7 entry daha
  • türkiye pantürkizmi'yle, asya pantürkizmi arasinda çok ciddi çelişkiler olduğu da bilindiğine göre yilmaz büyükerşen'in neden eskişehir'e heykelini diktiğini ve kendisiyle gaspirali arasinda nasil bir ilişki kurduğunu bilemem ama orta asya'da türkçülük, turancilik vs. akimlarinin gelişmesinde önemli isimlerden biri gaspirali ismail. 1851'de doğup 1914'de ölene kadar da hayatini türk topluluklari arasinda "dil birliği" sağlama amacina adamiş bir kirim tatari. bugün sayilari çok azalmiş olmali, ama ilgili dönemde bu bölgede 150-200 bin kirim tatari yaşadiğini biliyoruz...

    gaspirali'ya bugün, türkiye tarihi açisindan önemi nedir diye baktiğimizda iki yön öne çikar saniyorum. biri turanciliğin altin dönemi olarak görülebilecek bir evrede yusuf akcura, ali merdan topçubaşı, zeki velidi togan ve ziya gökalp kusagindan yani pantürkizmin ilk kuşagindan bir figür olmasi. ikinci önemli nokta ise yaşamni adadiği şeyin, yani turanciliğin trajedisini bütünüyle gözler önüne sermesi...

    gaspirali'nin pantürkizmin kurucu figürlerinden biri olduğu doğrudur. rusya'nin çözülme, siyasal istikrarsizlik ve bolşevik devrimi sonrasi iç savaş sürecinde (kabaca 1905-1925 dönemi) türkçülük ciddi bir akim olarak gelişmeye başlamişti ve rusya'daki istikrarsizlik sürecinin de bileşenlerinden biriydi. basta kirim ve kazan'daki aydinlar arasinda olmak üzere kafkasya azerbaycan bölgesinde ve ural-volga hattinda ciddi bir türkçü, turanci arayiş geliştiğini biliyoruz. bu süreçte cedidi (yenilikçi) ve kadimi (geleneksel) akimlarin ilki türkçülüğü, ikincisiyse panislamizme daha yakin bir siyasal tercih olarak öne çikti. gaspirali, cedid'ler olarak bilinen pantürkizme vurgu yapan eğilimin önemli isimlerinden biridir. ilgili dönemde rusya sinirlari içinde yaklasik 12-15 milyon civari türkmen, türk kökenli topluluk, özbek, uygur, kazak, mogol vs. yaşadiği gözönüne alinirsa bu coğrnafyadaki siyasal eğilimlerin önemi de kolaylikla anlasilabilir. (rakami abartili bir sekilde 30-40 milyon olarak verenler de var saniyorum)
    pantürkistlerin ilgili dönemde karşiya olduklari temel sorun panislamistlerden farkli olarak "bir ulus yaratma" meselesidir. ağırlığı müslüman olmakla birlikte değişik dinlerden, farkli islami mezheplerden, kökeni belki ayni olmakla birlikte çok farkli diller konuşan, yüzyillardir iranlilarla, moğolllarla, farkli türk kabileleriyle, hatta yer yer hindu topluluklarla karişan, aralarina coğrafi olarak da büyük mesafeler ve iranlilar, araplar gibi daha rijit topluluklar (ulusal duvarlar diyelim-) giren türkler'i yeniden kurmak ve "bir millet olarak asya sahnesine çikarmak" pantürkistelrin temel sorunudur. gaspirali bu amacin ilk adiminin akdenizden, balkanlardan, okyanusa kadar tüm türk kökenli topluluklarin birbirin anlayabileceği ortak bir dil yaratmak olduğu kanisindadir. "dil içindeki arabi, farsi, latin tüm karişmalarin temizlenerek tüm türklerin birbirini anlayabileceği bir dil" yaratmaya ve ortak bir türkçe kurgulamaya yönelir. sonuç büyük bir hüsran'dir. "dilde, fikirde, eylemde birlik" slogani daha ilk adimda akamete uğrar. gaspirali'nin bir yönüyle "türk aydinlanmasi" olarak kurguladiği ve kazan ticaret siniflarina ve rus kadet partisine de sirtini dayararak ruslarin desteiğini alarak geliştirdiği türk dil birliği hamlesi çağatayca, özbekçe, moğolca gibi dillerin daha geçen yüzyilda yerel, yerleşik ve edebi birer dil olmasi nedeniyle başarısızlığa uğrar. açilan okullar (4 bin civarinda) kapanir. pantürkistler içindeki merkezi rus devleti çatısı altında biraraya gelme ve türk uluslarini rus devleti çatısında bütünleştirme eğilimi traji komik bir şekilde baskin eğilim olur. daha sonra türk kökenli galiyev vs. orta asya turanci türk komünizmi kisa bir dönem etkili olur. gaspirali'nin hamlesi açisindan bakarsak 1930'dan sonra kirim tatarcasi unutulmaya baslandiğini, kirim tatarlarinin önemli bir bölümünün türkiye'ye göçtüğünü, azeri türkçesinin kirim kafkas bölgesinde yayginlaştiğini söyleyebiliriz. dağistan ise zaten birbirinden çok farkli dilsel ve dinsel eğilimlere sahiptir. ural bölgesi disinda yerleşik diğer diller de sovyetlerin çok farkli iktisadi, sosyal kültürel koşullara sahip, bir bölümü uluslaşma aşamasinin uzağında, soy ve boylar düzeyinde, bir kismi hale göçebelikle karakterize olantopluluklardan uluslar yaratma projesine uygun bir zemin hazirlar. saniyorum 12 kadar resmi türk dili kabul edilir, konusulur ve yazi dili haline gelmesi yönünde desteklenir... hala da bu diller yaygin olarak konusuluyor ve edebi birer dil olarak varliğin isürdürüyor.

    ancak gaspirali'nin çabasi istanbul'da yetişen kirimli bir tatar aydin'in kendi halindeki fantezisi olarak görülmesin. ilgili dönemde oldukça etkili olduğu ve tartişildiği, uygulanmasi için adimlar atildiği biliniyor. hatta bu tartişmalarin ve siyasi eğilimin enver paşa'yi türkistan'a kadar götürdüğünü ve orada kendi trajedisine mahkum ettiğini, cemal paşa'nin türkistan türklerini anadolu türklerinin davasina ikna etmeye çaliştiğini, turan düşünü anadolu'nun kurtuluşuna tahvil etmeye ugrastiğini ama başarili olamadiğini biliyoruz. akçura, togan, gaspirali gibi tatar, başkurt vs. aydinlarin ve pantürkist siyasal eğilimlerin de bir yönüyle orta asya'dan türkiye'ye geldiğini ve türkiye'deki pantürkist hareketin oluşumuna katkıda bulunduklarini da biliyoruz..
    tüm bunlarin disinda birbirinden çok farkli ekonomik, sosyal, kültürel, coğrafi niteliklere sahip boy'larin, kentlerin, topluluklarin oluşturduğu, karsilikli düşmanliklarla dolu bir tarihsel geçmişe sahip olan ve farkli fonetik özelliklere sahip diller konuşan, ilgili dönemde kimi latin, kimi arap alfabesi kullanan "türk kökenli topluluklardan" bir türk turan ulusu yaratma düşüncesi ise pantürkizmin en önemli açmazi olsa gerek.
    son olarak etrafta hala turan hülyasi kuran ya da buna inanan birileri varsa gaspirali'nin şartlarin çok daha uygun olduğu 100 yil önceki yaşamina şöyle bir gözatmalari nacizane önerim olur...
43 entry daha
hesabın var mı? giriş yap