31 entry daha
  • şimdi bu dizi, kayısı yedim sindirimime olan muhteşem etkisini göremeden bitirdim, hıhhkk diye soluk aldım, karbondioksidini veremeden bitirdim, gece uykularımı böldüm izledim, yemek yemedim, su içmedim deli gibi izledim dizisi değil. o konuda hem fikiriz sanırım. western kurguya taparım ben diyen adam bile öyle izleyemez. ciddiyim valla... en sevdiği dizi carnivale olan birinden duyuyorsunuz. şimdi bir kere diyalogları çok ağır. wu dışındaki herkesin içine şair kaçmış gibi. gerçi o da "cocksuckaaa," vuuuh, sevecınn" tuu coksakaaa" diye diye kendi çapında özel bir dalgaya imzasını atmış olabilir bilemedim. adamcağız kendi şiir gibi zaten. dombalamm benim.

    swerangen abimiz desen, başlı başına bir olay, tatlı sert gibi. ilk sezonda bildin erol taşa bakıp delecek adamdı ama, hearts gelince bir oturdu, bir iyilik meleği oldu.salak bir çocuk vardı, adını unuttum bunun emrinde, kanımca suç çocukta değil, adamın anlatımındaydı, bana o kadar kelime oyunuyla sandalye çek dese, bakışlarım oteldeki ölü geyiğin bakışlarından daha anlamlı olmazdı.

    tamam hadi ben salağım, bu adam çok zeki, deha da, şimdi allah aşkına, bardan çıkmayan, işi gücü olmayan , gidip atın bacağına otzbir çeken adamın içinde de mi filozof olur arkadaş ? ekmek teknesindeki fırıncı baba gibi şakıyordu adam.

    e be yavrum madem şikayetçisin bu kadar neden izledin bu diziyi diyeceksiniz, sevdim çünkü. ( türk evladı alın işte bu kadar net.) sebebini sormayın inan bilmiyorum. belki dönem dizilerini sevdiğim için, tozlu ortamı bana tanıdık geldiği için... cyntiha ettinger için... ( buradaki adını hatırlamıyorum, geç geldi, sonra dizi bitti zaten). joanie stubbs için, cy tolliver için ( rutkay azize benzemiyor mu allah aşkına? )

    dizinin açık ara en bomba karakteri joanie stubbs idi. destansı karakteri, olanca şeye rağmen hala dimdik duruşu. başa çıkma çabası... dizide en çok onun için üzülüp, en çok onun için sevindim. onunla olan bölümler gerçekten şiir gibiydiler.

    bir de birinci sezon, iki ve üçe göre daha sağlamdı kesinlikle. hikaye daha yavaştı belki ama, ayrıntılar daha yumuşatılarak, daha anlaşılır şekilde işleniyordu. eb farnum daha az iticiydi, seth bullock bir işlere yararmış gibiydi, ha bir de wild bill hickok mevcuttu. karizmanın aktığı birinci sezonun gazıyla iki ve üçü de idare ettim.

    güzel dizi kesinlikle o kadar yerdiğime bakmayın, pek yermedim de aslında, hani bir kaç küçük kusur diyelim. ( seth bullock 3. sezonda bilinmeyen bir sebeple en alakasız yerde burnunu kaşıyıp durdu. oohhh bunu da alın, rahatladım ya. ) şöyle farklı bir hava göreyim diyorsanız, tavisyemdir, benim kalkıp çok deadwood' a gidesim geldi mesela.
85 entry daha
hesabın var mı? giriş yap