27 entry daha
  • katolik kilisesi açısından bakarsak genel yanılgının aksine dinden veya kiliseden atılmak anlamına gelmez, daha ziyade cemaatten dışlanma cezasıdır. katolik olarak vaftiz olan herkes hayatlarının sonuna kadar (veya kilise açısından bakarsak sonsuza kadar) kadar kilise üyesi kalır ve papa veya kendileri de dahil olmak üzere hiçbir kişi onları kiliseden çıkarmaya yetkili değildir. yani siz "ben artık katolik değilim, x dinine inanıyorum" veya "ben katolik olarak vaftiz oldum ama aslında ateistim" deseniz bile kilise nezdinde onun mensubu olmaya devam edersiniz.

    aforoz konusu, kilisenin üyelerinden birine "küsmesi" gibi düşünülebilir. aforoz edilen kişilerin ayinlere katılma ve diğer dini vecibeleri yerine getirme hak ve yükümlülüğü aynı şekilde devam eder. cemaatin geri kalanından farklı olarak ayin sırasında komünyon alamazlar ve kamusal (dini veya seküler) görevler üstlenmeleri kilise tarafından onaylanmaz. aforoz edilenlerin, aforoz edilmelerine yol açan eylemlerden vazgeçmeleri, tövbe etmeleri, haklarındaki aforoz kararının kaldırılması ve cemaate eskisi gibi kabul olmaları hedeflenir.

    teorik olarak herhangi bir katoliğin aforoz olması mümkün olsa da, pratikte sıradan vatandaştan ziyade ruhban sınıfı, diğer kamusal görevleri bulunan veya kamuoyunda tanınırlığı olan kişilere hususi bir cezadır. aforozların büyük çoğunluğu "otomatik aforoz" diyebileceğimiz, "latae sententiae" yani "hükmü kendinden menkul" vakalardır. bazı eylemler, kilise yargısının bu yönde bir karar vermesine gerek kalmaksızın, kişinin otomatik olarak aforoz olmasına yol açar. ancak burada şöyle bir ikilem söz konusudur: bu kişilerin aforozluk durumları kilise yetkililerince teyit edilmediği sürece, aforozluk durumlarından kilisenin de resmi olarak haberi olmaz.

    şöyle bir örnek verelim; "otomatik aforoza" yol açan eylemlerden biri kürtaj veya kürtaja vesile olmaktır. kürtaj olan kişi, kürtajı gerçekleştiren doktor ve hemşireler, kürtaja ikna eden veya işlemin ücretini ödeyen herkes, kilisenin bu yönde bir karar vermesine gerek kalmaksızın otomatik olarak aforoz olmuş sayılır. ancak kilise yargısının, bu eylemleri gerçekleştiren fakat kilise işlevleriyle bir alakası olmayan kişilerin aforozluklarını vaka özelinde teyit etme gibi bir temayülü yoktur. dolayısıyla kürtaj gerçekleştiren bir doktor eğer kendini katolik olarak görüyorsa pratikte aforoz cezasından kaçınabilir ve ayinlerde komünyon almaya devam edebilir.

    latin kilisesi'nde otomatik olarak cezayla sonuçlanmayan ve hakkında yargı kararı gerektiren aforoz sebebi eylemlerin hemen hepsi ruhban sınıfıyla ilgilidir (doğu katolik kiliselerinde cinayet gibi diğer bazı eylemler de aforoz sebebidir). örneğin bu eylemlerden biri, kilise tarafından görevlendirmeyen bir kişinin dini ayin düzenlemesidir. tahmin edeceğiniz üzere, böyle bir eylem gerçekleştiren bir kişi zaten büyük olasılıkla katolik kilisesinin otoritesini tanımayı bırakmıştır. dolayısıyla pratikteki aforoz durumlarında genellikle şöyle bir durum söz konusudur.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap