121 entry daha
  • 3 gün boyunca deneyimlerimi noktası virgülüne kadar aktarayım ki bu asya şehrinde ne vardır, ne yenir, gidilir mi okuyanlara bir fikir versin isterim.

    öncelikle istanbul'dan bu şehre direkt uçuşu sağlayan pahalı firmalar yerine batik air diye endonezya'ya ait bir firma var. bizim pegasus gibi düşünebilirsiniz. gidiş-dönüş uçak bileti yaklaşık 12-13 bin liraya tekabül etti.

    bilet alırken biraz çekinmiştim ancak 2 saat rötar haricinde herhangi bir sorun yaşamadım. koltukları pek tabii rahat, konforlu değil. yaklaşık 10 saatlik yolculuğu göz önüne aldığınızda göze korkutucu gelecektir ancak sizin de şansınıza yolcu sayısı fazla olmazsa diğer boş koltuklara gidip üçlü koltuğa uzanarak seyahati tamamlayabilirsiniz.

    indiğiniz havaalanı şehrin merkezine epey uzak: klia. buraya gelmeden önce muhakkak ama muhakkak grab diye bir uygulama var -ki eliniz kolunuz olacaktır- bu uygulamayı indirin. uber gibi mükemmel bir işleyişi var. en geç 3-4 dakika içinde bir şoför sizi alıp uygulamada belirttiğiniz noktaya çok kolay bir şekilde götürüyor. nakit ve kartla ödeme seçeneğiniz de var.

    eğer 2 ve daha fazla kişi olarak geldiyseniz bu uygulamadan çağıracağınız taksi ile otelinize gidin derim. çünkü havaalanı - şehir merkezi arası 60-70 malezya ringgiti (myr) tutmakta. şehir merkezine yaklaşık yarım saatte giden klia express metrosuna kişi başı 55 myr ödersiniz. bir de havaalanı dışında 10 myr ile giden otobüsler bulunmaktaymış ancak o kadar saat uçtuktan sonra insan bir an önce otele varmak istiyor. otobüsle ne kadar sürer allah bilir.

    ülkeye girişte ise herhangi bir zorluk çıkmıyor. pasaport memuru kaç gün kalacaksınız gibi temel soruları sorduktan sonra mührü basıp ülkeye girişinize izin veriyor. yalnız pasaport sırası beklerken orada karekodlar var. buradan ülkeye giriş için bilgiler dolduruyorsunuz. havaalanı internetine bağlanarak bu formu doldurabilirsiniz. ayrıca ilginç bir şekilde polis memuru, geldiğim uçağın biniş kartını görmek istedi. daha önce hiçbir ülkede böyle bir taleple karşılaşmamıştım ki diğer asya ülkelerinde de (bali ve singapur) aynı uygulama vardı. o yüzden uçaktan inince elinizdeki biniş kartlarınızı atmayın.

    bu durum aynı şekilde ülke içi toplu taşımalarında da geçerli. bu ülkede metroları kullanmak için otomatlardan peşin para ile jeton satın alıyorsunuz. bu jetonu turnikelerden geçerken okuttuktan sonra çıkıştaki turnikelere verip çıkış yapıyorsunuz. yine havaalanından şehir merkezine geldiğiniz klia express için de geçerli bu durum. elinizdeki kare kodlu bileti atmayın çünkü indiğiniz yerde de turnikeye okutmanız gerekecek.

    havaalanı ve internet demişken ufak bir parantez açmakta fayda var. asya ülkelerinin havaalanlarında güvenlik kontrolü uçak kapısına giderken yapılmakta. ''aa burada hiç güvenlik kontrolü yok'' dememek gerekiyor. zamanınızı da ona göre ayarlayabilirsiniz.

    internet için ise havaalanında birçok operatör firmasının stantları var. içlerinden uygun geleni seçebilirsiniz. ben bali ve singapur'a geçeceğim için her ülkede ayrı hat almak yerine tüm asya'da kullanabileceğim airalo'dan internet paketi satın aldım. buradaki paketlerle de bir kıyaslama yapabilirsiniz.

    şimdi şehre geçebiliriz.

    ben dövizi en uyguna avm içlerinde bozdurdum. klia express ile kl center'a gelmişseniz şayet zaten orada bir avm var. avm içerisindeki döviz bürosundan bozdurabilirsiniz. ben 1 doları 5.11 myr'den bozdurdum ki internette 5.17 idi. dolayısıyla alışverişlerinizi kabaca 5 myr = 1 usd şeklinde hesaplayabilirsiniz. bir de şunu hatırlatmakta fayda var 50 ve 100 dolarlık banknotlar için yüksek kur, daha düşük banknotlar için daha düşük kurdan bozuyorlar. gitmeden önce paranızı ona göre almada yarar olacaktır.

    dövizciden çıktıktan sonra yürüyen merdivenlerin hemen yanında açık büfe meyve satan bir yer var. asya kıtasına gelişinizin başlangıcını buradan alacağınız, sizin için soyulmuş, dilimlenmiş egzotik meyveleri yiyerek yapabilirsiniz.

    gezilecek yerler:
    öncelikle seyahatimize asya ülkelerine girişle başlamak gerek. çünkü çok farklı bir dünya burası ve çok farklı yeme/içme kültürlerine sahipler. zaten ülkeye girişte, havaalanından dışarıya ilk çıktığınızda burnunuza tuhaf bir koku gelecek. bu koku, şehrin tamamına yayılmış bir baharat kokusu sanırım. merkezi ise china town.

    china town kültürünü tamamıyla yansıtan bu yerde sokak yemeklerinin dışarıya verdiği koku ve ülkenin sıcaklığı size ilk başta farklı bir coğrafyada olduğunuzun şaşkınlığını getirse de sonradan sonraya baygınlık vermeye başlıyor. yani nereye gitseniz sanki burnunuzda o kesif koku. hele o kokunun kaynağı bir sos, sipariş ettiğiniz yemekte varsa gözünüz aydın. bu sebeple sipariş verirken ''sosunu yanında ayrı'' olarak isteyin.

    bu çin mahallesinin gündüzü ayrı, gecesi ayrı olduğu için iki zamanda da gelinmeli diye düşünüyorum. çünkü four points sheraton otelinin karşısındaki ara sokaklarda gayet canlı bir gece hayatı var. yine kaldırımlara atılan masa ve sandalyelerle birçok insan burada yemeklerini yiyor. bir tane eleman sokakta müzik çalarak ambiyans yaratıyor. gündüz ise ho kow hainam kopitiam adlı mekanda kahvaltınızı yapabilirsiniz. ancak bu mekan öğle 2'de kapattığı için önceden gitmekte yarar var.

    sri maha mariamman temple: bu küçük ama renkli hint tapınağı da bu bölgede yer alıyor. yolunuzun üzerindeyken bir göz atmakta yarar var.

    central market: küçük, pasaj tarzı bir avm ancak içinde bir adet made in malaysia adlı market var. değişik, farklı yiyecek ve içecekleri buradan satın alabilirsiniz.

    ertesi gün için bir hint tapınağı olan batu caves'e trenle yola koyulabilirsiniz. trenler gidiş-dönüş 5 myr. şehir merkezinden yaklaşık 30-35 dakika sürüyor. tren seferleri de ortalama her saat başı bulunmakta. buraya indiğinizde panodaki dönüş sefer saatlerine bakarak gezinizi ona göre planlayabilirsiniz. giriş ücretsiz ancak birkaç ayrı mağara ve alan var. oralara giriş ücretliydi. mabetlerine girerken ayakkabılarınızı çıkarmayı unutmayın.

    bir de bu treni kullanırken vagonların bazılarında sadece kadınlar için geçerli ibarelerini görürseniz şaşmayınız. islamla yönetilen bir ülke olduğundan böyle bir uygulama var ancak buna uyan pek kimse yoktu. erkekler de bu vagonlarda gayet seyahat ediyorlar.

    cave dönüşü günü mardeka square ile kapatabilirsiniz. akşam serinliğinde çimlerde oturup dinlenebilir, karşınızdaki sultan abdülsamet binası önünde fotoğraf çekinebilirsiniz. burayı tamamladıktan sonra da masjid jamek adında, renklendirilmiş havuzun içerisinde yapılmış camiye geçebilirsiniz.

    diğer gezilecek bölgede ise 3 yer var. sırasıyla planetarium - kuş parkı ve national mosque gezilerek bu bölge de tamamlanmış olacaktır.

    ve asıl gelelim assolistimize: petronas towers. özellikle gece yanan ışıklarıyla beraber muazzam bir görüntü sunuyor. hemen altında suria klcc adlı bir avm var ve avm'nin önünde de gölet bulunan geniş bir park var. geceleri bu gölette müzikle senkronize bir şekilde gösteri yapıyorlar. tüm turistler de burada bulunuyor.

    ben de sözlükten okuduğum tavsiyeye uyarak petronas kulelerine çıkmak yerine hemen kulelerin karşısında yer alan traders hotel'in çatısında yer alan sky bar'ına gittim. kesinlikle ama kesinlikle buraya gitmenizi ben de öneriyorum şöyle bir manzaraya bakarak bir şeyler yiyip-içmek çok güzeldi. yani kulelere çıkıp şehrin diğer yerlerine bakmaktansa buraya çıkıp direkt kuleye bakmak daha güzel diye düşünüyorum.

    burası bir otelin barı olsa da fiyatlar çok pahalı değil. evet, şehrin diğer noktalarına göre daha yüksek fiyatta ancak şu oteli istanbul'a koyduğunuzda bir suya ne kadar fiyat biçerlerdi tahmin edemiyorum. hiç öyle rezervasyon yaptırmanıza gerek olmadan gelebileceğiniz bu roof barda içeceğiniz kokteyller ortalama 50 myr, kahveler 15-20 myr, tatlılar da 23 myr idi.

    düşünün, türk parasıyla dahi bir kokteyl yaklaşık 350 lira. kahveler 100-150 lira. o yüzden buraya rahatlıkla çıkabilirsiniz. ortasında havuz olan, yabancı hit müzikler çalan ve etrafınızda turistlerin olduğu bu yere gündüz havuz için de gelebilirsiniz belki.

    son durağımız ise şehirden biraz uzak olan putrajaya bölgesi. burada ne var derseniz hemen söyleyeyim: malezya hükümetinin kalbi dersem sanırım pek yanlış olmaz. konumu itibariyle çok güzel bir adacık olan bu bölgenin meydanında mimarisi ile çok güzel bir putra camii ile başbakanlık konutu bulunmakta. etrafta yeşillik ve nehirler, güzide iki köprü ve köprünün diğer tarafındaki bakanlık binaları görülmeye değer.

    buraya china town merkezindeki hub istasyonundan otobüslerle 4 myr'ye gelebilirsiniz. indiğiniz yerin hemen karşısından da yine şehre dönebileceğiniz gibi dilerseniz putrajaya şehir merkezine geçip orada da biraz vakit geçirdikten sonra kuala lumpur merkezi için bu kez treni kullanabilirsiniz.

    yeme-içme:
    şimdi mekan ve yemek önerilerinden önce şunu belirtmeden geçemeyeceğim: pilava, pirince doydum. uçakta ikram yemekle başladı pilav serüvenimiz. bizim ekstra aldığımız yemek de pilavlıydı ki başka seçenek yoktu. sonra şehirde ne yerseniz yiyin hepsinde ama hepsinde pirinç, pilav geliyor. kahvaltıda dahi ufak bir haşlanmış pirinç getiriyorlar.

    şimdi buraya gelip denemeniz gereken şeylerden birisi meşhur durian meyvesi. sokaktaki tezgahlarda bu meyveden bolca görebilirsiniz ancak size temiz ve ferah bir yer tavsiye edeyim: mybolehboleh. burası, diğer mekanların aksine hazır ve paketlenmiş durian satmıyorlar. karpuz seçer gibi büyüklüğünü ve cinsini seçip gözünüzün önünde servis ediliyor. dolayısıyla fiyatı da kilo hesabı. satan kişi ilk kez deneyeceksiniz daha tatlı olan bir cinsi öneriyor. en ağır tadı olan en pahalıymış, onu önermem demişti. o yüzden siz de alırken cinslerini sorabilirsiniz.

    mekanın üst katı yapay durian ağaçlarıyla süslenmiş ve her şey düşünülmüştü. masalarda eldivenler ve peçeteler hazır bulunuyor. yine burada mangostan meyvesini deneyin derim. kendisi durian meyvesinden kat be kat daha güzeldi. 1 adet durian + 6 adet mangostan ve 2 adet su 70 myr tutmuştu.

    jalan alor food street: burası ise tam bir sokak lezzetleri karnavalı. uzun bir cadde boyunca sağlı sollu çeşit çeşit yemek yapan yerler, meyve suları satanlar, değişik konseptler ve hediyelik eşyacıları bulabilirsiniz.

    luck bros: beğendiğimiz bir yerdi. az da olsa avrupai bir tat yakalayabildik. iki kişilik yemek + 4 paçanga böreği + 3 içeceğe toplam 77 myr ödedik.

    malaya garden: eğer ki yukarıda bahsettiğim ho kow hainam kopitiam adlı yer kapalıysa buraya geçebilirsiniz. kalamarlı pilav + kahvaltı tabağı + 3 havyarlı mantı ve meyve sularına 90 myr ödedik.

    mollagaa restaurant adlı hint restoranı klasik hint mutfağı lezzetlerini sunuyor. 2 tavuk yemeği + 1 peynirli ekmek ve 1 başlangıca toplam 65 myr ödedik.

    bunların haricinde biz sürekli sokakta satılan meyve sularından, coconutlardan, atıştırmalıklardan, soğuk çaylardan deniyorduk. beğendiğimiz olduğu gibi yarıda bırakıp çöpe attıklarımız da oldu.

    kk ve 7 eleven adlı marketlerden 24 saat açık olanlar var. burada da değişik ürün ve içecekleri deneyebilirsiniz.

    genel izlenim:
    ülke gerçekten yeşilliklerle çevrili. bir şehir gökdelenlerle donatılırken aynı zamanda yeşilliklerin nasıl korunacağının dersini vermiş gibi. bizim belediyelerin öğrenmesi gereken çok fazla şey olduğunu düşünüyorum.

    insanlar mutlu ve ingilizce biliyorlar. dil sorununu sadece aksan olarak yaşayabilirsiniz çünkü biraz kısık sesle ve değişik bir aksanla konuştuklarından dediklerini anlamaktan ziyade duyamıyor gibiydim.

    grab uygulamasını muhakkak indirin. bir yerden bir yere gitmek 10-20 myr. özellikle gece çok işinize yarayacaktır.

    notlarımı sonlandırırken buraya kadar okuyanlara terima kasih diyor ve herkese iyi gezmeler diliyorum.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap