6 entry daha
  • yunus emre'nin,

    hor bakma sen toprağa
    toprakta neler yatur
    kani bunca evliya
    yüzbin peygamber yatur

    iğnesin suya atan
    balıklara getirten
    tacın tahtın terk eden
    ibrahim ethem yatur,

    diyerek yad ettiği hak aşığı.

    etrafına insanların toplandığını gördükçe "şöhrette afet vardır, şöhretten kurtulmak için sultanlığı bıraktık, lakin insanlar bu sefer de "veli" diyerek bizi işaret eder oldular. ey müraî ibrahim ethem ! gayen yine şöhretmiş" diyerek hıçkırıklara boğulan yanık gönüllü derviş...

    belh'ten çıkar, yayan düşer yollara... dağlar tepeler aşar, çölleri geçer. nihayet ulaşır mekke-i mükerreme'ye. bitkindir. ama mahçup bir şekilde yaklaşır kabe'ye. secdeye kapanır, gözyaşlarıyla asırlar boyunca müminlerin dillerinde yer alacak o duasını yapar:

    "allahım, âsi kulun kapına geldi,
    günahlarını ikrar ederek sana sesleniyor
    eğer mağfiret buyurursan ki bu senin fazlındandır,
    lakin kapından kovarsan senden başka kim merhamet eder rabbim!"

    merak edenler için bu yakarışın aslı:

    ilâhî, abduke'l-'âsî etâkâ
    mukırran bi'z-zünûbi ve kad de'âkâ
    fe in tağfir fe ente ehlün lizâkâ
    ve in tetrud fe men yerham sivâkâ !
30 entry daha
hesabın var mı? giriş yap