45 entry daha
  • 3 aylıkken almıştık bir tane eve. adını kardelen koyduk. ilk 2 yıl öğrendiği kelimeleri, sesleri, hareketleri hiç unutmadı ancak başka birşey yapmayı da öğrenmedi. yaklaşık 10 kelime konuşabilmekle birlikte öpücük sesi çıkarabiliyor ve ıslık çalabiliyordu. öpücüğün ne olduğunu da iyi biliyordu. uzaktayken öpücük sesi yaptığımızda gelip dudaklarımıza yanaşıp o da öpücük sesi çıkarıyordu. bir de horon oynuyordu, çok acayip. herhangi bir hareketli müzik açtığımızda hiç oralı olmuyordu ama hızlı kemençe sesini duyduğu zaman yerinde duramıyordu. böyle yan yan zıplaya zıplaya öterek tüm evi dolaşıyordu. bir de mırıldanması vardı, artık neye kızmışsa kendi kendine söylenip dururdu bazen.

    tam bir sevgi hayvanıdır bu kuşlar. sevginizi anlarlar. bizimkisi anneme aşıktı bir de. daha dışardan annemin sesini duyduğunda çıldırmış gibi ötmeye başlardı. annem evde temizlik yaparken filan kafasından hiç inmezdi. babam ve ablam kendisinden çekindikleri için o da pek ilgi göstermedi onlara. tüm oyun saatlerini benimle geçirirdi. kendisiyle saatlerce oynamama rağmen annem içeri girdiği zaman hoop satış koyardı hemen annemin yanına giderdi.

    anneme olan bu sevgisi yüzünden 2 kere evden kaçtı. ilki şöyle oldu: şimdi biz kardelen'i hiç kafese kapatmazdık, ya yanımıza gelir ya da vitrinin üstünü kendini yer edinmişti orada takılırdı. acıktığı veya susadığı zaman da gider kafesine girerdi. bir gün annem komşularla balkonda çay içerken, devamlı annemin sesini duyup kendisini göremeyen kardelen de arayıp tarayıp salondan mutfağın yolunu bulmuş, annemi de balkon kapısında görmesiyle balkona fırlaması bir oldu tabi. sonra bir kaç sokak ötedeki bir evin çamaşır tellerine kondu. gidip rica ettim komşudan, tutup aldım kendisini. hiç kaçmaya çalışmadı, çok korkmuştu zaten.

    ikinci kez kaçışı da yine aynı sebepten. bu sefer annem arka balkonda çamaşır asarken komşuyla sohbete dalmış. tabi ta salondan bu sesi duyan kardelen durur mu, hemen atmış kendini arka balkondan semalara doğru. bu kaçışında bulamadık kendisini. belediyeye anons yaptırdık, gazeteye ilan verdik ama bir türlü haber alamadık. 10 gün sonra filan annem gidip tek tek civardaki evlere kardelen'i sormaya başladı. 2-3 sokak ötede bir bakkala sorarken o sırada alışveriş yapan bir müşteri teyze son 1 haftadır komşusunun durmadan öten kuşundan bahsetmiş. eve yaklaştıklarında annemin bir kere kardelen demesi yetmiş zaten, çığlık çığlığa ötmeye başlamış kuş. meğer orada yaşayan bir adamın balkonuna konup ötmeye başlayınca, adam da eski kuşundan kalma boş bir kafese almış koymuş kardelen'i.

    kısaca, aileden biriydi bizim sultan papağınımız. aynı sevgiyi onunla da paylaşıyorduk. 15 yıl yaşadı kardelen. gayet neşeli şekilde öttüğü, oynadığı günün ertesinde kafesinde öylece yatarken bulduk geçen yıl. herkes çok üzüldü tabi haliyle. ben ne kadar ısrar etsem de başka bir hayvan almadık ondan sonra eve. annem bu kadar sevgiyle bağlı olduğu başka bir canlının gitmesini tekrar görmek istemedi. kardelenin kafesi kapısı açık şekilde ön balkonda durur hala. olur da başkasının da kuşu kaçarsa onu kafese koyup onu sahibine geri vermek için...

    bu kuşu evine almayı düşünenlere tavsiyem şudur ki eğer evin bir kenarında süs olarak kalsın diye alacaksanız bırakın diğer kuşlarla birlikte petshopta takılsın daha iyi.
282 entry daha
hesabın var mı? giriş yap