7 entry daha
  • ahali değişimi: konferans, türkiye’deki rum azınlığın yunanistan’a, yunanistan’daki türk azınlığın türkiye’ye gönderilmesini kararlaştırmıştır. insanların kuşaklar boyunca yaşadıkları yurtlarından zorunlu olarak ayrılıp tanımadıkları, bilmedikleri yerlere götürülmeleri hoş, hatta insani bir şey sayılamaz. ama konferans, arada bu denli düşmanlık olduktan sonra, değişik etnik kümelerin bir arada barış içinde yaşayamayacaklarını kabul etmiştir. türkiye’nin ahali değişimini istemesi için özel nedenleri de vardı. batı anadolu ve trakya’daki birçok rum yunan ordusuna yazılarak uyruğu oldukları devlete karşı düşmanla birleşmişlerdi. karadeniz rumları da aralık 1920’den 1923 başlarına değin isyan halinde olmuşlardı. ilerde bunların yeniden isyan etmeleri ya da bir yunan istilası için gerekçe olmaları ihtimali yok sayılamazdı. yunanistan’daki türk azınlığı ve yunanistan için de aynı ihtimaller söz konusu olabilirdi. hoş, hatta insani olmasa da, ahali değişimi iki devleti rahatlatan, aralarında içten bir dostluk kurmalarını kolaylaştıracak bir çözümdü. hemen belirteyim ki, kurtuluş savaşı sırasında düşmanla işbirliği yapmayan, tersine devlete bağlılık gösteren geniş bir rum kesimi de vardı. bunlar iç anadolu rumlarıydı. hatta onlar fener patrikhanesi’yle bağlarını koparmışlar ve türk ortodoks kilisesi’ni kurmuşlardı (16 temmuz 1922). kilisenin başkanlığına papa eftim getirilmişti. ahali değişimi olunca, papa eftim cemaatsiz kaldı. ahali değişimi dolayısıyla türkiye’den 1,3 milyon kadar rum yunanistan’a, 500.000 kadar türk yunanistan’dan türkiye’ye göç ettirilmiştir. gelenlere, toplumsal konumlarına göre, gidenlerin mülkleri verilmiştir. yani çiftlik sahibine çiftlik, dükkân sahibine dükkân vb. tahsis edilmiştir. işin ilginç ve dokunaklı yönü şuydu ki, özellikle iç anadolu’dan giden rumların, yazıda yunan harflerini kullanmakla birlikte, anadilleri türkçeydi ve çok kez hemen hiç rumca bilmiyorlardı. hatta iç anadolu rumları arasında yunan harfleriyle yazılan, “karamanlı” denilen, fakat düpedüz türkçe olan bir edebiyat vardır. bir süre önce, evangelinos misailidis adlı karamanlı yazarın bir romanı, seyreyle dünyayı başlığıyla türkiye’de yayımlandı. romanın ilk basımı 1871’deymiş. oysa türk edebiyatının ilk romanı, şemsettin sami’nin 1872’de yayımlanan taaşşuk-u talat ve fitnat’ı diye bilinirdi. bunun üzerine edebiyat çevrelerinde misailidis’in romanının ilk türk romanı sayılması gerekip gerekmediği konusunda büyük bir tartışma oldu.
    sina akşin- kısa türkiye tarihi- lozan antlaşması- sayfa 171-172
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap