22 entry daha
  • apayrı filmdir, şöyle ki romantik dramalar günümüzde popüler oldukça bu kategoriden başarılı yapımların çıkması ilginç bi' şekilde azalıyor. neyse ki ben başarılı olandan bahsedicem. medianeras, yalnızlığın dayanılmaz baskısına tokat niteliğinde bi' film, mutluluğa "donde esta?" diyen yaşamların birbiriyle tesadüf ıskalaşmalarını ve bunu yaparken bize istanbul havası veren buenos ares'in çarpık kentleşmesini, kapitalizmi ve sanal dünyayı kendi kendine eleştiren tatlı iki karakterin yalnız dünyasına sokuyor bu film ve biz o dünyada hiç mi hiç yalnızlık çekmiyoruz. mariana ve martin'den herkesin kendince bi'şeyler bulması kaçınılamaz zaten.

    kurgusunu güzel bi' şekilde "donde esta wally?"nin üzerinden götüren film, marina'nın yıllardır bulamadığı wally'yi gerçek hayatta da araması ve birbirini kovalayan tesadüflerin bir yandan son bulmasını diğer yandan da sürüp gitmesini istetiyor insana. bunun üzerine başarılı müzik ve onun yanındaki woody allen ve bill murray'li groundhog day referanslarıyla bu film, bağımsız filmlerin gözden kaçırılmaması gerektiğini gözümüze gözümüze sokuyor.

    filmin süpertatlı karakterlerinden bahsetmek gerekirse biraz "spoiler alert!" ibaresi kullanmak lazım. bu yüzden aşağısı spoiler efendim.

    >>>spoiler alert!<<<

    marina ve martin'in zekice işlenmiş karakteristik özellikleri var her şeyden önce. ve bunun en güzel kanıtı, karakterlerin kendi kendilerine yaptıkları dialoglar. marina'nın "hayatım bir oyun olsaydı, beş kare geri gitmek zorunda kalırdırm" ve martin'in "bir anda hem uçma yeteneğimi hem de sevdiğim kadını kaybetmiştim" monologları tatlı değil de ne! hele ki marina'nın şehirdeki kabloları gözler önüne sererek "bu kablolardan ne zaman kurtulacağız?" diye başlayan sözleri tebessüm sebebiydi. öte yandan yalnız dünyasında depresyonun dibindeyken piercing gibi küçük şeylerle kendini mutlu etmesini bilen ve hayatına girmeye çalışan erkeklere taviz vermemesi, onun aslında ne kadar güçlü bir kadın olduğunun ispatı. ve bütün özellikleriyle adeta yansımamı izler gibi olduğum martin'in nerd halleri, light saber dansları ve o yıllardır açılmamış astroboy figürünü çocuklar gibi heyecanla açması... bu adamı en iyi ben anlarım. hatta marina'yı tanımadan ona netten numarasını verdiği anda elektirklerin gitmesine verilen tepki hilarious denen şey! işte bu iki karakterin birbirine kavuşma sahnesi, dünyanın en güzel kavuşma sahnesi! marina'nın nihayet wally'sini bulması, onun yıllar süren arayışının mükemmel bi' finali.

    ben her iki karakteri de çok sevdim ama sanırım martin'in bana çok benzemesinden olucak ki marina'ya daha bi' bayıldım. onun vitrin mankenleriyle olan yalnızlık savaşı ve mankenlerden birinin yüzüne "günün n'asıl geçti?" yazarak kendisiyle dalga geçmesi onun yanaklarını sıkma sebebi. ayrıca şunu da söylemeliyim ki marina'nın geçinmek için yaptığı işi dünyanın en tatlı mesleği ilan ediyorum!

    >>>spoiler alert!<<<

    son olarak, böylesine başarılı bi' debutla bizi karşılayan yönetmen gustavo taretto mutlaka takibe alınmalı ve medianeras'la aynı ismi taşıyan kısa filmi de izlenmediyse izlenmeli. öte yandan baş roller pilar lópez de ayala ve javier drolas da alkışlanmalı yönetmenle beraber onlar da takibimizden nasiplerini almalılar.
89 entry daha
hesabın var mı? giriş yap