14 entry daha
  • bir ay önce selçuk diş hekimliği fakültesinde biri küçük biri nispeten büyük, 2 dişime yapıldı. acısı dayanılmayacak gibi değildi ama o hava püskürttükleri nesneyi her tuttuğunda oyduğundan kat kat fazla acı hissettim.

    yaklaşık 14 yıl önce ankara üniversitesi'nin medikosunda da ne yapacağından haberim olmadan oturmuştum koltuğa. bodoslama girişmişti hekim bey. çok hatırlamıyorum ama "sabırlı ol" ifadesini çok kullanmıştı. demek ki acıya bayağı tepki vermişim.

    o korkuyla, o dişim parça parça dökülüp, küçücük kalıncaya kadar, bir daha diş hekimine gidememiştim. artık dişime diş denecek hal kalmayınca çalıştığım ilçedeki özel diş hekimine gittim, tabi ayaklarım geri geri giderek ve randevu saatine kadar titreyerek. hekim bey işe girişmeden de hatırlatmıştım "aman etme tutma, ben çok korkuyorum" diye. neyse şu dişine dolgu, sorunlu dişine de kanal tedavisi yapılacak dedi ve aldı eline iğneyi. o iğnenin işi bitinceye kadar ne çektiğimi ben bilirim. uyuşukluk başlayınca da hiçbir şey hissetmeden mutlu mesut tedavimi yaptırdım. iğne acısının ise bir sinek ısırığı kadar olmadığını görmek içimi rahatlatmış ve dişçi korkumu yenmeme vesile olmuştu.

    o gün bugündür, en ufak problemde hiç çekinmeden giderim en yakın hekime. son anestezisiz uygulamanın sebebi de bu cesaretimdi zaten.

    ha derseniz ki "anestezili mi olsun, anestesisiz mi?", bence anestezili olması çok daha konforlu. bi sinek ısırığı, sonra ne acı, ne sızı.
101 entry daha
hesabın var mı? giriş yap