36 entry daha
  • doğu'nun virüsünü değil bilgeliğini alalım düsturuyla şu eve kapanma döneminde bileklerime kadar girdiğim deniz derya.

    aslında yaklaşık iki ay önce merak salıp richard wilhelm'in i ching ya da değişimler kitabı'nı almıştım. fakat okumaya çalıştığımda gördüm ki, çince'den almanca'ya, oradan da türkçe'ye çevrilmesine, oradan oraya sekmesine onca yol gitmesine rağmen kitap hala çince. tam bir it sounds like chinese to me vakası. ve abartmıyorum.
    tam kitabı katı meyve sıkacağının yanına koyacaktım ki, evde kalma günleri başladı ve i ching anlamaya çalışmak aklıma geldi. ufak ufak başladım gibi. çalışmaya yani. en azından ilk heksagramlarım anlamlı ve tutarlı, şaşırtıcı bir şekilde. bu sebeple şimdi 1-c sınıfından mentol arkadaşımız bizlere i ching anlatacak.

    hep bi "kehanet yöntemi" tanımı almış yürümüş. "kehanet" kelimesini gelecekten haber almak-vermek olarak anlıyorsak, ki başka ne anlıcaz zaten, gerçek dışı ve yanlış yönlendiren bir tanım gibi geliyor bana. gelecekten haber almanın mümkün olup olmaması bir yana, kehanet damgalı gelecek muhabirliği vaatleri beni korkutur. bi de şu an neler olup bittiğini bilmiyorum ki daha, o yüzden öğrenebiliyorsam şimdi'yi bileyim yeter. i ching'deki okumalar da bu yönde: zamana bağlı bilinmeyenden haber vermiyor. yani zaman boyutlu bir neden-sonuç ilişkisi üzerinden bir gelecek çizip olacakları söylemiyor. şu anda kör karanlıkta/kör aydınlıkta kalmış ne var, neyi göremiyorsun, neyin farkında değilsin? cevabı göremediğin ya da ne gördüğüne karar veremediğin sorularında rehberlik ediyor.

    soru önemli. yani öncesinde belli bir soru sormamız, sorumuzu düşünerek girişmemiz şart. hatta soruyu yazmamız tavsiye ediliyor, sonradan cevabı başka yerlere çekiştirmeyiz kafamız rahat olur. ha bu "o pembe elbiseyi mi alsam yoksa hasır çantayı mı" gibi tırt bi soru da olabilir, sadece "bana an'ı ve öz-ben'i anlat" tavrında bir zen sorusu da olabilir. bu skalada her şey, kişisel, ilişkisel, evsel, işsel, bilimum.... elbise-çanta sorusuna ciddi ciddi cevap veriyor bu arada, ama yani sonucu yorumlamak da ayrı bir efor, o kadar kafa yormaya gerek yok. bence pembe elbiseyi alın.

    cevap verirken de sadece yin ve yang'ı kullanıyor. 0 ve 1 gibi. 0 ve 1'in ayrışmasından ortaya çıkan 2 gibi. yin kesikli çizgi ile, yang da düz çizgi ile gösteriliyor. üç tane para ile bir nevi yazı tura atıyorsunuz. yazı yin'i, tura yang'ı simgeliyor. bunu altı kez yapıyorsunuz ve her atıştaki kombinasyon bir yin veya yang'a denk geliyor. her atışın sonucunun çizgisini alttan üste doğru çizdiğinizde, sorunuza cevap olacak heksagramı inşa etmiş oluyorsunuz. tüm kombinasyonların toplamı, 64 heksagram var. ama bu 64'ün alt kırılımları da karşımıza çıkabiliyor. şöyle ki;
    verdiği cevaplar sabit veya hareketli olabilir. bunu da, kabaca, attığınız üç tane parada gelen yin ve yang sayısı belirliyor. sayısal değerlerine göre, genç yin-yaşlı yin-genç yang-yaşlı yang olarak tanımlanıyor. sabit cevaplar gençlerle tek heksagrama dönüşürken, yaşlılardan birinin araya girmesi durumunda tamamlayıcı cevaplar ortaya çıkıyor. burada da alışılmadık bir felsefe var mesela. "genç" diye nitelendirdiğine sabit ve daha kesin bir yanıt verirken, "yaşlı"ya hareketli ve ucu açık, devamının geleceğine yönelik bir cevap vermesi ilginç yani. bunun sebebini şöyle anladım: sorumuzu, bir döngünün bir noktasındayken soruyoruz. eğer o döngünün daha başlarındaysak, yani sorduğumuz durumun "genci" isek, aynı yolda daha mesafemiz var, yani yolumuz belirli. ancak sonlarına yaklaştığımız bir döngü ise, artık oranın "yaşlısı" olmuşuz, onu tamamlayıp başka bir yola geçmek üzereyiz demek. bu yüzden cevap kendi içinde değişime yöneliyor.

    fazla uzatmış olabilirim. durumu olup buraya kadar okuyan olduysa tanımlı özetle şöyle bağlayayım: en az 3000 yıllık bir tarihi olan, en koyu siyahtan en aydınlık beyaza ve bu ikisinin iç içeliğine, var oluşun tüm hallerini kapsayan bir felsefe sistemi. nedensellik ilkesine dayalı değil, lineer değil, belli bir başı ve belli bir sonu yok. bu yüzden ondan alacaklarımızı, sorularımızla bir nevi "bedenleyerek" alabildiğimiz bir sistem. onu kullanarak sezgilerimizin sesini farkedip anlaşılır hale getirebileceğimiz, onun aracılığıyla egonun ötesindeki sessiz/karanlık/aydınlık bilinç dışı * ile iletişime geçebileceğimiz bir rehberlik vaat ediyor. bu konudaki rakipleri; rüyalar, uyanık-bilinç zayıfken görülen vizyonlar ve hipnoz.

    entry'i konumuzdan ilham alınarak yapılmış bir şarkıyla bitirelim. buyrunuz.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap