• zor oluyor.

    halbuki ben zaten hep tek gözümü kullanıyordum. oftalmolog bile tasdik etmişti. sağ gözümle odaklıyor, uzağı görüyor, sağ gözümle ağlıyordum. şöför koltuğundaki ağladığımı imkanı yok anlayamazdı. böylece bir taraftan sert sesle cevap yetiştirirken üzüntüyü sağ gözden kolayca bırakırdım.

    şimdi tek göz diğerinin yokluğunu idrak edemiyor. dengem bozuluyor, düz yolda yürümeyi beceremiyor, hep sağa çekiyorum. sol taraftan biri dokundu mu zıplıyorum, burnumun ötesi yok. acı da çok: göz en hassas sinirlerimizin bulunduğu ikinci bölge. geçecek mi? diye sordum. sonunda, bir gün geçecekse eğer dayanırım. geçmezmiş. boş kaldığı müddetçe bana hep sol gözüm hala oyuluyor gibi gelecekmiş. işin tuhafı tek göz artık gözyaşı da dökmüyor. bilmiyorum kuru olan mıydı kaynağı, tek gözüm beni hayal kırıklığına uğrattı.

    (ayağa kalk, diye bağırıyor. kalk ayağa! karanlık gökyüzü, ekşi kokulu zemin, sert burunlu ayakkabılar. artık herkes gibi değilim, bir kusurum var.
    insanın adını eksikliğinden alması ne kadar zalim…)

    dokümantasyon:

    - girl with one eye, florence welch, reading, ingiltere
    - meşin topve kemik çerçeveli gözlük, bosna halı saha tesisleri, bayrampaşa
    - valhalla rising, nicolas winding refn, emek sineması, beyoğlu
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap