onur erdem
-
üstten bakan
"ben çok cool'um" havasında takılan
kendi sınırlarını çizen ve bu sınırlar aşıldığında agresifleşen
ama başkalarının sınırlarına müdahale etmekten de asla çekinmeyen
ortamda yerli yersiz onur kırıcı espriler yaparak sempati puanı kazanmaya çalışan
bazı entelektüel birikimlerini, belli bir zümreye dahil olduktan sonra kazanmış, yani sonradan entelimsi olan
uzlaşılabilecek konular yüzünden birileriyle küsüp, burnundan kıl aldırmayan
özür dilemeyi tercih etmeyen, özür dilediği kişiyi bunun için şanslı sayan
empati yoksunu olduğundan dolayı, dedikodu yapmaya bayılan
bir tip vardır ya hani...
"benle konuşmuyor bugün, merhaba bile demedi" diyerek erman yaşar'ı dürtmesi bile, şirkette bulunduğu pozisyonu göz önünde bulundurduğumuzda... dilim varmıyor gerisini yazmaya.
sen can'ı düğününe çağırmak zorunda mısın? - hayır
can sana "merhaba" demek zorunda mı? - hayır
peki can herhangi bir konuda sana tek kelime etmemişken, sen neden kendi kendine kurup, bir de erman yaşar destekli olarak çocuğu rencide ediyorsun?
son sözüm erman yaşar'a;
aynı ortamda çalıştığın herhangi biri seni kendi düğününe çağırmayıp da emre özcan'ı ve başka socrates çalışanlarını düğününe çağırsaydı, çok büyük ihtimalle o kişiyi ölene dek kara listeye alırdın ve seni saçma argümanlarla ve salak esprilerle yatıştırmaya çalışanlara da ciddi ciddi kızardın. sen de aynı haltın laciverdisin.
"kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma."
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap