75 entry daha
  • 10 liranın düşündürdükleri;

    o sabah her zamankinden biraz daha erken uyandım. çünkü artık uyanmamın bir sebebi vardı. bir gün önce iş bulmuş ve hatta ilk gün avansı bile almıştık mahalledeki oto yıkamacının sahibi beyto abiden. o yüzden daha ikinci günden işe geç kalamazdım. bir an önce giyinip zaten yürüyerek on dakikalık mesefaden olan yeni iş yerime doğru yürümeye başladım. yoldayken "dur lan bi kahvaltı yapayımda öyle gideyim, beyto dediğin zaten cimrinin teki öğlende bi yarım ekmekten başka bi şey yedirmez de aç kalırım bütün gün bu dümbük beyto yüzünden" diye düşünüp, 'şahin kardeşler börek salonu'na attım kendimi, "tufan abi iki kürt böreği paket olsun... he bi de bol pudralı olsun...eki eki" diyerek sipraşimi verdim. tufan abi börekleri kesip kağıda sararken saate baktım daha 08:15'di. henüz erken olduğu için tekrar tufan abiye dönüp "abi sana zahmet paketi aç da burada yiyeyim ya saat daha erkenmiş..eki eki" dedim. tufan abi benim bu "eki eki" diye sırıtışıma sinirlenmiş olacak ki " teyallam" diyim sinirli bi şekilde paketi açıp tabağa doldurdu börekleri. ben masaya oturmuş tam tabağımda böreği yiyecekken telefonun çaldı. bu bir gün önce işe beraber başlığımız arkadaşım engin olmalıydı. " ne oldu lan" diyerek sitemli bi şekilde açtım telefonu. " nerdesin olm sen, çabuk kıraathanenin önüne gel, sıkıntı var, çabuk ol" dedi çat! diye kapattı telefonu yüzüme. börekleri tekrar sardırıp çıkmayı düşündüm ama tufan abi sinirlenip beni döver diye çıkamadım börek salonundan. önce böreklerimi yedim, sonra hayatımda alın terimle kazandığım ilk para olan ve üzerinde "beyto" yazan 10 lirayı tufan abiye verdim. işte hayallerimden arda kalanla ilk ayrıldığım an oydu. tufan abi bir börekçinin meslekte uzmanlığını gösteren el çabukluyla para üstü verme yeteneğini kullanıp bana 6 lira verdi. çekmeceyi kapatırken o'nu gördüm, kazandığım ilk para tufan abinin kasasının içinde öylece yatıyordu. tufan abi kasayı kapatırken aslında ne denli bir yanlış yaptığımın henüz farkında bile değildim. dükkandan çıkıp engin'nin yanına doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım.

    engin ona doğru geldiğimi gördüğü halde yaklaşana kadar bakmadı bana, yanına geldiğimde ise sanki yeni fark etmiş gibi yüzünü döndü "heh geldin mi ?" dedi ve " olum dün bemeweyi yıkarken çizmişiz gül gibi arabanın her yerini , beyto bize çok kızmış ' siktirsin gitsin bi daha gelmesin yibneler' demiş" diye devam etti. napcan netcez derken kız arkadaşı fatma'nın bize bi iş bulduğunu ve bugün adamlarla görüşmemiz gerektiğini söyledi. hemen yola koyulduk. yaklaşık 10 dakikalık hafif tempolu yürüyüşten sonra kapısında ketum dayanıklı tüketim malları pazarlama ltd. şti. yazan depo benzeri bir yere girdik. ofis bölümünde düzgün giyimli hızlı ve akışkan konuşan yaka kartlı bi abi bize yapacağımız işten bahsetti. bizi pazarlama bölümünde saha elemanı olarak düşündüklerini, işimizin ev ev dolaşarak ürün tanıtımı yapmak olduğunu söyledi. engin, "yaka kartımız olucak mı ?" diye sordu ve aldığı "evet" yanıtının ardından bana sırıtarak baktı. yaka kartlı abinin "evet ne düşünüyorsunuz ?" diye sorduğu anda ayağa kalktım ve hızla dışarıya koştum. doğruca tufan abinin börek salonuna gittim.

    tufan abi hızla içeri girişimi yadırgayarak panikle "hayırdır ?" dedi. ben nefes nefese "tufan abi gözünü seveyim söyle sabah sana verdiğim 10 lira sen de mi abi, ver onu bana" dedim. tufan abi kasadan bi 10 lira çıkardı verdi bana, baktım benimki değildi "abi" dedim "bu değil üzerinde beyto yazacaktı" dedim " hayatımda kazandığım ilk para o dedim ne olur abi bi daha bak" dedim. baktı, bulamadı ve sabah gelen toptancıya vermiş olabileceğini söyledi. adresini aldım ve aynı hızla toptancıya doğru koştum. toptancıya girdiğimde direk olarak ofis bölümüne geçip meramımı anlattım. sağolsun ilgi gösterdiler ama paranın kendilerinde olmadığını büyük ihtimal araçlardan birinde dağıtımda olabileceğini söylediler. tufan abiye mal götüren aracın plakasını ve şoförün telefon numarasını aldım. gittim buldum onu. şoför kendisinden istediğimi ya tam anlamadı ya da beni deli zannettiği için yadırgadı, "10 lira" dedim "öf" dedi "tufan abiden almışsın" dedim "püff" dedi " üzerinde beyto yazıyodu" dedim "bi bakayım" dedi, baktı. ama ne yazık ki bulamadı. o gün akşama kadar şoför ile dağıtım yaptığı her yeri dolaştık. kah malların taşınmasına yardım ettim, kah her gittimiz yerde deli damgası yedim ama mamafih bulamadım 10 liramı. akşam oldu evin yolunu tuttum.

    evde, 10 liramı bulamamamın vermiş olduğu üzüntü ve akşama kadar yük taşımanın yorgunluğuyla otururken kapı çaldı, gelen engin'di. işi kabul etmediğini söyledi, "neden" dedim "uç kuruşa çalıştırmaya çalışıyor pezevenkler, enayimiyiz lan biz... sikmişim yaka kartını" dedi. bir müddet sessizce oturduktan sonra sebepsizce çıkıp nereye gittiğimi sordu, anlattım. "bulabildin mi bari ?" dedi, yutkunarak "yok" dedim. yine biraz sessiz kaldıktan sonra "neden ?" dedi. "abi" dedim, "küçükken hep hayatımdan kazanacağım ilk paranın hayalini kurar ve kendi kendime söz verirdim. kazanacağım ilk parayı çerçeveletecek ilerde çocuklarıma torunlarıma onu nasıl kazandığımın destansı hikayesini anlatacaktım. ama oda tıpkı çocukken kendimize layık gördüğümüz herşey gibi olmadı, şimdi ben hayatımda kazandığım ilk para olan 10 liranın üstü olan 6 lira ile yaşamak zorundayım, tıpkı hayallerimizin ardından kalan hayat gibi" dedim. düşündü...
699 entry daha
hesabın var mı? giriş yap