2 entry daha
  • biraz yüzeysel görünebilir ancak bir hikâyenin, romanın temel ayaklarından biri -bana kalırsa- okunabilirliği, başka bir deyişle akıcılığıdır. bu kitap bunu sağlıyor. bu bağlamda başarılı bir eser denilebilir. ancak esere bakarken filtrasyonumuzu artırınca şüphesiz ki eksik noktalar göze çarpıyor. mesela kitabın birçok yerinde klişelerden yola çıkarak çatışma yaratılmış, ki bu durum kitabın yenilikçi olmaktan ziyade okunabilirliği artırmaya dönük biçimde yazıldığını ortaya koyuyor. az önce temel dediysem de sırf bu klişelerden beslenerek çatışma yaratmak suretiyle akıcı bir eser ortaya koymak aslında bir bakıma tembellik ve geleneksel edebiyat anlamına geliyor.

    yazar anlatmak istediği öyküyü okuyucuya aktarmak için yanıp tutuşmuş ve okuyucuyu kitaptan uzaklaştırmaktan korkarak çeşitli önlemler almış; doğrusu bu önlemler işe yarıyor. lakin derinlik mevcut değil.

    uzun bir zaman dilimini ele alan bu eserin içinde bulunduğu zamanın sosyolojik gerçeklerini daha fazla dillendirmesini beklerdim. hakeza karakterlerin bu kadar keskin olması, siyah veyahut beyaz seçilmesi, pek hoşlanmadığım bir durum. karakterleri iki boyutlu buldum, bana kalırsa güzel detaylandırmalarla üç boyutlu hâle getirilebilirlerdi.

    her şeye rağmen okumaktan keyif aldım. çünkü trenler ezelden beri bana ilgi çekici görünür ve bu kitap ilgimi besledi. ve bahsettiğim gibi bir çırpıda okunabilecek bir eser.
hesabın var mı? giriş yap