı için de kardeş şehir müessesesi bekler de bekler, dolabın en üstteki rafına kaldırılır. cemaatin onyıllar boyunca yetiştirdiği kadrolar kolonya gibi uçtuğunda, milli görüş camiası sizden kaçtığında, fatih tezcangiller ordusu ile gerçekten ne yapabilirsiniz?.

    ülkeyi erdoğan ve birkaç akrabası haricinde doğu perinçek, devlet bahçeli ve (göstermelik bir süleyman soylu arkasında) mehmet ağar koalisyonu yönetiyor bir süredir (ki bu söylediğim de mâlumun ilanı hani.) islamcıların "kandırılmış liberal" ile aynı mertebeye eriştiklerini anlamak için sırf avrasyacılığın nasıl bu kadar devlet politikası haline gelebildiğine, s-400 için batı ittifakından nasıl çıkılarak tamamen maceracı bir şekilde dengelerin nasıl altüst edilebildiğine bakınız. günümüz politikasına kimin yön verdiğini anlamak için şunu sormak gerekiyor: dış politikanın çevrildiği avrasyacılık siyaseti kime ait? doğu perinçek'e mi? erdoğan'a mı?. oy kazandıran bir imajdan ötede olmadığı sıkça söylenen erdoğan'ın politikalarını on yıl önce abdullah gül ve ali babacan, avrupa birliği ve küreselleşme çizgisinde belirliyordu. şimdi ise devlet, her gün birbirine zıt olan bir politikadan bir diğerine atlayarak perinçek-bahçeli-ağar üçlüsü elinde oyuncak gibi dönüyor. islamcılardan ahmet taşgetiren, hakan albayrak gibiler ancak yerlerinden edildiklerinde uyanmaya başladılar. politikada birlikte belirleyici oldukları sürece perinçek-bahçeli-ağar ekibinin sahnede erdoğan'ın olmasından rahatsız olmaları için bir sebep yok.

    savunmadan, dış ilişkilerden gelen müsteşarlara, kendinden emin bürokratlara hukuk üstünlüğü, demokrasi, insan hakları dediğinizde karşılık olarak bunların batının oyunları olduğu ve yönümüzü iran ve rusya'ya çevirmemiz gerektiği yönünde bir laf salatası dinleyebilirsiniz rahatlıkla, denemesi bedava. kadrolarda on yıl öncesine göre topyekün bir paradigma değişimi gözle görülür. reel ekonomiye geçemeyen, ancak inşaat gibi spekülatif sektörlere kafası basan, toplu iğne bile üretemeyen ve sadece sıcak para ile ayakta kalan bir ülkenin, en büyük payla ticaret yaptığı avrupa birliği'nden tamamen kopmasının onu venezuela'ya çevirebileceğini söylediğinizde, rusya ve iran ile ticaret yaparak bundan sıyrılabileceğimizi tüm ciddiyetleriyle anlatabilirler. hatta nato silahlarını hedef alabilme kapasitesine sahip rus yapımı silahlara topyekün geçmeyi vakarla savunabilirler (bunun yaratacağı korkunç ekonomik yükler için de kemer sıkma politikası izlenecek elbette, kemer sıkma* konusunda da birkaç söz edeceğim daha sonra.) perinçek'in 2000'ler başlarında oda servisini çağırır gibi periyodik olarak ağırladığı aleksander dugin'in rus jeopolitiği kitabıyla makara geçer, bu insanların maceracılığı üzerine konuşurduk, şimdi bunu başımıza huni gibi takarak ayakları çıplak halde kürklü ve puantiyeli geziyoruz.

    hukuk ve demokrasinin varolabilmesi, piyasanın güven vererek işleyebilmesi için
    çekirdek teşkil eden kurumsal otonomi, gece kamp ateşi etrafında anlatılan öykülere dönmüş halde bu çatışmalar ve yerinden etmeler, ilkesizlik ve kuralsızlıklar yüzünden. yeni kurumsalcılığın üstadı douglass c. north, eserinde* ekonomik kalkınma ile kurumsal açıklık arasında korelasyon olduğundan bahsederken, bu şekilde açık erişim toplumu haline gelebilmiş özgürlükçü kabul edilebilecek kurumsallığın dünya üzerinde en fazla 15 kadar ülkede bulunduğunu yazardı. en azından insan hakları ve hukuk üstünlüğü, demokrasi yönünde şüphelenmeye müsait de olsa bir ivme vardı on yıl önce. avrupa birliği reformlarıyla vesayeti kaldırmaktan bahsediyorduk, şimdi ise bu yeni ekipler ve reisçilik geleneğiyle birlikte geri döndürülemez bir vesayet açmazına girdik. kurumlar birkaç yıldır boş gösteren olmak haricinde, aslında varolmadıklarını maskelemek için de orada duruyorlar; stanley paine'in, kurumları sıfırlamasıyla ünlü nazizmin yönetim yapısıyla ilgili söylediğine benzer olarak tam bir tepeden aşağı bürokratik kaos hakim. kimseden ses çıkmıyor, verim almaya değil, ses çıkmamasına vakfediliyor mesai. misal, yakın dostumun olduğu bir üniversitede onlarca asistan toplanarak sorunlarını dekana iletirler, dekan bu sorunlarınızı yazılı bir şekilde bana sunun der, sonra da dekanlıktan soruşturma açılır asistanlara. halen faal olan hangi kurumsal yapıdan bahsediyorsunuz?.

    bu yeni vesayetten ve iktisadi, toplumsal ve kültürel etkileri olmayacağı zannedilen serüvenlerin sonuçlarından arınabilir miyiz bilemiyorum artık. mekanik saat ne kadar ileriye sararsa o kadar aşınma kayda geçiyor çünkü. tıbbî ilaç ve doktor tavsiyesini bırakarak tedavi için eğreltiotu çiğneyen kanser hastasının, her gün kendi başına bulduğu tedavi yöntemleriyle ancak bir noktaya kadar hayatta kalması mümkün. her şey yolunda ama kişi ölesiye öksürüyor, ne olmuş? nefes borusuna çiçek goncası kaçmış herhalde.
  • akp-cemaat ittifaki

    akp-liberaller ittifakı

    akp-merkez sağ ittifakı

    akp-mhp ittifakı

    akp-kürt hareketi ittifakı

    gibi bir ittifak çeşidi. akp'nin başarısı iktidarı süresince değişik gruplarla ittifak yapabilip yeri geldiğinde ittifak yaptıklarını harcayarak yeni müttefikler bulabilmesi.

    akp bir çıkar örgütü olarak bugün perinçek'le yarın başkasıyla ittifak yapar. sorun akp'de değil hala aymazca ona yanaşıp ittifak yapanlarda.
  • elinde sağa-sola atayip yerleştirecek imam hatipli eleman kalmayinca (hepsi bir yerlerde ihya edildi netekim) rte'nin yöneldiği yeni insan kaynaği ittifakidir.
    "düşman" ortak olduğundan, bu ittifak şimdilik akla yatkin gelmektedir.
    ama operasyon tamamlandiğinda doğu perinçek ne şekilde "hammmmm" yapilir, işte onu allah bilir.
    rte ise "perinçek tarafindan nasil kandirildiğini" anlatip mağdur rolünü tekrarlayacaktir.
    aha valla da billa da öyle olacaktir, yazin bir köşeye.
  • yukarıda bir entryde denildiği gibi iki taraf için de zorunlu ittifaktır.

    ama daha çok rte için. bunlar ortak düşmanları cemaatin türkiye'deki tüm etkinliğini yok ettiklerini düşündükleri ana kadar birlikte çalışacaklar. daha sonra kim daha iyi ingiliz oyunu oynarsa diğerini tepeleyecek. perinçek cemaatten sonra rte üzerinden akpyi bitirecek diye umut edenler bence biraz düşünmeli. zira erdoğan 14 senedir "doğru" ata oynuyor. çok iyi biliyordur kemalist asker sivil tayfanın kendisini bir çırpıda bitirmek isteyeceğini. o ana kadar şimdilik düşünme ve planlama için zaman kazanmış durumda. hsyk'da milli görüşçü çoğunluğu orta vadede elde edemeyeceğine göre tek şansı kendi modeliyle başkanlık sistemi. zira cemaatten kurtulduklarını düşündükleri anda perinçek ekibinin üstüne çullanacağını çok iyi biliyordur. "alınları secde görüyor canım" dediği adamların kendisini nasıl indirmeye çalıştığını gördü sonuçta. kemalistlerin neler yapmak isteyeceğini çok daha iyi bilir bu yüzden.

    bu durumda iki mutlak sonucu var bu ittifakın;
    a) rte-model başkanlık gelir ve rte tüm yetkiler elinde istediğini yapar.
    b) perinçek ekibi cemaat sonrası yolsuzluk dosyalarını açıp rteyi ve akpyi bitirir.

    perinçeğin başkanlık sistemi ile ilgili söylediklerine bakar ve hsyk'da atatürkçüler var dediğini düşünürsek daha olası olan ikinci ihtimaldir kanımca.

    not: adalet dağıtması beklenen kurumun ittifaklara malzeme olduğu durumları böyle rahat yazıyor olmak utanç verici. lakin gerçeğimiz bu. maalesef bu ülkede nerdeyse kimsenin adalet istediği yok. büyük çoğunluk "hak" iddiası üzerinden imtiyaz derdinde. işte bu yüzden tc yıkılmaya mahkum bir devlettir. adaletin olmadığı her sistematik yapının yıkıldığı gibi.
  • perinçek bugüne kadar hangi siyasi oluşuma fayda sağlamış ki tayyip'e faydası olsun? bu yönüyle tayyip açısından saçma bir ittifaktır. iki sonucu olur bu ittifakın; birincisi, türkiye siyasetine zerre katkısı olmaz, nötr bir durum yaratır. ikincisi ise tayyip bu ittifak yüzünden çok şey kaybedebilir, çünkü perinçek bugüne kadar nereye yakın durduysa orada gerileme olmuştur.

    perinçek tam bir kan emici, gücü gördüğü yere yapışıyor, her seferinde yapıştığı yerin iliğini kemiğini sömürüyor kendi kadrolarıyla, ele geçirmeye çalışıyor ve bunu başarıyor. tabi bunu başardığında geriye sadece içi boş bir örgüt kalıyor. bu yönüyle akp'ye yanaşması hayırlı bile olabilir.
  • (bkz: doğu perinçek'in tayyip erdoğan'a danışman olması)

    önce f tipiyle birlikte ulusalcılara ve orduya, sonra apo ve pkk ile birlikte yine orduya ve chp -mhp'ye, ardından perinçek ile birlikte f tipine ve chp'ye saldıran, bu arada devlet, hukuk, adalet, hatta yaşam hakkı diye bir şeyin kalmadığı bir ortamda, paralelin partnerleri değişse de, değişmeyen elemanı rte güdümlü akp'nin geldiği son noktadır.
  • birilerinin iddia ettiği gibi basit üç günlük siyasi çıkarlardan ibaret bir şey değildir. uzun zaman önce planlanmış kirli bir ittifakın zamana göre aktör değiştirmiş halidir.

    2004 yılında, sonraları ergenekon, balyoz, vs. gibi süreçlerde tutuklanan dönemin kuvvet komutanlarının da aralarında bulunduğu bir milli güvenlik toplantısında bizzat recep tayyip erdoğan, abdullah gül gibi akp'nin büyüklerinin altında imzası olan bir planın son ayağıdır.

    https://pbs.twimg.com/media/cymv1_gwwaahdug.jpg

    milyonlar paralel safsatasıyla uyutulup bugün bu kirli plan tıkır tıkır işletilmekte. ne demiş aziz üstad: "küfür bile devam eder ama zulüm devam etmez". mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.
  • yargıda birlik platformunun aldığı hsyk seçimleri, cemaatin ölüleri kaldırıp oy kullandırdığı 12 eylül referamdumu sayesinde olmuştur.

    tişikirler cemaat
  • düşmanımın düşmanı benim dostumdur. ittifakı olmuştur, cemaatle işi bitince kısa zaman sonra perinçek e operasyon yaparlar akepe tayfası.
hesabın var mı? giriş yap