10 entry daha
  • --- spoiler ---

    "bizim atölyenin orada zeytin ağaçlarıyla dolu, yanı başlarında papatyaların açtığı kıvrılan yollarda zaman zaman atlı arabalarıyla geçerken rastladım onlara. nasıl da umursamaz geçerlerdi, nasıl özgürdüler...ruhumu onların arabalarına bindirir, sevinçlerimi renklerine bular, üzüntülerimi ve hayat endişelerimi kocaman yeşil gözleriyle bakan çocuklarına ve ait oldukları tehlikeli yalnız sokaklarına salardım. hayata dair tüm manifestolar içselleştirilmiş olarak sanki onların danslarına,klarnetlerine, çiçeklerine yayılmıştı.

    farkındalar mı bilmiyorum ama kocaman gövdeli kadınları, incecik erkekleri ve güzel çocuklarıyla yok olsalar şehrin büyük bir boşluk yaratacak dokusuydular.

    heykelsi form olarak evrende kapladıkları alan içerisinde ele alındığında figüratif olarak estetiklerdi. daha yakından incelediğimde hacim ve biçim ilişkisi renk lekeleriyle birleştiğinde naturel algının içinde etkileşimlibir enerji yaratıyorlardı. ben çamurdan renk hayallerini izleyiciye bıraktım, siyah beyaz bir film karesi gibi, her düşüncede ayrı renklensinler ayrı desenlensinler istedim.

    onlarla konuştuğumda çöpten hayalleri ile çiçekten hayalleri karışır mıydı diye düşünürdüm... hayatla dalga geçerken mi bulmuşlardı o ironik sözlerini. göçle geçen hayatlarında her ülkeye ayrı adaptasyon göstermişler, müzik tınıları bile değişkenlik göstermişti.

    ben bu sergiyi yaparken, atölyede çok eğlendik, ilham olsun diye çaldığımız müziklerini duyup gece yarısı gelen fasıl heyetleri, fotoğraf çekebilmek için bohça açtırdığım " ünlü olacak mıyım" diye soran çingeneler, babam...

    bir çingene atasözü vardır, yolun virajlıysa düz gidemezsin. birden yol kesildi.

    ardından çamurlar, alçı kalıplar, tornetler beni 3 yıl bekledi...

    çingeneler heykelleri o coşkulu ve enerji dolu günlerinin seslerini fısıldayacak izleyicilerine. artık heykellerinden daha sessiz bir yüreğin ellerinden çıkmış halleriyle...

    demlenmiş düşünceyle, bugün daha da anlamlı geliyor... bence yaşamın özetidir çingeneler. en yalın, tezatlı ve coşkulu rengidir. çığlık gibi.. o yüzden düğün ve cenaze değil midir?"

    oylum öktem işözen

    --- spoiler ---

    " çingeneler" sergisinin kitapçığının açılış metnidir bu cümleler ve yirmi kadar çingene kadın o görkemli vücutları ve cüretkar renkli giysileri, ellerinde kırmızı karanfilleri ile sanatçıyla birlikte sergi açılışına katıldılar.
    "yok olsalar, şehrin büyük bir boşluk yaratacak dokusuydular" sözlerini doğrularcasına tüm neşe ve coşkularıyla...
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap