• hata genelde bunları engellemekle yükümlü dublaj yönetmeninin hatasıdır. (eski türk filmi imkansızlıkları hariç)
  • ali düşenkalkar, x-files'te mulder'i seslendirirken iki bölümde ** scully'e sıkaalii şeklinde hitap ederek yarılmamıza neden olmuştur. hala geyiği yapılmaktadır bazı mekanlarda, x-phile'lar arasında. cümle tam olarak şöyledir, ne şartlar altında seslendirildiği bilinmemektedir: bişiiiy gieeylmiş sıkaaliii.
  • filmlerde, seslendirmenin yanlış şekilde yapılmasını da içerir, teknik veya sözsel hatalar. bazı durumlarda montaj hatasıyla birleşince filmlerde ses ve görüntü arasında zamanlama farkları ortaya çıkmakta, dolayıyla izleyicinin sinirlerinin yerinden oynamasıyla sonuçlanmaktadır
  • lord of war'ın en başında nicolas cage şöyle der:

    "there are over 550 million firearms in world-wide circulation.** that's one firearm for every twelve people on the planet.** the only question is how do we arm the other eleven?**"

    ama dublajda:

    "şu anda dünyada dolaşımda 550 milyon ateşli silah var. bu, gezegendeki her on kişiden birinde silah olduğu anlamına gelir. şimdi sorulması gereken, kalan on biri nasıl silahlandıracağımız.
  • bazen hata olarak algılanmaması gereken bilinçli yapılan eylemlerdir.
    çünkü bir dildeki ifadeyi başka bir dile çevirme işi aynı süre ve senkronizasyonda yapılamayabilir bu durumda ifade edilen şey konunun genel mantığını bozmayacak ve hikaye örgüsünün ileriye dönük kısmında yanlış bir anlaşılmaya mahal vermeyecek şekilde seslendirme yönetmeni tarafından değiştirilebilir.

    (bkz: to be or not to be)
  • discovery world'ün bir belgeselinde dublaj yapan hatun uyuşturucu olan afyonu sürekli ve ısrarla şehir olan afyon'un vurgusuyla söylüyor. acaip rahatsız edici.

    discovery science'ta da bir tanesi terim kullanırken "deep water horizon" ı ısrarla " diip votır horayzın" yerine "diip votır horizon" diye teleffuz ediyordu.
hesabın var mı? giriş yap