55 entry daha
  • son derece ciddi olayların çocuklar tarafından ve onların bakış açısıyla verildiği film. komşu evde babasının işkence ettiği bir çocuk, suçsuz yere canından olan bir zenci, ırkçılık, cinsiyet ayrımcılığı, sosyal statü farkının küçük ve tutucu bir kasabadaki tezahürü, büyük bunalım sonrasının sefaleti ve büyümekte olan annesiz iki çocuk.

    --- spoiler ---

    scout, yaramaz, kavgacı, ağaç tepelerinde dolaşan, duyarlı ve muhteşem bir kız çocuğudur. abisi jem'in peşinden oraya buraya koşturur. ama filmdeki en güzel insan çocukların babası atticus'u oynayan gregory peck'dir. insan o ortamda öyle bir babayla karşılaştığına inanamaz, scout'un bitmek bilmeyen merakı sonucunda babasına sorduğu sorular hangi konuda olursa olsun, atticus onu kucağına alır ve karşısında bir yetişkin varmış gibi kızıyla konuşur. ya da jem'in kırılganlığıyla şakalaşarak başeder. ama zaten atticus o kasaba için oldukça farklı bir babadır.
    geneli oldukça sakin bir film olmasına rağmen, iki sahneyi insan yüreği ağzında izler; mahkemedeki kısa yargılama sürecini ve cadılar bayramı'nda jem ile scout'un ormandan eve dönüşünü. birinci sahnede mahvolur, ikincide en azından adalet bu şekilde de olsa yerini buldu dersiniz, ama bu adalet içinize sinmez.
    filmin tüm sakin görüntüsüne rağmen, mahkeme sahnesi oldukça serttir. sanık, sadece zenci olmasından mütevellit zaten suçludur. atticus iyimser bir şekilde "aslında bu davanın hiç açılmamış olması gerektiğini" söyleyerek başlar savunmasına. hemşehrilerine neden bu kadar güvendiğini anlamazsınız, çünkü jüri güneyin çiftçilerinden oluşmaktadır ve onların tavrını da mahkeme öncesindeki linç girişiminden ve çeşitli tacizlerden biliriz, üstelik yargılanan beyaz bir kadına tecavüz etmekle suçlanan bir zencidir. atticus da bilir onların ne mal olduğunu. ama nedense kendi kafasındaki ideale inanmak ister. ya da belki inanmasa bile, öyle olması gerektiğine dair olan inancını sürdürmek ister. asıl hayal kırıklığını ise gizlice mahkemeyi izlemeye gelen jem yaşar. babasının konuşmasına rağmen, jüri bülbülü öldürmeye karar vermiştir.
    diğer bülbül, boo radley ise, avukat atticus ve şerifin kanunu uygulamamasıyla adalete kavuşur. eğer kanuna güvenilip, yine mahkemeye gidilse yine adalet yerini bulmayacak ve bir bülbül daha ölecektir. acı olan, atticus'un da şerifin ilk önerisine karşı çıkmasına rağmen, mahkemede yaşanan hayal kırıklığı sonrasında, boo'yu kanundan korumanın adaleti sağlayacağına inanmasıdır. küçük bir bocalamanın ardından, o da şerifin kararına uyar. atticus için üzülürsünüz yine de; yöredeki diğer insanlardan farklı olarak nasıl bir saçmalık içinde yaşadığının farkındadır.

    --- spoiler ---
461 entry daha
hesabın var mı? giriş yap