13 entry daha
  • eseri kavramak o derece zor ki, hayatımdaki en büyük "beyhude uğraş"ı tanımlasam kesinlikle bu olurdu.

    kavrayabildiğim ufacık yüzdesinden dipnotlar:

    * eserin ismi kesinlikle "füg sanatı" değil. ismi veren carl philip emanuel halt etmiş. eserin ismini johann sebastian koysa "kontrpuan sanatı" derdi herhalde. müziğin değiştiğini, kontrpuan tekniğinden vaz geçilmeye başlandığını farkeden üstad, bu tekniğin geldiği en karmaşık ve olgun noktayı çizmek istemiş olmalı. bu anlamda kesinlikle bireysel bir yaratıcı eser olarak alınmamalı. bir bach başyapıtı olmasının yanıda, beşyüz yıllık kontrpuan sanatının gelip gelebileceği doruğu temsil ediyor. kültürel bir toparlayıcı. yani ne diyelim. onca savaşın, katliamın arasında tarihte insanlık güzel şeyler de yapmış.

    * eserin ana tema'sının, daha müzikal bir deyişle suje'sinin, vasatlığını da fark etmek lazım. bu temanın, gelişime açık olması dışında bir melodik etkileyiciliği yok. bach tema güzelliği, melodik çekicilik gibi şeylerin hepsini boş vererek sadece kurduğu mekanizmayla bizleri yerlere yatırıyor. benim nacizane isim önerim de “mekanizma'ya övgü” olacak.

    * müzik tarihinin biçimsel açıdan en karmaşık, içerik olarak en saf eseri olduğuna inanıyorum. yüzyıllar boyu süregelen bir geleneğin tepe noktası olarak varılan müzikal ilişkiler ağı, büyük ihtimal gelecekte de bir daha üretilemeyecek yoğunlukta. ustasının yaptığını yıkıp, yerine kendi yenisini koymaya çalışan reformcu batı sanatı, böylesine bir biçimsel/yapısal derinliğe zaten teknik olarak ulaşamaz. yani demem o ki, dinlerken sesleri ayırıp birbirleriyle ilişkisini anlamaya çalışan insan çok zorlarsa korteksi yakabilir. peki bu müzik ne anlatıyor? tanımlaması zor, bence hiç birşey. sadece aşk... bir insanın diğerine duyduğu veya tanrıya duyulan aşk değil. sadece müziğe duyulan aşk bu. yani müzik yapma isteğinin en ileri aşaması.

    * glenn gould'un org kaydı açık arayla hayatımda duyduğum en çılgın bach kaydı. özellikle "contrapunctus 8". tempo seçimi ve vurguları genel kabulden biraz saptırınca eser 20. yüzyıl'a ışınlanmış. gould'un sonraki senelerde bir türlü tüm eseri kaydedememiş olması üzerine çok düşünmek istemiyorum. insanın günü durup dururken mahvoluyor.

    * adı gibi, bölümlerin dizilimi de bach'a ait değil. o nedenle kayıttan kayıda değişiyor. davitt moroney, kendi kaydının kitapçığında oldukça ayrıntılı bir doğru dizilim mantığı yazmış. ilgilenenler bakabilirler. okuması ilginç. öte yandan, bölümleri dizerkenki heyecanını çalarken gösteremiyor.

    * eser aslında 1742 yılında yazılıyor ama basılmıyor. bach sonra 1748 yılında tekrar elden geçiriyor. bölüm sıralamalarını değiştiriyor. aslında karıştırıyor demeliyiz çünkü bugün tam olarak hangi sıralamada çalınacağını bilmiyoruz. son füg’ü de işte yaşamının son yılında besteliyor. esas düşüncesi 3 temalı füg’den sonra bir de 4 temalı bir füg koyarak bitirmek. ama bilindiği üzere 3 temalı füg’ün bitimine doğru öldüğünden beste yarım kalıyor.

    * ilk bölümünü eskiden piyanoda çalıyordum. dinlerken duyduğum aczin defalarca büyüğünü duyduğum için bıraktım. ancak notaların hiçbir düzeltme olmadan şak diye iki ele oturmasını hep garipsedim. eğer kafadan bestelenmiş olsaydı mutlaka iki ele oturmayan yerler, parmakların çorbaya döndüğü pasajlar olması lazımdı. uzayan sesleri de dikkate alınca, bach'in bu eseri org'u düşünerek yazdığına inanıyorum. tabi bu durum soyutluğunun önünde hiçbir engel oluşturmuyor. (bkz: johann sebastian bach/#15139349)

    * berliner saxophone quartett'in kaydında ciddi bir modifikasyona girmeden eseri caz-vari tınlatmayı başarmışlar. füg sanatı'nın caz'ın gelişimini nasıl etkilediği üzerine onca şey okuduktan sonra böyle başarılı bir realizasyonunu duymak muhteşem. finalde yarım kalan eseri bitirmek için attıkları serbest doğaçlama da kaçmaz.

    * sayıları çok olmasa da bach'ı barok dönem içinde değerlendirmek gerektiğini savunan müzik tarihçilerini tek başına patlatan bir eser olduğuna inanıyorum. caz veya klasik tüm 20. yüzyıl müziği üzerindeki etkisini farkedememek nasıl bir körlüktür? ben var anlayamamak.

    bitmedi...
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap