26 entry daha
  • üç-dört saat süren sağlam bir gangster filminin kesilerek yarıya indirilmiş versiyonu gibi duran film. müthiş bir sanat yönetimi, kusursuza yakın 40lar-50ler atmosferi, fötr şapkalar, silahlar, antika arabalar ve los angeles. fakat gelin görün ki senaryo hararetli ve heyecanlı bir şekilde "şu oldu şurdan şöyle oldu sonra toplandılar" dedikçe yara almaya başlıyor film, olaylar jet hızıyla ilerliyor, seyircinin kimseyle özdeşleşmesi mümkün olmuyor. ruben fleischer'in rejisi sorunlu, beş yönetmen bir araya gelip senaryodaki sahneleri aralarında bölüşmüş gibi. uzun sayılabilecek tek bir plandan oluşan aksiyon sahnelerinden sonra arabaları bile seçemediğiniz bir araba takip sahnesi, ardından ağır çekim bir baskın ve iki dakikada geçiştirilen esas "vurgun". josh brolin'in eşiyle ilişkisi klasik numaralarla ("el bombasına atlamanı istemiyorum john!") geçiştirilmiş, ryan gosling ile emma stone'un ilişkisine ikna olmak ise mümkün değil (yazar-yönetmenin o sahneleri tasarlarken çok beğendiğini düşündüm nedense). michael pena son zamanlarda bir hollywood filminde gördüğüm en iğrenç performansı sergiliyor, ki o "son zamanlarda" neler gördü bu gözler. sean penn'den yeni bir tony montana yaratma girişimi de karakterin ekran süresi yüzünden amacına ulaşamamış, oysa penn ciddiye almadan sergilediği oyununda o potansiyeli gösteriyor (here comes santa claus diye bir repliği bile var karakterin). ryan gosling de aynı şekilde ciddiyetten yoksun ve kötü oynuyor. kadrodan en çok üzüldüğüm isim emma stone oldu, tehdit altındaki metres rolünde elinden geleni yapıyor halbuki. stone'un hollywood'da halihazırda film yapan genç oyunculardan en güzeli olduğunu düşünürüm hep, burada da çok hoş olmuş. kısacası, bir saat daha uzasa müthiş olacakmış gibi duran bir film bu. tadı olmadığı için damakta bile kalmıyor, atmosfer ve stone dışında gördüğünüz hiçbir şey ekranda tutunmuyor, bittiğinde aklınızdan siliniyor. buna puanım beş kanka.` :on üzerinden`
70 entry daha
hesabın var mı? giriş yap