• basit bir aracılıktan kazanılmış paradır.

    geldiğimiz internet çağında alıcı ile satıcının buluşması bu kadar kolayken ve emlakçı olarak neredeyse artı hiç bir hizmet sunulmazken sadece bir satıştan alınan yüzde üç komisyonun veya kiralamadan alınan bir kira bedelinin ne karşılığı istendiğini gerçekten anlamakta zorlanıyorum.

    anlamakta zorlandığım diğer şey ise belirttiğim gibi hala bu emlakçıların varlıklarını sürdürebilmeleri.
  • kontratınızı bir yıl daha uzatmak istediğinizi söyleyince; "tekrar komisyon ödeyeceksiniz, siz çıksanız başkasına daha yüksek fiyattan kiralarım ben burayı, zaten ucuza verdim size." diyip aba altından soba gösteren bi emlakçıysa karşınızdaki ve çaresiz kalıp tekrar komisyon ödüyorsanız kesinlikle haram edeceğiniz paradır.
  • emlakçıya ödenen para mal sahibinin uğraşmak istememesinden kaynaklanan paradır. yoksa internet sitesine koyduğunuz ilanı yüz kişi arar on kişi eve bakar bir kişi evi tutar. bu yüz görüşmeyi yapmak sizin için külfetse evinizi emlakçıya verir. şu kadar para istiyorum komisyon momisyon da vermem dersiniz, olayı bitirirsiniz. öte yandan internetten falandan haberi olmayan alıcıların da evden haberi olur.

    not:emlakçı değilim. satarken emlakçıya verir alırken direkt sahibinden almaya çalışırım.
  • esasında emlakçının olması yani yapması gereken görevi şudur;

    -emlakçı alıcı ile konuşur
    -emlakçı satıcı ile konuşur
    -emlakçı sayesinde alıcı ile satıcı biraraya bile gelmeyebilir (bu nokta önemli)
    -emlakçı pazarlıkları yapar, iki taraf içinde uygun koşulları sağlar.
    -emlakçı eğer arsa alım satımına aracı ise, arsanın kitlesini falan temin eder ve alıcıya iletir
    -emlakçı daire alım satımı yapıyorsa alıcıya bilgileri yine doğru temin eder.

    ticaretin sonuna kadar ilgilidir. satış işlemi yapılırken bile tapuda bulunur taraflara yakınlık kurar. işlem sonucu hakettiği parasını anasının helal sütü gibi alır gider.

    işte ben bu emlakçıyı takdir ederim.

    lakin ülkemizde emlakçılık nasıl yapılıyor, kısaca anlatayım. (inşaat sektöründe çalışıyorum)

    emlakçı geliyor, abi şu az ötede bi arsa var, 9 daire çıkıyormuş, 180 metre kare inşaat alanı var. git bi bak diyor mesela. gidiyorsun bakıyorsun. kitle var mı elinde diyorsun? yok abi diyor. alabilir misin? abi ben anlamam kitle ne ya diyebiliyor. neyse gidip uğraşıyorsun kitle, kot bok püsür alıyorsun. meğer 4 dairelik arsa. yola terk var, arkadan çekme var oldumu arsa sana 90 metre kare. ulan diyorsun senin mına koyim. neyse satıcı kim? emlakçı satıcı mehmet diyor. ee konuştun mu mehmetle diyorsun. yok abi sen konuşsan daha iyi olur diyor. hay senin kafanı sikim diyorsun. neyse mehmeti buluyorsun. mehmet mırın kırın derken en son fiyatta anlaşıyorsun mesela. ama arsa esasında çok kıymetli değil. yine de idare eder.

    mesela atıyorum 100bin tl ye anlaşıyorsun. satıcı hadi yarın görüşürüz olayı kesinleştirirz diyip gidiyor. veeeeeee işte tam zamanı.

    o 3 gündür gerizekalılar gibi yanında sus pus oturan emlakçı bir anda aslana dönüşüyor. abi bana artık 3bin tl verirsin diyor. o ne diyorsun? ya abi satıcıdan alamam ben para şimdi ayıp olur adama nasıl diyim. sen onun parasını da verirsin dimi diyor. niye verim lan 1500 tlni veririm sadece diyorsun.
    ya olur mu benim hakkım var falan diyor. lan diyorsun ne hakkı? tek yaptığın arsayı işaret etmek. 4 gündür verdiğin tek emek parmakla yer göstermek. 1500tl alıyorsun bunun karşılığında. yok ya olur mu sen hak yiyorsun falan diyor. adamı karşında ağız burun kırasın geliyor.
    3 gündür tek bir emek harcamadan durmuş adam senden 1500 tlden fazlasını hakettiğini iddia ediyor. delirtici bir durum sahiden.

    ama maalesef türk emlakçı piyasası böyle. bize göre emlakçılık tamamen parmakla yeri göstermekten ibarettir. gösterdiğin anda %3 komisyon senin olmalıdır. diğer aracılık faliyetleri umrunda değil adamın.

    futbol menejerleri var ya hani bir de. komisyonculuk yani. hah işte düşünkü futbolcu menejeri mesela bobonun menejeri arasın lyon kulübünü abi bak bizde bobo var desin kapasın telefonu. sonra herşeyi bobo hallletsin kendi. lyon ile görüşsün anlaşsın çabalasın. anlaşsın. bobo herşeyi kendi haletsin. sonra menejer gelsin 1 milyon komisyonumu alırım ha hahahaha desin. ne kadar gerizekalıca oldu değil mi? evet öyle.

    sözün özü, bu paraya icim acıyor benim genelde. haketmiyorlar çünkü. ancak hakedeni, yani asli emlakçı görevini yapan adama da helal olsun diyerek veriyorsun.
  • remax gibi zincir emlakçılarda yıllık kiranın yüzde 12'siymiş.

    edit: tüm emlakçılarda öyleymiş. yasal bir girdi anlayacağınız.
  • al parayı, aldın di mi, hah şimdi ver çakmağı yak, yemin ederim daha az için acır. öyle de illettir, öyle iğrendirir insanı.

    (bkz: emlakçı/@sir gerard uth mondar)
  • remax gibi bünyesinde sahtekar şark kurnazları bulunduran zincirlere helal etmediğim paradır.

    olay özetle şöyle:

    remax'a gideriz, bütçemizi söyleriz. bir tane evi beğeniriz ama bütçemizin 200 lira üstündedir ve 1 yerine 2 aylık depozito istenmektedir. ev sahibi de ikna edilemez ve biz remaxtan ayrılırız. derken remaxtaki karı arar ve ev sahibinin kirayı ve depozitoyu istediğimiz miktara düşürdüğünü haber verir. ertesi gün kontrat için buluşma ayarlarnır. fakat o da ne! emlakçı ortada yok ve yalan sıkmış indirim konusunda! kontrat için taa ailelerimiz memleketten gelmiştir. 3 apartman sahibi ev sahibi kalantor abi de işini gücünü bırakıp gelmiştir. neyseki pazarlıkla mazarlıkla kira indirilir, depozito için de gerekirse öderiz tipi bir senet formülü bulunur. bütün bunlar olduktan sonra remaxtaki karı arar ve komisyonunu ister. elinde imzaladığımız belge olduğu için ödememezlik yapamayız ama pazarlıkla indiririz, tabi bin bir küfür ile...
  • (bkz: #20115740)
  • nutellayı satan bakkal amcaya verdiğin paradan hiç bir farkı yoktur.

    nutellayı üretenler arz ederler ekşiciler de talep ederler.

    bakkal amca nutellayı almak isteyenle satmak isteyen arasında bir köprü oluşturur. aradan da komisyonunu alır.

    işini iyi yapmayan bakkal amca bayat nutellayı sana kakalarsa onu sevmeyiz tabi.

    işini iyi yapmayan emlakçıları sevmediğimiz gibi.

    karıştırmamak lazım birbirine.
  • arada bir parasını hakedenine denk gelinebilir.

    nisan ayında bir ev aldık. ev alım satımı işlemi süresince ev sahibi ile sadece telefonda ve tapu dairesinde görüştük. ev sahibi banka çalışanı olduğu için kendi adına kredi alamadığı için bir akrabasının üzerine yapmış evi. kadın evli. yeni kanuna göre evli kişiler eş muvaffakiyetini almadan gayrimenkul satamıyor. evin üzerinde ipotek var. ama evin sahibi görünen kadın daha önceki sahibinin kredi borcunu kabul ederek evi üzerine aldığı için kredi başkasının adına görünüyor. yani ev birinci dereceden ipotekli. ben de evi kredi ile alıyorum. birinci dereceden ipoteğin kalkması için borçlu olanın borcu ödenecek ardından takyidat yazısı alınarak tapu dairesine verilecek ve bu arada benim kredi aldığım banka birinci dereceden ipoteğe geçecek.

    emlakçı ne yaptı.

    - iletişimi ve pazarlığı sağladı
    - uygun koşullarda kredi alabilmem için bana çalıştığı bankaların müşteri temsilcilerinin telefonlarını verdi ve görüştürdü. krediler yükselmeye başladığı dönemde göreceli olarak uygun bir oranda kredi almamıza yardımcı oldu
    - tüm evrak işlemlerini kendisi halletti
    - ev sahibi kadına ve eşine gerekli belgeleri imzalattı
    - tapuda bizi buluşturdu, tapu masrafları için ziraat bankasına gidip parayı yatırdı, bu arada ev benim üzerime geçti ve bankalar arası para transferi oldu
    - mevcut eski kredinin kapandığına ve birinci dereceden ipoteğin kaldırıldığına dair yazıyı bankadan aldı
    - yazıyı tapu dairesine götürerek ipoteğin kaldırılmasını sağladı, takyidat yazısını alarak benim bankama ulaştırdı

    şimdi bu adam yaklaşık 5,000tl komisyon aldı. tüm bu süreç öncesi ve sonrası ile 1 ay sürdü. eski ev sahibinin dangalaklıklarından dolayı biraz canımız sıkıldı. açıkcası bu adam olmasaydı tahminen ben bu işlerle uğraşamayacak ve evi almaktan vazgeçecektim. o yüzden izmir atakent civarında ev almayı ya da kiralamayı düşünecek tüm arkadaşlara da öneriyorum.

    ev arama sürecinde çok emlakçı gezdik. salağı, tatlısu kurnazı, insanı küçük görmeye çalışanı, kendini bir bok sananı çok bu mesleğin çeneleri ile para kazandıkları için de güven vermekten biraz uzaklar. ama çalışan birisi iseniz ev almak/satmak ya da kiraya vermek/kiralık ev tutmak gibi bir düşünceniz varsa zamanınız olmadığı için bu sektöre eliniz mahkum. işini gereğince yapanın da aldığı para helaldir.
hesabın var mı? giriş yap