aynı isimde "ela (şarkı)" başlığı da var
  • (bkz: feridun düzağaç) (bkz: köprüden önce son çıkış) (bkz: 1998)

    " gözlerini ver umudum olsunlar
    öyle güzel pırıltısı var sönmez onlar
    saçlarında dans eden coşku
    belki de rüzgar
    körpecik mutluklara hazır olsun kalbin
    zamanı gelince durma
    ela
    bir gün gelir aşkı bulursun
    sıkıca sarıl ona
    yüreğine yaz adını unutma
    ela ela ela . . . "
  • bulmacaların kaale aldığı tek göz rengi.
  • doğada yalnızca gözde bulunan renk. sadece göz rengi.
  • an itibariyle hollanda-ispanya dünya kupası final maçını, beraber izlemeye çalıştığım dünyalar güzeli hatundur.
    kızımdır.. canımdır..
    daha 5 aylıktır..
  • bir türk ve bir yabancının evliliklerinden doğan kız çocuklarına verilen isimlerden biri.
  • bir kiz ismi
  • bu renk göze sahip olanların nedense hep "güneşte durunca yeşil oluyor" , "yeşil giyince yeşil oluyor", "yeşile bakınca yeşil oluyor" vs.. dediği, nedense sadece ela olmasından bir türlü hoşlanmadıkları gayet güzel olan göz rengi.
  • bakığım en güzel rengin adı elâ,
    ilk serzenişi kalbimin heyecanla.

    hani bir sokakta yürüyorduk,
    hava biraz soğuk, biraz sıcak,
    hava da şaşırmıştı, aşk derdinden,
    bir esiyorken, bir duruluyordu bizi izlerken.

    saçma bir muhabbete dalmıştık aheste yürürken,
    ne de olsa bu ilk bilişimizdi kalbimizden,
    kalabalığa inat, iki kişilik kayboluştu.
    birken iki olmak, ikiden tek çıkarmak.
    ellerimizi ne yapacaktık, bilmiyorduk,
    birden yürürken değen parmak uçları,
    birden dediysem tabii, bu bekleyişin muradı,
    sıkıca tuttun ellerimden,
    sanki and içmiş gibi,
    sanki kaçacak bir yerim kalmış gibi senden,
    yürüdük, yürüdük,
    sonra bir tren istasyonunda,
    uğurlamayı beklerken beni,
    dedim ki bakamıyorum gözlerine,
    baktın yüzüme;
    söyle ne renk benim gözlerim?
    ilk kez baktım derin derin elâ'ydı gözlerin.
    sen gülümsedin kocaman ama,
    ben gülümsüyordum aşk'a
    gözlerin ve her rengi,
    bilmiyordum o zaman ne demekti elâ!
    öğrendim, bildim zamanla,
    ben gibi, sen gibi, biz gibi karmaşıktı elâ.

    kalbim gözlerinde, gözlerin alem içinde alemdi.
    ben hep kalbindeyim, artık yalnız değilsin,
    beni özlersen elini kalbine koy dedin,
    ne de güzel söyledin, üstüne daha güzel söz de bilmedim.

    zaman zaman bazen ben kaçtım oradan, bazen sen,
    kırıldık bazen, yorulduk,
    bazen koşarak, bazen usul usul geri döndük.
    sevgili, sevginin dogduğu yerdeydi kalplerde ve gözlerde.

    sahi sevgi neydi?
    kalsan da gitsen de, kızsan da, gülsen de,
    artık sevsen de, sevmesen de,
    hepsi benimleydi, sendendi, sevgiyle ve sevgidendi.
    hayatım seninle dolunca,
    sevginin adı oldu elâ...

    (hayat arkadaşıma)

    umut
  • bana "annaaaaaağğğ" diye seslenen 9 aylık canım kuzum kızımın adı.
  • yunanca da hadi yerine kullanilabilcek kelime
    ela re monolis derken ornegin hadi be ordan monolis anlamina getirilen kelime.
hesabın var mı? giriş yap