34 entry daha
  • --- spoiler ---
    belgeselden ziyade dram filmi diyebiliriz.

    herkesin dediği gibi adam çok yalnız orası kesin. ama bir kaç entry'de bahsedildiği gibi masum bir insanı kendisiyle beraber ölüme götürdüğünü düşünmüyorum. o kadını kimse zorla orda tutmuyordu.. ha korkusu yüzünden belki geri gelebilse tekrar gitmezdi ama aralarında kimbilir nasıl bir bağ vardı ki o korktuğu ayılara rağmen orada kalmayı tercih etmiş kadın.

    yalnız timothy abimizin tilki şapkasını çaldığında hayvanın peşinden koşarken ettiği laflar düşündürmedi değil, baya alenen ''o kaçtığın yer yuvanızsa dinamitle patlatıcam onu!'' diye haykırıyor adam. sonra milli park'ın yöneticileri için küfür ederek kendisini kaybettiği kısım.. adamın bir öfke sorunu olduğu ortada, belki de bu yüzden aslında kontrolün tamamen ayıların elinde bulunduğu o alanı kendisi için kurtarıcı olarak görüyor. medeniyette baş edemediği savaşları, orada, ayıların kurallarının geçtiği yerde aslında çoktan kaybetmiş ama sıfırdan temiz bir sayfayla başlayarak kendisini teslim etme ihtiyacı duyuyor.

    bir de yağmur yağmayıp balıkların gelmemesi sebebiyle ayılar aç kalınca çadırın içindeki yakarmalarında biraz kendisi adına korku da var bence. ayılardan birisinin açlıktan yavrularını yediğini söylerken bir yandan o kadar acıkan ayıların kendisine de saldırmasına az kaldığını biliyor.

    yalnız yönetmen ve dış ses olan werner amcamızın mevzuya bu kadar rengini belli ederek bakması üzücü olmuş gerçekten. o sondaki ''ben aslında ayıların gözünde hiç iletişim belirtisi göremiyorum'' kısmı tamam ama filmin genelinde timothy için ''ya bu adam deli bişeydi işte, kimse de dur demedi adama, salak kendisini geberttirdi.'' havası sezinleniyor.

    werner amca istese duygusal müzikler döşeyerek timothy'i bize kahraman gibi de gösterebilirdi, ''ah yazık vah yazık adam da nasıl bok yoluna ölmüş yaaa..'' dedirtebilirdi. zira bize çoook az bir kısmını gösterse de (nehir kenarında timothy abinin ''bu ayılar beni anlamıyor'' başlıklı kısa ağlaması) 100 küsur saatlik çekimlerde timothy'nin kamerayı arkadaş olarak gördüğü düşünülürse eminim abinin duygusallaştığı çok daha fazla görüntü vardır. onun yerine abiyi olduğu gibi, zayıflıkları, kompleksleri ve sıkıntılarıyla göstermeyi tercih etmiş.

    velhasıl kelam başka bir yazarın da dediği gibi belgeselden öte reality show tadında bir film. belgesel diyemeyiz çünkü werner amca da timothy abi de ayılara dair pek bir bilgi vermemişler filmde (iki ayının kavgası sırasında ayılardan birini kafakola alan ikinci ayının durup sıçması ilginç bir görüntüydü ama cidden). o kısmı da bir acayip, sen 13 sene boyunca her yaz aynı mekana git, kayıtlar yap, elle tutulur bişey olmasın. gerçi bütün çekimleri görmedik tabii, belki de vardır. (filmin bir yerinde de diyordu sanırım zaten)

    öyleyken böyle. bence kendisini izleten bir yapım olmuş. başka işlerini izlemedim ama werner amcayı takibime alıyorum şimdilik.

    --- spoiler ---
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap