• bursadaki en iyi arkadaşım evlendi.
    nikah şahidi oldum, çocuğunun doğumuna girdim. ardından yaşadığım şehri terkettim.

    ankaraya geldim, burada onun gibi bir arkadaşım oldu, hatta ev arkadaşım.
    o da evlendi. onun da nikah şahidi oldum.

    sonra mersinde üniversitedeki en yakın arkadaşım/ev arkadaşım da evlendi.
    onun da nikah şahidi oldum.

    ardından ankaraya dönüp bir hastanede işe başladım. oradaki en yakın arkadaşımı/ev arkadaşımı 9 mayısta evlendiriyorum.
    nikah şahidi olacağım.

    ankaradaki diğer ev arkadaşımın kız kardeşi. onunla da çok iyi arkadaş oldum, ardından ev arkadaşı oldum.
    8 ağustosta da onu da evlendiriyorum. onun da nikah şahidi olacağım.

    şimdiki ev arkadaşım/en iyi arkadaşım ciddi bir ilişkiye başladı. yaza o da evlenir, onun da nikah şahidi olurum.

    anlatamadığım, toplamda 6 tane "en iyi arkadaşım" evlendi/evleniyor. bir süre sonra alışkanlık haline geliyor bunlar ve üzülmüyorsun.

    evde kalmış kızlar, benimle ev arkadaşı olarak bu lanetinizden kurtulabilirsiniz. maksimum 4 aya evlendirir, nikah şahitliğinizi yaparım. net.
  • bu durum başınıza geldiğinde, beraber bir yere giderseniz, herkes onu tebrik edip öper, ona sarılır. bence yanındaki arkadaşına sarılınmalı. nihayetinde, sevgiye ihtiyacı olan o olabilir. sanki, bana öyleymiş gibi geldi şu an.
  • evine misafirlige gittiginizde, once yillarca surttugunuz les barlara inat duzenli oturma odasinda sohbet edersiniz bir sure, sonra esi yemegin durumuna bakmak icin girdigi mutfaktan "hayatim salatayi yapmama yardimci olur musun?" diye seslenir, "geliyorum hayatim" diye mutfaga yollanir. iste o an turuncu uclu koltukta, televizyonun karsisinda, gozlerinizi henuz bir hastane odasinda acmis gibi bir yabancilasmayla kalakalirsiniz. yabancilastiginizin o mu yoksa kendiniz mi oldugunu cozmekten kacmanin yolu, mutfak kapisina yaslanip muhabbeti tekrar neresinden yakalayacaginiza konsantre olmaktir. ama cogunlukla gece sona erip kapi ardinizdan kapandiginda bir hayati geride birakip artik bambaska olan hayatiniza dogru ilerlersiniz, artik tek basiniza savundugunuz kalenize gittiginizi sanirken.
  • kötüdür. çünkü; artık en iyi arkadaş olmayacak kişidir.
    zira imzayı eşe attığı anda sizden boşanmış oluyor.
  • en iyi değil, en iyilerden biriyse bile çok duygusal anlar yaşatır.

    ev arkadaşımdı. öncesinde ve sonrasında başka ev arkadaşlarım olsa da, o hep en sevdiğim oldu içlerinde. ve ben onun her halini görmüştüm...

    gülerken, ağlarken, uyurken, uyanırken, ders çalışırken, hocaya küfrederken, şarkı söylerken, boktan bi herifin çok incittiği ruhunu sararken, saramazken, içerken, düşünürken, birini çok özlerken, biri için endişelenirken, çılgınlar gibi dans ederken, çığlık çığlığa bağırırken, uykusuz bir gecenin sabahı balkonda kahvaltı ederken, camın önüne koltuğu çekip şarap içerken, regl sancısı çekerken, o şarkıyı her söylediğimde odamın kapısında usulca beni dinlerken...

    bir gelinin duvağından kaç yıl akabilir film şeridi gibi? sayamadım.
  • insanı bok gibi ortada bırakan "eee naapcam şimdi " dedirten durum!
  • kişide şu şekilde tezahür eder;
    step 1:
    inkar
    şöyle oluyor bu: "yok canım, ne evlenmesi. peh! hehe. ehe. he. güzel bir ilişkileri var, eyvallah, ayrılın diyen mi var.. takılırlar böyle. hehe. ehe. he. evlenmez benim kanka ya. lan biz çılgın atıyoruz beraber, ne dünya evi, ne gelinliği, ne çeyizi.."
    "müjdemi isterim" haberi ilk aldığınızda aklınızda boncuk boncuk sıralanan öncelikli düşünceler bunlardır. inanmak istemezsiniz. haftanın sekiz günü görüştüğünüz, "benim" olanın başka biriyle tamamiyle bir hayatı paylaşacak olması fikri oldukça yabancı gelir.
    step 2:
    kabulleniş
    şöyle oluyor bu: "ya evlenecek tabii. evlenmeyip de n'apıcak.. zaten çok yakışıyorlar, elbet nikahla taçlandıracaklar bu güzel birlikteliği.. ya zaten evlenecek olması benim üzerimden elini çekecek olması demek değil ki.. biz bizlikten bir şey kaybetmeyeceğiz."
    bünye yola gelmeye başlar. materyalist ve realist bakmaya başlarsın romantikten ziyade. hele bir de "enişte"niz dünya tatlısı bir adamsa, kız kardeşinizin gözünde ergen aşkı ve deli kanlı çağı tutkusunun yanında iç rahatlatan bir huzur ve güvenli mutluluk ışığı çaktırıyorsa, emanet edeceğiniz yerin garanti olduğu konforuna ulaşırsınız. gözüm arkada kalmaz vaziyeti yani özetle.
    step 3:
    uzaklaşma
    şöyle oluyor bu: "bugün gideyim, onda kalayım. hm evet evet gideyim zaten işi başından aşkın, yardım da ederim hem. ama çok yorgunum di mi, bugün iflahım sikildi işte. yarın giderim, ok, valabila yarın giderim."
    bu hayal dünyanızın ürettiği ve olağanüstü geçerli olan bahanelerle tanıştığınız safhadır. evet arkadaşlığınızda bir şey değişmeyecektir, evet belki bir kapı çalması kadar olmasa da bir alo kadar yakınınızda olacaktır yine, her zaman olduğu gibi, eskisi kadar, evet onu sevmekten, onun için endişelenmekten, terso durumlar sözkonusu olduğunda onu merak etmekten, onu önemsemekten vazgeçmeyeceksinizdir ve adınız kadar eminsinizdir ki onun için de aynı şeyler geçerlidir. ama paylaşacak olma duygusu böyle nalet bir merettir işte. gelişmeler gözünüzün önünde cereyan etmesin istersiniz.
    step 4:
    mutlu son
    şöyle oluyor bu: "lan ne güzel be ikiki, nikah şahidi olucam ben. hmm hemmaan elbise, ayakkabı alışverişine çıkmam lazım. aa arayayım bakim bi davetiyeler nolmuş, üff nikah şekerleri de halledilmedi daha. çeyiz toplandı mı ki, kargoya verilecekti yarın, kaç koli çıktı acaba toplamda, eşyalar zamanında teslim edilir inşallah, kızın derdi zaten kendine yetiyor aman bee bir iş de yolunda gitsin aman aman.."
    o tatlı telaş denen nane hasıl olur bedene. takvim ayarlanır, onun günü bunun günü yuvarlak içine alınır. eş dost koordinasyona geçilir, gelin namzetiyle beraber geri sayıma başlanır.

    bunlar yüzünden;
    en iyi arkadaşların hepsini allah bir yastıkta kocatsın,
    bu kararı verdiğine hiçbir zaman pişman etmesin,
    onu sizin sevdiğiniz kadar sevebilecek olan daim kalsın.
  • ayni yaslardaysaniz ve sizin bir sevgiliniz bile yoksa aninda evde kalmislik hissi uyandirabilecek durum. ayrica bir terkedilmislik ve aldatilmislik hisside yaratabilir.
  • hayatıma etkileri, evlilik hazırlıklarındayken başladı daha... arıyorum uğruna sol kolumu kesip vereceğim kankamı ''içelim'' diye.. ''koltuk bakıyorum kanka'' diyor.. hay sikeyım senın koltugunu iki aydır yüzünü görmüyorum ulan..

    15 yıldır süregelen ve çok çok hızlı yaşadığımız, içinde hayattan parçalar kaptığımız gençlik dönemimiz bir anda adını koyamadığım keskin bir şeyle kesildi sanki... bu nasıl bır çelişki ki aynı anda hem ağlıyorum hem seviniyorum..

    bok vardı amına koyyıım... çok kötüyüm çook...
  • bir yazının en olmadık yerde birden akla gelmesidir insanın içini acıtan;

    "....en iyi arkadasim evleniyor. onlar anlasmişlar sana ne oluyor diyebilirsiniz.bana ne oldugunu ben de anlamiyorum.kendimi birden yalniz kalacakmişim gibi hissediyorum.yani o evlenerek sadece kendinin degil benim hayatimi da degistiriyor.ben alti senedir evime onbes dakika uzaktaki bir apartmanin en ust katindaki eve sabah kahvaltilarina gitmeye,gece oniki olmadan kalkacagim deyip saat üçü geçmekteyken hala cay içiyor olmaya ve artik kendi yatagim kadar benimsedigim kanepede yatiya kalmaya aliştim.kalabalik gruplarin içindeyken tek kelime bile etmeden anlasabildigim birine alistim.ama artik onun ufacik bir bakişiyla anlasabilecegi baska birisi olacak hayatinda......
    tanimadigim insanlardan bahsedilecek yanimda, anlamadan sadece gulumseyerek dinleyecegim. sabah içimi hoplatan birseyden bahsetmek için heyecanla numarasini cevirdigimde,belki beni eskiden oldugu gibi dinlemeyecek. istemediginden degil.. sadece ayni anda dusunmek zorunda oldugu baska birsuru sey oldugundan. yatagindan kalkar kalkmaz duydugu ilk ses benimki olmadigindan......
    ...mutlu olamazsa diye dusunurken beynim uyusuyor. o da benim gibi en ust kattaki apartman dairesini ve uzeri ayiciklarla dolu olan tek kişilik yatagini ozlerse diye. gece ucte cay içecek birini bulamazsa ya da sabah kahvalti hazirlamak zorundaoldugu için gece üçe kadar oturamazsa diye... en iyi arkadasim evleniyor...."
hesabın var mı? giriş yap