16 entry daha
  • her sene saçmalayan ödül müessesesi.

    hem de ne saçmalamak. insanlar alışmış tabii; ne kendi devleti, ne özel kurumları, ne yanıbaşındaki komşusu, kendisine hiçbir şey vermediği için; verilen en ufak şeyi yerlere eğilerek kabul etmesi gerektiğini düşünür; 'sana ödül veriliyor, alacaksın tabii, sen kimsin ki reddediyorsun!'

    ama öyle değil bu işler. eline verilen şey bir çeşit hakaret içeriyorsa almazsın onu. peki bir afife tiyatro ödülünü hakarete çeviren şey nedir, onu konuşalım öyleyse.

    mesela, elde üç adet aday var bir ödül için. bir tanesi genç bir aday, yeni bir yetenek patlaması, bir cevher, her yerde o var... bir tanesi düzenli aralıklarla averaj seviyede işler çıkaran biri, ama sürekli üretiyor tiyatro için, hiç durmuyor... bir tanesi de uzun yıllardır tiyatroyla uğraşmış, artık tiyatroda belki son yıllarını yaşayan, bu işe ömrünü vermiş bir aday.

    şimdi bu adayların seçilme sebebi önemlidir en başta: şuna hiç şüphem yok ki; bu adaylar seçilirken kimse bunları 'ya, abi kesinlikle üçü de çok iyi, nasıl seçicez bilmiyorum..' gibi bir mantıkla belirlemez. kazanacak bellidir. genç ve yetenekli çocuğa verilecektir ödül, zaten televizyonda da ünü var, ödüller de onunla patlayacak kesinlikle. ama şimdi bunun yanına kimi koymak lazım? falanca abi de bu sene shakespear yapmış, oyun üç saat sürüyor, onu aday göstermezsek saygısızlık olur. e, ama onu aday gösterirsek o kazanır, usta sonuçta? yok canım, oyun korkunç ötesi kötü, imkanı yok kazanamaz. o zaman evet, kesinlikle o ikinci aday olmalı. peki üçüncü? falanca da çok yetenekli, oyunu da baya güzel aslında ama yok çok denk olurlar, filancayı gösterelim, durmadan çalışıyo garibim, yılda iki oyun, üç oyun, hep sahnede. oyunlar güzel değil ama olsun haketti o da adaylığı. evet evet çok güzel oldu.

    şimdi bu üç adaydan hangisinin yerinde olmak daha iyi? biri kendini parçalayan bir zavallı yerine koyuluyor, biri kocamış bunamış, sırtı sıvazlanması gereken yaşlı bir osuruk, diğeri ise ödüllere şan şeref getirecek yeni bir kaz; amacı iyi tiyatro yapmaksa hepsinin; üçüne de hakaret edilmiş olmuyor mu? bir de hepsinden iyi olup aday bile gösterilmemiş olanı düşünün...

    başka bir örnek verelim. adaylar eşit gibi olsun. ikisi de yıllardır bu işin içinde olsun, önemli insanlar olsun. bunlardan sadece birine (ama iyi olana değil; eşitler çünkü; ünlü olana) her sene "mutlaka" bir ödül vermek, diğerine ve o meslekteki diğer herkese küfür gibi değil mi?

    ama bu sene artık küfürü aşmışlardır.

    genco erkal meselesinin arkasında kalmış bir konuda bilgi vereyim önce:
    bu sene "yılın en başarılı sahne tasarımcısı ödülü" başar sabuncu'ya verilmişir. ancak başar sabuncu sahne tasarımcısı değil, bir oyun yönetmenidir. belki yönetmen kıtlığında türkiye'nin en iyi beş yönetmeninden bir sayılmaya alışmıştır kendisi; belki oyununun dekor tasarımını yapmak için kendinden başka kimseye ihtiyaç dymamıştır ve belki dekor çok güzel olmuştur; ama kendisi kesinlikle bir sahne tasarımcısı değildir. benim şahsi görüşüm sizi ilgilendirmiyorsa* konuyla ilgili olarak sahne tasarımcıları derneğinin basın açıklamasını inceleyebilirsiniz.
    http://www.tiyatrodergisi.com.tr/public/?nid=3793

    ortalığı çalkalayan meseleye dönecek olursak:
    hiç abartmadan, kişisel yaklaşmadan söylüyorum: dostlar tiyatrosu, bu ülkenin görüp göreceği en iyi tiyatrodur.
    kendi sunumları: http://www.dostlartiyatrosu.com/index.html
    başkalarının tanımları: http://tr.wikipedia.org/wiki/genco_erkal http://tr.wikipedia.org/wiki/dostlar_tiyatrosu

    önümüzdeki yıl 40. yılını kutlayacak tiyatroda sadece genco erkal yoktur. şevket altuğ, halit akçatepe, ali taygun, şahika tekand, emre kinay, zihni küçümen, oya küçümen, zeliha berksoy, erdal özyağcilar, macit koper, mehmet ulusoy, umur bugay, dikmen gürün, bülent emin yarar, sumru yavrucuk ve daha benim cahilliğimden bilmediğim nice iyi oyuncu ve yönetmen bu tiyatro bünyesinde bulunmuş ya da bulunmaktadır. yukarıdaki üçüncü linke şöyle bir bakacak olursanız, bu tiyatroya daha önce afife de dahil verilmiş onca ödülü de görebilirsiniz. dostlar tiyatrosu, 39 yıldır, bu ülkede en gerçek, en dürüst, en yalın, en değerli tiyatroyu yapmaktadır. hiçbir zaman yapmadıkları şey ise, bu inandıkları tiyatroyu satmaktır.

    iki tane kendini otorite kabul etmiş kendini bilmez bu tiyatroya bir şey layık görmüşlerse, bu dostlar tiyatrosunun değil afife tiyatro ödüllerinin utancı olmalıdır. bana kalırsa bu ödüllerin kokusu artık tiyatro camiasının da dışına yayılmaya başlamıştır.
45 entry daha
hesabın var mı? giriş yap