7 entry daha
  • andrey tarkovski, mühürlenmiş zaman kitabında çoğunlukla sinema üzerinden sorguladığı sanatsal sorunsalları aşağıdaki pasajda da yine çoğunlukla yaptığı tarzda romantik/modernist bir bakış açısıyla ama
    spesifik bir başlığa indirgeyerek (de) sorguluyor; tipiklik.

    "tipiklik, genel olarak yerleştirildiği, fenomenlerin ortak noktalarının ve benzerliklerinin saptandığı yerde değil, bunların özelliklerinin belirdiği yerde ortaya çıkar. hatta ben bunu şöyle formüle etmek isterim: tipiklik bireysellikte ısrar edip genel olanı gözden kaçırdığında göze çarpan yeniden üretimin çerçevesini aşar. ancak şu da var ki bu genel olan, daha çok, tam anlamıyla tekil fenomenlerin varlığına neden olarak gösterilir.

    bu ilk bakışta insana biraz garip gelebilir. ama sanatsal bir görüntüden çağrışımlar değil, yalnızca ve yalnızca hakikatle ilgili anılar uyandırmasını beklediğimizi de unutmamak gerekir. burada önemli olan görüntüyü algılayacak olan kişi değil, görüntüyü var eden sanatçıdır. işe koyulan bir sanatçı, belli bir fenomeni ilk şekillendirenin kendisi olduğuna inandırmalıdır. ilk kez ve yalnızca kendisinin duyduğu ve anladığı tarzda..."

    edit: tüm bu sözleri estetik üretim bağlamında düşünmek gerek.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap