• bir akademisyen olarak rahatlıkla cevap verebilirim ki egosu olmayan akademisyen yoktur. olamaz ve hatta olabilemez. öğrenciyken asistan egosundan, asistanken yrd. doçent egosundan, doçentken profesör, profesörken de rektör egosundan nefret edersiniz. ama asistan egosundan şikayetçi doçent veya profesör bulamazsınız. çünkü ünvan arttıkça etraftaki yalaka sayısı da artar ve bir süre sonra ego gereksiz yere şişer.

    (bkz: asistan parçası)
  • saçma sapan soru soran öğrencilere karşı egom var, ne yazık ki... eğer 1. sınıflarsa geçiştirebiliyor, çok takmıyorum. ama son sınıfa gelmiş bir öğrencinin, hele 1 ay sonra diplomasını alacak olanların sorduğu sorular karşısında dehşete düşüp kızabiliyorum. ego mu, başka bir şey mi bilmiyorum. sonra üzülüyorum gayet tabi...
    neyse işte.
    kısaca insanın bir hareketinden anlaşılmayacak bir şeydir bana kalırsa. herkesin bir miktar egosunun olmasında sakınca yoktur ama abartan lütfen kendini pencereden atsın. (bkz: tez danışmanı)

    edit: odtü sosyoloji hocalarının büyük çoğunluğudur. mümkündür kısaca. (yine aynı yere bağlayacağım. 1. sınıflar hariç aptalca sorularla boğuşmazlar. hep ondan, hep...)
  • vardır. ve tadından yenmezdir. sağolsundur, var olmaya devam etsindir.
    hele bir de alanında iyiyse, ki öyle oluyorlar genelde,
    dersine gelir, cool cool anlatır, kendisini dinletir, hem de bakın bu sınavda çıkacak falan gibi çocukça söylemler olmadan. keşke hepsi öyle olsa...
    birkaç bakınızla taçlandıralım madem;
    (bkz: aylin dilaver vartanyan)
    (bkz: serkan özel)
  • (bkz: hasan agan karaduman) yıldız iktisatın kıymetlilerindendir. canım hocam.
  • sebebi şuanda yan yana okuduğunuz ezik tiplerin akademisyen olacak olmasıdır. bak iyi tipler vardır adama gördüğün anda saygı duyarsın. seninle insan gibi konuşur sen de gereken saygıyı gösterirsin, düzgün iletişim kurarsın. bir de embesil tipler vardır; bunlar ezik bir öğrencilik dönemi geçirmiş, etrafındakilerin ayağını kaydırıp akademisyen olmuş ve o hale gelinceye kadar toplum tarafından siklenmemesinin acısını 18 yaşındaki gençleri ezerek çıkarmaya çalışmaktadır. anlattıkları ders de bir boka benzemez, konuşmaları da, tipleri de. hani varolmaları o kadar gereksiz ki adama bakınca nefretle karışık acıma duyuyorsun. 50-60 yaşına gelmiş, elindeki tek güç gereksiz dersinin yoklaması. lanet olsun iki ay katlanayım şuna ne hali varsa görsün diyen jenerasyonlar önünden geçip gider. o hala kendini bir bok sanmaya devam eder. kendi gibi ezik bir iki akademisyen daha bulup mal mal dolaşırlar öyle.
  • varlığına inanmazdım ama bir tane öyle birine rastladık ki bölümce şoka girdik resmen. hala inanamıyoruz ve kendisini sevmeyen öğrenciye denk gelmedim ki tüm insanları memnun etmek gerçekten çok zor bir şeydir. arkadaşlarıyla konuşuyor gibi iletişim kuruyor öğrenciyle, inanılmaz rahat bir ortam var ve sınıfta cıvık hareketlerde bulunan olmadı. gerçi kendisi lisans eğitimini yurt dışında almış. bunun da etkisi olabilir. hatta o da türkiye'de araştırma görevlilerini zamanında çok eziyorlar. ondan onlar da bir tuhaf oluyor, öğrencileri ezmeye çalışıyorlar gibi bir şeyler söylemişti. kesinlikle yerinde bir tespit. hiç sanmıyorum ama umarım böyle akademisyenlerin sayısı artar.
  • gazi iibf'de 2 hocamı örnek veririm bu konuda.çok iyi bilgi birikimine sahipler ve adamlarda ego sıfır.

    rıdvan bayırlı ve cemil varlık.
  • bizim fatih abi var 33 yaşında yar doç oldu beraber karıya gidiyoruz adamda ego sıfır babası a5 biniyor kendisi tipo biniyor delikanlı adamdır kendisi okey masasında iyi taş çalar
  • (bkz: esra mungan)
hesabın var mı? giriş yap