4 entry daha
  • the ‘big picture’: the problem of extrapolation in basic research

    bilim araştırmalarında ekstrapolasyonun çeşitli zararları var. süreçler genelde lineer fonksiyonlardan ibaret değil. ölçek değiştikçe sonuçlar ve modeller değişiyor. keza parametreler arttıkça, bunların birbirleri arasındaki ilişkiler, diğer bazı faktörleri kuvvetlendirebiliyor ya da zayıflatabiliyor.

    en yaygın örnek, günlük yaşam hızlarında newton fiziği gayet tutarlıyken (aslında farkları ölçemediğimiz için), ışık hızına yaklaşan hızlarda eksik kalıyor.

    ancak şu da var daha kompleks modellere ulaşmak için de libet deneyi gibi daha basitlerini yapmamız gerekiyor. bir anda insan beynini, bilinci toptan açıklayacak bir formüle ulaşmak imkansız, bu deneyden özgür irade ya da bilinç ile ilgili herhangi bir sonuca varmanın imkansız olduğu gibi.

    newton örneğine dönersek, basit sinirsel yapılarda, ilkel beyinlerde birçok fenomeni daha kolay açıklayabilsek de, bunlar evrime rağmen insan beynindeki izlerini sürdürseler de, mevcut beyin bu deneylerle tanımlanmak için fazla kompleks.

    bir insanın parmağını oynatmasındaki irade ile 60 yaşında manevi acılar çeken bir insanın intihar kararı vermesindeki nöral süreçler doğal olarak çok farklı olacaktır. bilinci (iradeyi), insanın motor aksiyonlarını buna karar verme nöral aktivitesinin arkasına eklediğimiz basit bir şemaya indirgeyebilsek, hayat daha kolay olurdu.

    ancak insan beyninin ürettiği düşünceler, hormonların katkısıyla (hormonlara rağmen) aldığı aksiyonlar, nörokimyasal etkiler, toplumsal koşullanmaların etkileri kompleks bir resim sunuyor.

    libet deneyinin bu nedenle özgür irade ile uzaktan yakından ilgisi olduğunu düşünmüyorum.

    özgür irade; fiziksel eylemler ve motor aksiyonların ötesinde beyinde oluşan duygu, düşünce ve istekleri ifade ediyor.

    60 yaşındaki intihar düşüncesindeki adama dönersek, bu adam cehenneme giderim korkusuyla intihar etmiyorsa, özgür iradeden söz edebilir miyiz? din, iradesini baskılamış mıdır? yoksa sadece aksiyonunu baskılamştır ama adamın ölme arzusu devam mı etmektedir?

    din değil de ölüm korkusu galip geldiyse, aynı soruları tekrar sorarız. geride kalanlara acıdığı, onlara manevi bir yük bırakmamak adına kendine acı veren hayatı sürdürmeye karar vermesi yine benzer soruları getirir.

    ölünce, mevcut bilinç durumunun kaybolacağı bilgisi (inancı) bu kararın temel motoru olacaktır. bu isteğe manevi değil de fiziksel bir acı neden oluyorsa, durum değişecektir. ancak çoğu, beynin 60 yıllık yolculuğu boyunca oluşan çeşitli etkenler, birkaç tane sürüngen beyinden miras etken, bir gün çözeceğimizi umduğumuz bir matriks ilişkisi sonunda bu isteği, kararı ortaya çıkarıyor.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap