• entry'ye başlarken yazdıklarımın doktor bey'e ithafen değil, anlattığı ve vaaz ettiği doktrinleri benimseyen kitleye ilgili yazıldığını belirtmem uygun olur. bir kişiyi sadece tek bağlam ile tahlil etmek doğru olmadığı gibi kendisinden talep gelmeden, hele de kamusal alanda tahlil etmeyi mesleğime uygun bulmuyorum.

    kendisinin birkaç videosuna sosyal medyada rastladım. diğer söylemleri hakkında fikrim olmamakla birlikte, bu videolarındaki genel temayı benimsemiş kişilere sosyal medyada denk geliyorum.

    bu kişilerde, kadınları nesneleştirme, onlarla simetrik ilişki kur-a-mama, kadınları çıkarcı, güce tapan, kontrol edilmesi, erkekten daha zayıf olması gereken varlıklar olarak görme meyli çok belirgin. gerçek ve sağlıklı insan ilişkileri kurmuş olan herkes bu genellemelerdeki problemli yanları görebilir. peki bu kişilerin söylemi neden böyle?

    ilk kadın imgesi olan anneleriyle kurdukları primer ilişkide belirgin sorun bulunan erkeklerde karşı cins ilişkilerine yaklaşımlarda sorun görülmesi çok sık. oğullarını birer kavalye, eşin boşluğunu dolduran bir erkek olarak gören ya da penis ikamesi yapan yutucu annelerin oğulları, yutulma korkuları nedeniyle sıklıkla kadınları duygusal olarak belirli mesafede tutarlar.

    bu tip kadınların eşleri olan baba figürleri de sıklıkla duygusal olarak ortada olmayan, eşlerini de çocuklarını da sevgiden mahrum bırakan, babalık görevleri açısından yok hükmünde olan babalardır.

    bu tip felsefeleri takip etmek ve kadını nesneleştirmek, hem yutucu anneyi anımsatan kadınlardan duygusal bağlamda uzak kalmak hem de duygusal olarak bağ kurmayan, uzak babayla özdeşim kurmak anlamına geldiği için her iki anlamda çocukluk örüntüsü ile uyumludur.

    bugüne kadar bu tip düşüncelere sıkı sıkıya tutunmuş, karşıma çıkan neredeyse her erkeğin çok ciddi çocukluk çağı problemleri olduğunu gördüm. istisnaları olabilir elbette ama böyle düşüncelere sarılıp kendilerini nevrotik bir tekrardan oluşan bir hücreye tıkmış olan kişilerin, bu sorunları için profesyonel destek almaları kendileri için faydalı olacaktır diye düşünüyorum.
  • çok polemiğe konu olduğu için merak edip en popüler birkaç videosunu izledim. gözlemlerim şöyle:

    -öncelikle bu tür "akımlaşan" internet öğretilerinin sunucularını şarlatanlaştırma riski var. mevcut çağda mutsuz, hayatından memnun olmayan genç çok, sosyal medyanın inanılmaz akışkan algoritma yapısı radikal veya ilginç fikirleri gösterişli paketlerle alıcısına ulaştırıyor, sunucular maddi kazanç elde ettiklerini gördükçe içeriğin kalitesi düşüyor, doğruluğu riske giriyor. dr redpill'in anlattıkları bana radikal fikirler gibi gelmedi, çoğunda gerçeklik payı var. sadece sosyal, kültürel donanımı zayıf gençlerin hap bilgi tüketeyim derken olayı tamamen basit kavram ve formüllere indirgeme riski yüksek. yorumlarda "hocam haklısınız, benim alfa arkadaşım yurtta bir kızın yumurtalarını omlet yapıp bırakmıştı" gibi hiçbir bok anlamamış ergenleri görebiliyorsunuz. buna sosyal medyanın azizliği diyelim, çünkü kendisinin anlatımının bu sonuçları zorunlu olarka yaratacak kadar populist ve şarlatanca olduğunu düşünmüyorum. kanalının sağladığı popülerlik hoşuna gitmiş olabilir, kabile mabile ilginç kafalar ancak buradan para kazanmaya ihtiyacı yoktur sanırım. samimice yardımcı olmaya çalışıyor gibi geldi.

    -erkeklere kadınlarla ilişkilerindeki olası risklere işaret etmek açısından faydalı olsa da aşırı genellemelere yaslandığını düşünüyorum. dövmeli rastalı cihangirli kız tipinden genel kadın davranışları soyutluyor, taş çatlasa %30'luk dilimi temsil eden kadın tipini %90 gibi sunuyor, bu davranışları göstermeyenlere istisna diyor. amerika ve türkiye arasındaki kültürel farklılıkları, ahlaki normları hesaba katmıyor. "şu anda berkecan'a bafiletiyor" tarzı sevgilisinden ayrıldığı günün akşamına başkasına veren, ahlaki değer ve itibarla ilgili kaygıları olmadan sadece ve sadece dürtüleri doğrultusunda hareket eden kız tipi benim hem tr hem avrupa'daki muhafazakar olmayan çevrem için marjinal mesela. kendisinin tahayyülünde kadın erkek ilişkileri herkesin herkesi "bafilediği", başka hiçbir ilişki ve değerin yaşanmadığı doğa durumu gibi bir dünya. risklere işaret etmek için olası en kötü durumdan bahsetmek faydalı olsa da gençleri dünyaya nefret duyan incellere dönüştürmesi bir risk.

    -ataerkil kültürü tüm erkekler maskülen ve alfaymış gibi resmediyor. "beğenmediğiniz ataerkil dönem" diye bahsettiği esasında toplumsal rollerin bugünden farklı dağıtıldığı bir kültür. tabiki bu roller günümüze göre erkeği daha maskülen davranmaya itiyordu. ama folklöre bak mesela hiç de öyle alfa anlatımlar yoktur. türkülerin yarısından çoğu aşk acısı, bir kadın için dağları delen erkek mitleri, filmi romanı ha keza. feminizm erkekleri feminenleştirdiği tespiti tartışma götürmez gerçek, ama ataerkil kültür alfa kaynıyordu da doğru değil.

    -her lafın arasında "rollo da böyle der" referansına ihtiyaç duymak maskülen bir davranış gibi gelmiyor. rollo'dan etkilenmiş olabilirsin ama gökten inen ayetten bahseder gibi ikide bir sıkıştırmak mantıktan çok duygusal duruyor. hayranı olduğun adam da yanılabilir, mesele onun türkçe tercümanlığını yapmak değil genel metodolojiyi sunmak ve her ne ise etkilendiğin kaynakları türk kültürünün özgünlüklerini dikkate alarak kendi zihinsel süzgecinden geçirip ortaya sana ait olan birşey koymak.

    -retoriğinde yine türk kültürüne uzak kaldığını gösteren itici bir alışkanlığı var. cinsellikle ilgili şakaları bu konuda tecrübeli insanın yapacağı türden değil. bel altı laf sokmalar, banal kelime oyunları, "ben çok kadın sikiyorum" altmetnini vermek için sürekli fırsat kollaması ucuz duruyor. üstüne konan sinekten bile dişi sinek ve seks muhabbeti yapmak, bunu da açıkça yapamayıp "neyse..." deyip imalı imalı sırıtması ortaokul ergenlerine has davranışlar. hocam dolaylı anlatım "neyse.." deyip sıratarak olmaz, sen az veri sunarsın karşıdaki düşünür, çıkarıma varır. bu tür imalı ve cıvık sırıtışlar itici olduğu kadar iletmek istediğin mesajın tersine abazanlık izlenimi verir, çünkü sen de bilirsin ki yapanın değil yapamayanın "diline vurur", düzenli olarak cinselliğe ulaşan erkek ima bile etmeye tenezzül etmez. statüne ve tipine baktığım kadarıyla eminim ki böyle bir sorunun yoktur, ve lakin her kültür gibi türk iletişim kültürünün de yazılı olmayan kaideleri vardır. bunlardan uzak kalmış olabilirsin.
  • geberesice the red pill konusundan tam kurtulduk diyorduk ki subreddit, ete kemiğe bürünüp youtuber olarak karşımıza çıktı. yarabbelalemin bu bize eza mı? sınav mı? bu nedir?

    bu hastalıklı düşünceler bu hasta toplumda, bu erkeklik101 kursu bu erkeklik krizinde illa alıcı bulur sürpriz değil de red pill tayfanın içine düştüğü temel bir paradoks var: kadınlarla ilişkinin sırrını çözmüş bir erkek varsa, hiç olmuşsa, sırrı ifşa etmez. ifşa edersen sırra vakıf olanlar piyasanın dengesini bozar. şöyle ki; cinsel markette 100 kadın ve 100 erkek var. bu 100 erkekten 5'i doğuştan alfa, 95'i hesap ödeyen beta. bu alfalardan biri alfalığı 20 betaya daha öğretirse 100 kadının uğruna yarışacağı 5 erkeğin sayısı 25'e çıkar, alfaların piyasa değeri arz fazlasından düşer, bu iş kadınlara yarar. piyasada daha fazla arzulanabilir erkek olur ama bu erkekler yine aynı kadınlara kalır, bu sefer daha çok rakiple yarışa girmesi gerekir. mal mısınız neden kendi ayağınıza sıkıyorsunuz?

    pek tabii kimsenin bu kadar özgecil olduğu yok. aksine hayatı nefretle geçiren nefret tohumlarını ortaya saçıyor ki herkes yalnızlık biçsin. şu sözlük onca red pillci gördü, hiçbirinin personasının altındaki gerçek insanı tanımadık. bunların bi akıl hocası vardı sonradan saati 80 liraya betalara danışmanlık hizmeti vermeye başlamıştı*, o bir instagram hesabı açmıştı, otel fotoğrafı atıyordu. baya' binayı. yediği yemeği, gittiği konseri… fotoğraflarında hiç insan yoktu. muhtemelen hayatı boyunca kimseyle doğru ilişki kuramamıştı. muhtemelen bu doktor da aynı kasa. 80 yaşındaki doktor babasının sosyoekonomik sınıfının yüzü suyu hürmetine iyi bir iş sahibi olmuş bir sefil. bu arada trp bir insan olsa babasının “kuş beyinli, sapık, geri zekalı” diye üzerine yürüyeceği bir insan olurdu ahahaa. gerçekten kusursuz modelleme.

    son olarak 30 yaşından genç kardeşlerimi uyarayım; kadınlar, kadınlarla fazla uğraşan erkeklerden tiksinirler. erkek dediğin* idari iktisadi, teknik konulara kafa yorar. öyle ne yapsam da karıyı kendime köpek etsem diye enerji harcamaz. bunu sezdirdiğiniz kadının saygısını kaybedersiniz ki bu ilişkiyi uçurumun kenarına getirir. ayrıca büyük ihtimalle kaybedeceğiniz bir savaşa girmiş olursunuz; çünkü, erkekler dışarıda günlük işleri yaparken, ticaretle, savaşlarla uğraşırken, keşifler yapıp toplumları yönetirken kadınlar başka seçenekleri olmadığı için erkekleri yönetmeye çalışıyordu. rakip 5000 yıllık antrenmanlı. evrimsel psikoloji falan çok biliyorsunuz ya bunları akıl etmeniz gerekir.

    bir diğer paradoks da şu: 15 yaşında kız dergileri gibi taktik strateji, şöyle yapın böyle olun karılar peşinizden koşar diyen adamların reçeteleri, bunlara ihtiyaç duyacak kadar çaresiz adamları kurtarmaz. her kim dr red pill'i kadın-erkek ilişkileri konusunda kurtarıcı olarak görüyorsa kurtarılamayacak durumdadır.

    maalesef ortalama insan en basit konuda bile ne yapacağını bilemiyor, bu pazarlamacı madrabazların eline düşüyor. sonra daha çok öfke ve nefret dolduğuyla kalıyor. hakikaten şer odaklarının planladığı cinsiyetsiz toplum gerçek olsa da kurtulsak şu rezaletten valla canımdan bezdim.
  • 25 yaşından büyük bir insan bu tür konularda bu tür insanlardan besleniyorsa, kendine bir baktırsın bence. biyolojik (zeka) ve/veya psikolojik (travmalar) sorunları olması büyük ihtimal. 25 yaş dememin nedeni de beyin gelişiminin tamamlandığı yaş olmasındandır. bu kişinin bir videosunu izledim biraz. aralara üç beş bilimsel laf sokup serbest atışa geçmiş, amansızca sallıyor. yaklaşık 6000 yıllık yazılı tarihte insan doğası denen şeyi binlerce düşünür çözememiş, bu şahıs çözdüğünü iddia ediyor.

    alfa diye bir şey yok arkadaşlar. insanlar topluluk halinde yaşar ve dolayısıyla toplum içinde üstlendikleri roller ve statüler dinamiktir. mesela belinde silahı, kaşları çatık, atletik, kodu mu oturtan, acımasız bir güvenlik mensubu ihtiyaç duyduğu anda bir öğretmenin, doktorun, avukatın, annesinin, amirinin şunun bunun karşısında süt dökmüş kediye döner. aynı şekilde o doktor da günü geldiğinde hakimin, polisin, hastasının, çocuğunun, babasının, amcasının karşısında "betalaşmak" durumunda kalır. kaba kuvvetle, çarpık erkeklik anlayışıyla elde edilemeyecek, saf bilgiye ihtiyaç duyulan bir ortamın kralı bilginin sahibidir, maskülenlik, şu bu sökmez. yani alfa erkek diye bir şey yok, olamaz. bizler rollerin sürekli değiştiği toplumsal bir hayat sürüyoruz.

    çok basit anlatmaya çalıştım ama biraz daha vurgu yapayım. farklı kişilik yapısından, farklı mesleklerden, farklı dünya görüşlerinden insanlar farklı durumlarda farklı yapılara bürünür. gün içinde bile bu alfa denen naneden betaya omegaya ne zıkkımsa oraya kadar geniş bir yelpazede roller değişir. bu hem kadın hem erkek için böyledir. bir insan bir sosyal grup içinde baskın özellikler gösterirken, bir başka sosyal grup ya da kişi söz konusu olduğunda gösteremez. bu da çok normaldir çünkü yediğimiz yemeğin bile düşünce şeklimizi, zihinsel kapasitemizi, ruh halimizi etkilediği bir düzende yaşıyoruz. daha bunun ömür boyu cebimizde gezdirdiğimiz çocukluk travmaları var, ergenlik sancıları var, hormonal sorunları var, beden-ruh sağlığını etkileyecek eksikliklerimiz-bozukluklarımız var.

    özetle, böyle saçma salak alfa erkek, bilmem ne erkek diye rijit kategoriler yok, olamaz. ergenlik döneminde kadın-erkek ilişkilerini zihninde nasıl işleyeceğini bilememiş insanların bu tür şeylerden etkilenmesini anlayabiliyorum ama yetişkin bir erkek bunu yapıyorsa ciddi sorunları var demektir. insan zihni bazen rahatlamak için en basit cevabı kabullenir ve sorunlarla yüzleşmekten kaçınır.

    mesela, "kendime uygun kadınları bulmakta ya da seçmekte başarılı olamadım ya da şansım yaver gitmedi, şu veya bu sebepten ötürü gidip olmayacak ilişkilerin peşinde koştum, boş yere kendimi tükettim ya da ben doğru dürüst bir ilişkiyi yaşamayı beceremiyorum, acaba neden?" demek ağır geldiği için, bütün sorunu başkasının üstüne atmak, "kadınlar/erkekler böyle böyle olduğu için ben üzüldüm, acı çektim, şu oldu bu oldu" demek daha konforlu ve kolay geliyor ki öyle zaten ama yanıltıcı. hayatının bir döneminde kendiyle yüzleşemeyen, yüzleşmeyi zayıflık sanan her insan huzursuz hayatının kürek mahkumu olarak yaşamaya devam edecektir.

