milliyetçilik

• metis yayınları 2011 yılı ajandası'nda verilen bilgilere göre türkiye'deki azınlıklar ve sayıları şöyledir:
  
  kürtler: 7,000,000 ila 16,000,000 arasında (nüfusun %10 ila 23'ü.)
  
  çerkezler: 3,000,000 civarında. (kafkas kökenleri abhazlar, çeçenler, dağıstanlılar, osetyalılar ve çeşitli türki topluluklar da sıklıkla çerkez olarak nitelendiriliyor.)
  
  çingeneler: 2,000,000 ila 5,000,000 arasında
  
  boşnaklar: 2,000,000 civarında. (ağırlıklı olarak adapazarı, izmir ve manisa'da.)
  
  arnavutlar: 1,300,000
  
  gürcüler: 1,000,000 civarında. (ağırlıklı olarak ordu, artvin, samsun ve marmara bölgesi'nde.)
  
  araplar: 870,000 (ağırlıklı olarak siirt, şırnak, mardin, diyarbakır, şanlıurfa, hatay ve istanbul'da.)
  
  lazlar: 750,000 ila 1,500,000 arasında.
  
  farsiler: 620,000
  
  pomaklar: 600,000
  
  azeriler: 542,000
  
  gagavuzlar: 410,000
  
  bulgarlar: 328,000
  
  tatarlar: 126,000
  
  ermeniler: 60,000
  
  museviler: 23,000
  
  rumlar: 16,000
  
  süryaniler: 15,000 (ağırlıklı olarka istanbul, mardin, hakkari'de)
  
  bu tablo karşısında, türkiye'de asıl azınlığın türkler olabileceği akla geliyor. muhtemeldir ki, "türk" kelimesi, türkiye özelinde, birkaç nesil öncesi hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmayan insanları ifade ediyor. yani mevcut etnik kategorilerden birine ait olduğu yönünde herhangi bir bilgiye sahip olmayan insanlar, (orta asyalılara hiç benzemiyor olsalar bile) kendilerini türk olarak kategorize ediyor ve bu durumu sorgulama ihtiyacı hissetmiyorlar.
  
  yani belki de türkiye'de türk kelimesinin gerçek anlamı, kişinin birkaç nesil öncesi hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmadığıdır.
  
  not: bu rakamları yorumlarken birkaç noktayı gözardı etmemek gerekir. (1) bu rakamlar beyana dayandığından ırki değil, etnik çoklukları ifade eder. yoksa gene dayalı araştırmaların çoğu türkiye'deki orta asya geni oranını %10'un altında bulmaktadır. (2) bu rakamlar, ittihatçıların ve kemalistlerin herkesi türk kimliğinde eşitleme niyetiyle gerçekleştirdikleri "asimilasyon" ve "homojenleştirme" sonrası rakamlardır. dolayısıyla da, artık kendisini öncelikle bir "türk" olarak tanımlayan insanları da, bir zamanlar nüfusun takriben yüzde onunu oluşturan (ve dolayısıyla günümüzde kürtlere yakın bir rakama tekabül edecek olan) ermenileri içermez. (3) hepsinden önemlisi, bu rakamlar, çoğu kara parçasında olduğu gibi anadolu'da da homojen bir nüfus yapısı olmadığını gösterir ve yaklaşık yüzyıldır gerçekleştirilen tektipleştirme çabalarının başarısızlığını ve de "ne mozaiği ulan hepimiz türküz" gibi argümanların anlamsızlığını yüze vurur.
  
  tema:
  (bkz: milliyetçilik/@derinsular)
  
  ana tema:
  (bkz: siyaset bilimi/@derinsular)