3 entry daha
  • evvela (bkz: her koşulda idam cezasına karşı olmak) burada da tartışılmıştır çeşitli vesilelerle bu husus.

    hukukun "ya benim başıma gelseydi" diye değil, soğukkanlı objektif bir insanın gözüyle belirlenmesi gerekir evvela bunu kaçıran insanlardır bu idamşnaslar. idam yanlılarının genelde argümanı "ya dedeni öldürseydi o adam, yine de idama karşı olur muydun" noktasında kalıyor zira. artık klanıızdan birine karşı suç işlenince gidip öc almak için ceza vermiyoruz. dolayısıyla argümanımızı "senin başına gelse öyle demezdin" üzerine kurmak, kişisel intikam duygusunu tatmin etmek üzerine kurmak çok manasız. hayır ben subjektif ve ajite olduğum, mantığımı yitirdiğim bir konumda ne yapacağım üzerinden değil, makul mantıklı soğukkanlı bir insanken hukuk belirlenmesini istiyorum. hukukun oluşturulurken devletin kişisel bir intikam aracı, bir kin gütme yöntemi olarak yaratılmasını istemiyorum.
    (cezanın amacı tartışması lazım burada ama çok çok uzun)

    ************************
    bu tür insanın kaçırdığı ikinici bir husus mükemmel bir hukuk sisteminde yaşamadığımızdır. idam kadar temel bir cezayı, açıkça ve netçe hatalı kararlar verebilen mahkemeler, sırf vaka çözülmüş görülsün diye alakasız sanıklara yıkabilen polisler, önyargılar, yolsuzlukların olduğu bu dünyada uygulanmasını savunuyoruz hatırlatırım. idam cezasının asla ve asla adaletsizlik yaratmayacağını, kimseyi haksız olarak öldürmeyeceğini iddia ederek savunmak gerekir. ki mümkün değil. insan ne kadar kusurluysa, adaleti de o kadar kusurludur, ve masumları korumak onlar adına ceza vermek için, (muhakkak ki gerçekleşecek olan) suçsuz bir insanın devlet eliyle öldürülmesi olayına çanak tutmaktadır bu görüş.

    örnek vereyim bir ay önce ingilterede bir adam çıktı, onlarca yıl hapiste yatmış bir kızcağızı öldürüp dükkanını soymak suçundan. itiraf bile etmiş vs. sonra ortaya çıktı ki bu adam masummuş, polis suçu üstüne yıkmış, bu da "bari cezam azalsın" diye itiraf etmiş vs vs. şimdi idamşinas demeyecek miydi o kızın anası olsan sen o caninin, kızının kafasını patlatan adamın öldürülmesini istemez midin diye. kesindi o zamanlar o adam işlemişti işte, itiraf etmişti, o saatte mahalledeydi, o gün o şehirdeydi...
    al işte kızın anası babasının içi soğusun, şu adamı öldürelim diye idam isteseydin, en az o öldürülen kız kadar masum bir adamı bu sefer sen öldürmüştün. bunun garantisinin olmadığı bir dünyada, eğer bile bile (muhakkak olacak zira bu hatalar) "insan öldürelim. napalım masumlardan da arada birkaç zaiyat veririz" diyorsanız zaten sizin saikiniz vicdan adalet falan değilmiş. yanisi ölmesini istediğiniz katilden farkınız yokmuş. uzatmayalım derim.

    ******************
    üçüncüsü, ve kaçırılan yine mühim bir noktadır, he ne kadar idam tartışması "ya dayını kesselerdi" örnekleriyle gitse de, idam cezasının mağdurları ekseri siyasi mahkumlardır efendim. yani işine gelen kavramı istediği kadar genişleterek siyasi mahkumları bertaraf etmek, yani devlet iktidarına karşı çıkanı bertaraf etmek, sivillere zarar veren adamı bertaraf etmekten daha kolay gelecektir - ki geliyor- devletlere. burada yeri gelmişken işgüzarlıkla yaşı küçük çocukları yaşını büyütüp asan bir ülkeyi size hatırlatır bir sonraki paragrafa geçerim.

    ********************
    diğer bir husus ise idam cezası yokken diyoruz ki "suçu işleyen adam bunun hapis cezası olduğunu bile bile yapıyor. o halde bu ceza caydırıcı değil."
    yani ceza müebbet hapisten idama değiştirilince psikopat katillerin çıkıp "hmm bu dört insanı kıtır kıtır kessem şunu da yaksam beni öldürürler. ceza ağırlaştırılmış müebbet olsa kesin yapardım da, idamsa ı-ıh.." diyorsa, caniliğini yaparken alacağı olası cezayı da hesaplayıp hareket ediyorsa, bilmiyorum hangi gezegenden nereden gelmiş ama, sırtı yere gelmez o adamın zaten şu alemde.

    yani toparlamak gerekirse, idam cezası ilkel bir cezadır. sanığı cezalandırmaz zira sanık yok olur gider, ıslah etmez, sonrakilere örnek olmaz (zira dediğimiz gibi idamlık suç işleyecek kadar gözü dönmüş herif "a müebbet hapis değil idammış cezası o zaman suçu işlemeyeyim bari" demeyecektir.) ve açıkça hatalara çanak tutmakta masum insanların suçlu diye ölmesine sebep olmaktadır.

    dolayısıyla idam adaletin kesin ve yanılmaz bir şekilde tecllisi olmadığı gibi, adalet duygusunu iyice sakatlayan, ilkel bir intikam isteğine, bir tür kabile hukukuna dönüştüren; hala kurtulamadığımız bir illettir.
28 entry daha
hesabın var mı? giriş yap