    maskülenlik, zaten maskülen olunması gerektiğinde ortaya çıkan bir özelliktir. günün 24 saati kimse testosteron bombası gibi gezemez. istediğiniz ölçüde yoksa da yoktur yani. rol keserek, ayna karşısında telkin yaparak, olmadığınız bir kişi olmaya çalışarak daha maskülen olamazsınız. bu tip kendi travmalarından kaçmak için onu genele yaymaya çalışan insanlarla vakit kaybedeceğinize, plastik eşya, paketli gıda tüketimini falan azaltın da bedeninizdeki östrojen oranı artmasın. zaten üç günlük dünya, nasıl daha çok cehenneme çeviririm diye kafa yormak yerine egzersiz falan yapın, zihin yapınız değişsin. emin olun bu sefil videolardan daha yararlı olacaktır.
  • gençliğini fanusta geçiren istisnasız her erkek bu öğretiye tapıyor. yaşanmamışlıkların kursakta nasıl bir acı bıraktığını bilen girişimci sosyologlar, bu komplekslere sahip erkekleri hedef kitle seçmekle çok doğru bir girişimde bulunmuşlar. hepsini tek tek tebrik ediyorum. bu girişim ile para, sosyallik, prestij ve takipçi kazanıyorlar. tabi madalyonun bir de diğer yüzü var. bu öğreti yüzünden kadınlara örtülü bir nefret besleyen 25-35 yaş aralığında orta-alt sınıf erkekler türedi.

    erkek hoşuna giden bir kıza yazar. kız buna cevap vermez.
    başka bir kıza yazar. bu kız da cevap vermez.
    böyle devam eder.
    erkek umutsuzdur. yazdığı ilk kızlara oranla daha az çekici, daha az statülü bir kıza yazar. kız zoraki cevap verir. erkek ilgi adayıp uzun çabalar sonucunda kızdan cinsellik koparır. ama bu süreçte çok emek verir, kaynaklarını harcar. sonra bir bakar ki, kız kendisine it gibi davranan keko erkeklere hiçbir karşılık beklemeden bedenini, ilgisini sunmak için can atıyor. bu sefer elemanımız kendini enayi gibi hisseder. bu hissi bastırmak için kadınları anlamak yerine onlardan gizlice nefret etmeyi seçer. nefretini mantıklı zeminlere inşa etmek için red pill gibi öğretilerin ağına düşer. sahte bir aydınlanma yaşar. onbinbeşyüzseksen yıl önceki beta alfa erkek muhabbetlerine kafa yorar. alfa erkek olmaya çalışır. ama olamaz. çünkü yanlış motivasyon içindedir, yanlış anahtarla yanlış kapıyı zorladığını bilemez.

    ben insanın frekansı olduğuna inanırım. red pillciler öyle huzur emici bir frekansta ki; bir kadınla sürdürülebilir ilişki ve duygusal bağ kuramadıkları için kadını statü ve para ile doyurup karşılığında cinsellik olarak sömürülmesi gereken varlıklar olarak görüyorlar. hayatlarındaki mevcut kadınlardan duygu derinliği göremeyince de iyice red pill'e bağlanıyorlar.

    youtube'daki çingene kılıklı içerik üreticilerinden kadınların kendilerine it gibi davranan erkeklere taptığını öğreniyorlar. güçlü erkek olmayı bu sanıyorlar. böyle davranmayı benimseye çalışıyorlar. güçlü erkek olma gayretlerindeki temel motivasyon, geçmişte kadınlar tarafından istenmemenin ileride intikamını alabilmek. böyle çarpık bir kafa işte. zannediyorlar ki güçlenince kadınlar bunların peşinden koşacak, vermek için sıraya girecekler. belki vermek için sıraya giren kadınlar olacaktır ama verdikten sonra devamı gelmeyecek, günün sonunda elaman yine yalnız kalacaktır. çünkü egosu ve nefreti artık karakterine işlemiştir. bağ kurma derinliği yok olmuştur. tahammül becerisi zayıflamıştır. bunların duygusal zekaları o kadar zayıf, o kadar zayıf, o kadar zayıf ki; ikili ilişkilerin en temelinde olan şeyin keyif almak olduğunu görmüyorlar. kadının keyif, mutluluk, haz, huzur mekanizmasına dair bir sikim deneyimlemeden kıt ufuklarıyla aydınlığa eriştiklerini sanıyorlar.
    bastırılmışlık ve nefret insanı kasıntı kılar. kasıntı bir erkek asla eğlenceli, keyif verici, tatmin edici, istenen bir erkek olamaz.

    red pill'i hiç izlemedim. ne olduğunu bilmiyorum. belki anlattıklarımla alakalıdır belki de alakasızdır. ben sadece çevremde red pill'i benimsemiş ne kadar erkek varsa hepsinin ortak özelliğini yazdım. diyeceklerim bu kadar hakim bey.
  • plastik cerrahtan sosyolojik ve psikolojik çıkarımlar dinleyen adam gelip antitez üretin demiş. "dünyanın etrafında görünmez bir ejderha uçuyor", hadi antitez üretin. yeni internet modası rastgele kelimeler sıralayıp aksinin kanıtlanmasını beklemek çünkü.

    arkadaşlar, fikirleriniz sikimde değil yanlış anlamayın, ama kendinize zarar veriyorsunuz. yıllarınızı kadın düşmanlığıyla geçiriyor, öfkenizle kendinizi de mutsuz ediyor, ilişkilerinizi sabote ediyorsunuz. içinizde biriken adaletsizlik hissi ve öfke az buz bir şey değil. terapiye ihtiyacınız var maalesef, şaka yapmıyorum. hayali dünyalarda yaşıyorsunuz ve halleriniz yıllarca kültlerde beyni yıkanan tipler kadar delüzyonel. lütfen kabuğunuzdan çıkıp insanlarla tanışın. lütfen insanı insan olarak değerlendirmeyi deneyin. ömürlerinize yazık.

    kadınlara da hayata dair minik bir ipucum var: "alfa" ve "beta" kelimelerini kullanan adamlar hiçbir şart altında alfa değildir.

    edit: bir 17 yaşında sivilceli bakir daha "kudur" diye mesaj atarsa asacağım kendimi. hadi yine iyisin dr red pill.

    edit 2: gecenin bir saatinde aklıma takıldı geri geldim. aşık olduğum insanın bana sadece konumum, gücüm, param vb maddi özelliklerim için hayranlık duyup bu yüzden yanımda kaldığını düşünsem ve karşı cins tarafından sevilmek için tek çaremin daha zengin, daha kaslı ve daha nüfuzlu olmak olduğuna inansam ne kadar mutsuz olurdum onu düşündüm. arkadaşlar bu çaresizlikle yaşanmaz, ciddiyim yaşanmaz. insanın düşününce bile içi acıyor. kendinizi sevmeyi öğrenin. incelikleri güzellikleri görmeyi öğrenin. bunlar tamamen şans işi, ne insanlar aldatılırken kimler seviliyor. iyi niyetle hareket edip "ben elimden geleni yaptım" demek kadar rahatlatıcı bir şey yok bu hayatta. insanlarla paylaşın, gerekirse profesyonel yardım alın. insanlığınızı unutmayın. inanın bir adım atınca gerisi geliyor.
  • bunlar babadan oğula nesil herhalde.

    öfkeli, üzgün, bir kadını yıllar boyunca unutamamış gençlere kanaat önderliği yapma konusunda destek görmesi fazlasıyla sakat bir durum. içinde bulunduğunuz duygu durumundan çıkamıyorsanız, alanı psikiyatri olmayan bir insana bel bağlamamalısınız. param yoktu ve üniversite son sınıftaydım. üniversitenin sağlık hizmetlerinden bedava yararlandım. ha ne kadar faydası oldu, orası tartışılır; ama sonuçta denedim. paran mı yok? üniversitede mi okuyorsun? bu hizmeti sunuyorlar mı araştır. sosyal bilimleri, antropolojiyi, ruh sağlığını allah'ın plastik cerrahından öğrenecekseniz boku yemişsiniz demektir. kendini tanımak, sorunlarının üstesinden gelmek isteyen her insan için çözüm yolu bulunabilir; nitekim bu çözüm yolu alan dışı birinden çıkamaz. arayana kitap bulunur, araştırma hastanelerine girip psikiyatrist aranır, parası olan psikoloğa gider, az parası olan yüksek lisans ya da doktora öğrencilerine danışır. gidip tek bir kişiyi dinleyemezsiniz, hele hele bu kişi "pompalatmak" gibi son derece çirkin ve dedikoducu bir ağızla konuşarak onu zerre ilgilendirmeyen hayatlara karşı ithamda bulunuyorsa.

    sorunlardan en büyüğü işte bu lağım ağızlılıkta yatıyor. gerçek bir kadın aradığını söyleyip kriterlerine uymayan ve uymak istemeyen tüm kadınları devasa bir paranteze alıp onları aşağılamakta. hiçbir erkeğin cinsel hayatıyla ilgilenmiyor, onların dedikodusunu yapmıyorum. elbette bir kadın olarak kafamda belirlediğim kriterlerim var, kriterlerime uymayan erkekleri çekici bulmuyorum. heh, kriterlerime uymayan erkekler de bir potada eritilip topluca hakarete uğramıyor. çünkü bana ne lan kimin kimi siktiğinden. hayır bir de mantıken umursamamam gerekir, yahu zaten hoşlanmayacağım erkekler olduğunu iddia etmişim, e o zaman neden üzerine yorum yapıp durayım? işte dr red pill, ideal kadın olarak görmediğini damgalıyor, geleneksel kalıpyargıların içine sokuveriyor. madem alfasın, mübarek adamsın, ideal kadınını bul ve diğer kadınlar hakkında konuşmayı bırak.

    istediğin kadar doktor ol, zibilyon sene tıp eğitimi al, eğitimli aileden gel, içindeki islam kültürünü öldüremeyince sonun modern çomara dönüşmek oluyor. 30-40 yaş arası bekar kadınlar çatır çatır sevişiyor, kalanı ben uğraşamam deyip vibratör komünü kurdu da z kuşağı sizin alfa, beta gibi siksok terim ve taktiklerinize gelmez, söyleyeyim. 45 yaşında adamın maksimum 25 yaşındaki erkeklere, erkeklik dersi vermeye çalışması kadar itici bir şey de yok. bunların sözlük erkeği versiyonları vardı, sabah akşam ilişkiler hakkında konuşup iki ingilizce link paylaşınca kendilerini ordinaryüs sanırlardı. paylaştıkları yazılar da makale değildi ha dümdüz blog postuydu. kimse red pill saçmalıklarını yayınlamak istemediği için... eh normal.
  • bir videosunda kadınlara yüksek değer maskülen bir erkek bulduğunuzda onu paylaşmak zorunda kalabilirsiniz demiş kişi. erkeğin poligamik doğasını kabullendirmeye zorluyor kadınları.

    madem öyle sen de işsiz kaldığında veya ağır hastalandığında terkedilirsin paşam. sen de kadının hipergamik doğasını kabullen o zaman.

    edit: kabulleniyor zaten gibi çok mesaj aldım. hayır arkadaşlar kabullenemiyor. bu gerçeği biliyor ve farkında ama kabullenemiyor hazmedemiyor. erkeğin poligamisinden sıradan doğal birşeymiş gibi bahsederken kadının hipergamisinden şeytani birşeymiş gibi bahsediyor. sorry. facts.
  • kadınlar kulübü, süslü sözlük, kırmızı elma gibi kadınlara uygun bilumum sosyal medya sitesinde erkeği parmağında oynatma taktikleri veya kızlık zarı diktirecek doktor tavsiyesi verirken iyi, bu arkadaş erkeklere yukarıda bahsettiğimiz hilelere kanmayın deyince mi kötü?

    sizin cenah yıllardır bu adamın yaptığını yapıyor zaten. ama sizinki kadın dayanışması olurken bizimki kadın düşmanlığı oluyor. çünkü gerçeklerin birileri tarafından yüzünüzü vurulması işinize gelmiyor, kendi aranızda yaptığınız dedikodularda kalsın, erkekler de kanmaya devam etsin istiyorsunuz.
  • profesör doktor olan babasının zamanında "sapık, aptal kuş beyinli" klinik teşhisinde bulunduğu kişi:

    https://www.turktime.com/…un-genc-es-kavgasi/111506
hesabın var mı? giriş yap