9 entry daha
  • hayattaki hiçbir şeyin bizim istediğimiz gibi olma zorunluluğu bulunmamasındandır. bunu fark edip, kabullenebilen insan bi ufak rahatlar.

    çokları bu durumu* başarısızlık olarak görür ki ne büyük bir gaflettir. başarının ölçütü sonuç değil, tedbirdir. tedbirde kusuru olmayan insanın sonuçla işi olmaz, o başarılıdır. dolayısıyla üzülmek için de ortada bir nedeni yoktur. olması gerekenin olduğunu bilir. gayretinden bir şey kaybetmez.

    üzerinden bir miktar zaman geçer ve belki de anlar ki o zaman o istediği şey olmasını istediği gibi olsaymış aslında kendisi için kötü olacakmış. vay anasını der, yoluna bakmaya devam eder.

    yalnız bu hayatı kendisi ve kendisinin isteklerinden ibaret gören insanlar bu duruma çok takılır. "olmadı" dediği, oysa ki olmayan değil olan ama onun istediği gibi değil bir başka şekilde olan "şey"e takılıp kalırlar. takıldıkça ıskalamayı sürdürürler, başka fırsatları, başka güzellikleri göremez olurlar. geçmişe dair hayıflanmalar ve geleceğe dair kaygılar arasında gönüllerini boğarlar. boğulurlar onlar, çırpındıkça batarlar çamura saplanmış eşek gibi.

    yıllar sonra gelen edit : ben bu yazıyı 2005-6'da falan yazmıştım aslında, yani o zaman 19-20 yaşındaymışım. şimdi bakıyorum da aslında tam olarak kendimden bahsetmişim. yani insan bir şeyleri görüp, düşünüp, okuyup boyundan büyük laflar edebilir ama 37 yaşında geriye bakar konuştuğunun dörtte birini bile yapamamıştır. yani özetle diyeceğim ki bugün genç olup de bu yazıyı okuyanlar var görüyorum ki aman siz de sözde kalmayın hareket geçin.
662 entry daha
hesabın var mı? giriş yap