14 entry daha
  • genel komutanın bizim tabur gibi ufak sayılabilecek bir birliği ziyaret edeceğinin, en azından uğrayacağının haberi geldikten sonra taburda hummalı kelimesinin çok hafif kalacağı bir çalışma başlamıştı. bütün işin - gücün, sporun yanı sıra mesai bitene kadar akla hayale gelmeyecek işler yapıyorduk ki askerliğini yapmış olanlar az çok tahmin edeceklerdir. kazan dairesini -zehirlenmemek için içeride sınırlı dakikalar boyunca kalarak- en ücra köşesine kadar temizliyor, asfalt yola çizilmiş beyaz çizgileri sabunlu suyla siliyor, sandalyelerin ayaklarını yeniden boyayıp parlatıyor ve eşeğin amına su kaçırıyorduk. bu uzun ve bitmek bilmeyen günlerin birinde kendimi komando binasının en üst katındaki camdan dışarıyı izleyip "ya burayı badana yaptık ama şurda ufak bi leke kalmış", "telefon kulübeleri yerden temiz gözüküyor ama burdan bakınca üstlerinin tozlu olduğu anlaşılıyor", "şu kablolalara da bir çekidüzen vermek gerek canım" diye düşünürken bulmuştum. işte o gün anlamıştım ki askerlik adama paranoya, kaygı ve stresle karışık bir sorumluluk duygusu kazandırıyor idi. bir diğer kazandirdiginin da gunluk tutar gibi yazma olduğunu da bu satirlardan anlaşılabiliyor.

    (bkz: gibi geliyor bana yoksa şüphem mi var)
280 entry daha
hesabın var mı? giriş yap