kürdistan

• gittim yerinde gördüm. hatta bir kaç defa gittim gezdim. dünyada neler olup bittiğini gidip yerinde görmek en iyisi. belki pahalıya patlıyor ama dünyada görülmeye değer binlerce güzellik olduğunu düşünenlerdenim. kazandığımızı mezara götüremeyeceğimize göre ölene kadar her yeri gidip yaşamak lazım. öncelikle kürt olmadığımı ama hayatımda bir çok kürt arkadaşımın var olduğunu belirtmek isterim. pkk'dan da ölesiye nefret ederim. bu yazdıklarımdan dolayı belki burada bulunan bir çok arkadaş bana kızacaktır , canları sağolsun. zaten zaman haklı olduğumu mutlaka ortaya çıkaracaktır.
  
  para birimleri ve diğer ülkeler tarafından resmen tanınması haricinde kurulmuş olan ülke. deve kuşu gibi başımızı kuma gömmeye gerek yok bu bize hiç bir şey kazandırmaz. muhtemelen bir iki yıl içinde diğer ülkeler tarafından resmen tanınmaya başlanacaktır. ilk tanıyan ülkenin amerika birleşik devletleri olacağını düşünmekteyim zira ırak'ı işgal ettiklerinde ülkenin şimdilik başkenti olarak görülen erbil'e tek bir bomba dahi düşmemiş, düşürülmemiş. abd'den sonra ingiltere, fransa... ve sonrası çorap söküğü gibi gelecek. basında konuşulanın aksine erbil ve süleymaniye , güzel ülkemizin bazı illerinden çok daha güvenli.
  
  meclis binalarından tutun, bakanlıklarına kadar herşey hazır durumda hatta faaliyet halindeler. bağdat yönetiminin kontrolü altında gibi görünebilirler ancak orada bulununca bunun böyle olmadığını rahatlıkla görebiliyorsunuz. konunun uzmanı değilim ancak gerek abd , gerek türkiye ve buna bağlı olarak bağdat yönetimiyle son pazarlıkların yapıldığını düşünmekteyim.
  
  ülkeyi ziyaret eden türk vatandaşlarından tutun, avrupanın bir çok ülkesinden gelen insanların pasaportuna bastıkları mühürde şimdilik "kuzey ırak kürdistan bölgesi " yazsa da bire bir konuşmalarda mutlaka kürdistan vurgusu yapılmakta.
  
  kemal kılıçdaroğlunun son dönemlerdeki popüler söylemlerinden biri geldi aklıma, hani diyor ya türkiye'de hiç bir vatandaşımız açlıktan ölmeyecek, hiç kimse aç uyumayacak. bakın işte kurdistan'da allahın bir kulu bile aç uyumuyor veya açlıktan ölmüyor. evsiz barksız kimse yok ve durumu iyi olmayanların ellerinde aylık gıda ihtiyacını karşılayabilecekleri belge mevcut. bu belgeyle birlikte aylık istikhakları karşılanıyor.
  
  özellikle erbil başta olmak üzere 2-3 senedir her tarafına çılgınlar gibi yatırım yapılmakta. birer ay aralıklarla gitseniz bile bu hızlı büyümeyi rahatlıkla görebiliyorsunuz. en son hilton otelinin temeli atılmıştı. divan oteli açılmak üzereydi. bir iki süper market inşaatı bitmek üzereydi. iki yeni üniversitenin inşaatı çok hızlı bir şekilde sürmekte ki yanılmıyorsam bunlardan biri bilkent.. binlerce konuttan bahsetmeme gerek yok sanırım. arsa fiyatları sürekli değer kazanmakta.
  
  ülkede bulunan insanların türk hayranlığını anlamak için sokaklarında kısa bir tur atmanız yeterli olacaktır. sanırım vakko'nun türkiyedeki bütün şubeleri bile erbil'de bulunanı kadar ciro yapamamakta. binlercesiyle sohbet etme şansım olmadı ama sohbet ettiklerimin büyük bir çoğunluğunun türkiye ile en ufak bir problemi yok. türkiye'yi ikinci vatanları olarak gördüklerini söylememe gerek yok sanırım.
  
  ileride yine ilk tanıyacak olan abd tarafından belki üzerinde oyunlar oynanır, belki ırak devletine yaptıklarını burayada yaparlar bilmiyorum ama bildiğim tek şey varsa türkiye cumhuriyetinin mevcut halinden bir avuç bile toprak alamayacakları kaldı ki orada yaşayan kürt, türkmen ve türklerin öyle bir derdi olmadığını düşününlerdenim. zengin petrol yatakları yüzünden şanslı ama bir o kadar da şansız bir coğrafyadalar.
  
  bunlar benim gözlemlerim.
  
  kabul ederiz ya da etmeyiz ama öyle bir ülke gerçekten var hemde çok uzakta değil.. hemen yanımızda..