9 entry daha
  • italya'nın atrani diye bir kasabasında program yaptı. emekli olduktan sonra gidilecek ege kasabaları modelinde bir sahil kasabası. hamsi, bizim karadenizlilerin olduğu gibi o kasabanın da ulusal balığı. her türlü yemeğini yapıyorlar. salamurası, pilavı, ızgarası, suşi gibi şarapla terbiye edip çiğ çiğ de yiyorlar vs. vs. en ilginci mozzarella peyniriyle filan pişiriyorlar. rocco buna da değindi "eskiden süt ürünüyle yenilemeyeceği gibi bir tabu vardı şimdi yok, yenilebiliyor" dedi. eskiden fakirler yermiş hamsiyi bu kasabada. hatta öyle bir haldeymiş ki, hamsi başka balıklar yakalanırken ağa takılır, satılmaz fakir fukara alsın diye dağıtırlarmış balıkçılar; öyle anlattı david rocco. neyse, özellikle bir italyan kasabası olduğu için hamsi soslu spagetti muhteşem görünüyordu (hamsi harici sarımsak, mozzarella peyniri, domates, zeytinyağı filan var sosunda. denemek isteyecekler için ).

    son olarak bir avrupa seyahati gönlümden geçiyordu ömrümün kalanında ama mücbir sebeplerden mütevellit gidemeyeceğim neredeyse kesinleşti. avrupa'yı özellikle de italya'yı gönlünden geçirenlerin, italya'nın güneyinde olan bu kasabayı ziyaret etmelerini tavsiye ederim. gidin içi, kılçığı filan temizlenmiş iki hamsinin arasına mozzarella peyniri koyup, mısır ununa bulayıp kızarttıkları bir şey var, deneyin. "aşk hamsisi" gibi aptalca bir isim koymuşlar ama aynı bizim hamsi tava gibi pişiriyorlar. david rocco parmaklarını yalıyordu. belki bizim damak tadımıza çok uygun değildir ama bir iki müze gezeceğiniz vakti, yiyebileceğiniz damak tadına ayırın. hayatta alabileceğiniz gerçek haz iki tanedir. biri seks diğeri güzel yemek.

    yıllar sonra ajda estetiği editi: abi müze gezmeyin demiyorum. gezin tabi ama mal gibi de koca italya da sanat eseri ve alış veriş arasına tıkışmayın. coğrafya, yemek kültürü filan olsun planınızda. bir iki müze sergi eksik gez.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap