11 entry daha
  • carver'ın short cuts'ını okuduktan hemen sonra izleyince beni inanılmaz bir hayalkırıklığına uğratan film.

    --- spoiler ---

    filmin bazı kısımlarını anlamak için aslında öyküleri okumuş olmak gerekiyor. mesela lemonade'e sadece gönderme yapılmış, doktorun evindeki limonlar yoluyla. halbuki o şiir, kitapta öyküleri son noktasına getiren şiirdir.

    doktor eşine mitch anderson'ı sorduktan sonra öylece unutup, sinsi fakat güçten yoksun yorumlar yapmaz. tam tersine, öyküde şiddet ve evden çıkıp giden bir adam vardır.

    a small, good thing ise beni en çok üzeni. kitaptaki en sevdiğim hikayeyken filmde saçmalamışlar. fırıncı sadece "it's a good thing diyor" halbuki o "small, good" ifadesi, üstelik bu iki basit kelimenin birbirinin ardından gelmesi çocuğun ölümünden sonra sadece o küçük ve iyi şeyler sayesinde, adım adım, yavaş yavaş hayata dönülebileceğini anlatıyor.

    bir de garsonluk yapan doreen ve eşinin hikayesine gelelim. hikaye aslında satış işi arayan koca ile alakalıdır. restorana ilk gittiğinde yanında oturan adamların karısını biraz fazla kilolu bulmalarının ardından doreen'in kocası, doreen'e iyice zayıflamasını söyler. doreen yeterince kilo verdikten sonra ise tekrar restorana gidip bir adama doreen'i nasıl bulduğunu ısrarla sorar. ortalık karışınca biri doreen'e kim bu adam diye sorar ve doreen'in cevabı "he is a salesman. he is my husband."dır. yani, benim kocam demeden önce kocasının bir nevi soyut bir satış yapmaya çalıştığını vurgular.

    neighbors isimli hikayede ise evde olmayan komşuların belki hiç geri dönmeyeceklerine gönderme yapılır. ve hikaye kadının anahtarı içeride unutmasıyla sona erer.

    bir de tell the women, we're going'de okuyucu jerry'e daha sonra ne olduğunu öğrenmezken izleyicinin öğrenmesi çok ama çok gereksizdir. önemli olan, kızlardan biri bill'in biri jerry'nin olması gerekirken, jerry'nin aynı taşı ikisinin de kafasında kullanmış olması, ve hikayenin bu rahatsız edici son ile bitmesidir.

    --- spoiler ---

    raymond carver'ın tüm yeteneğinin, tüm edebiyatının yerle bir edilidiği bir film. tamamen ayrı bir yapıt olarak düşünülürse, evet izlenesi bir film. ama carver'ın anlattıklarının etkilerinin yanına bile yaklaşamamış ne yazık ki.
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap