209 entry daha
  • 20. yüzyılın önemli entelektüel figürlerinden biri.

    tanımımızı yapalım evvela. maç başlıklarında herkesin birbirine sövdüğü sözlükte, çaylak olarak tanım yapmaz isek uçururlar hafazanallah.

    şöyle bir göz gezdirdiğim kadarı ile fuko hakkında kimse, ''sözlük'' bilgisi vermemiş. ya '' onun yazdığı şeylerden copy, paste olarak tabir edilen ufak pasajlar'' verilmiş, ya da ufak bakınızlarla konu geçiştirilmiş.

    vardır muhakkak bilgi veren giri lakin son sayfalarda pek göremedim. o yüzden ben de şöyle bir bildiklerimi boşalıyım şuraya bir yere.

    focuault'un araştırmalarıyla, düşüncesinin yapısalcı ve post yapısalcı olarak ikiye ayrıldığı kabul edilir. bunlardan birincisinde * yüzey ve derinlik ayrımı üzerinden yapısalcılığın dilini kullanan foucault, yöntem olarak da arkeolojiden faydalanır. arkeolojik yöntemin ondaki işlevi, çeşitli söylemlerden veya diskürsif pratiklerden meydana gelen yüzeyin, gerideki derin yapıları çözmek üzere, onları göz önüne getirip, şifresini çözmektir. tam da bu dönemde beşeri bilimlerin önermelerine doğruluk, yanlışlık veya anlamla ilgili bütün değerlendirmelerden bağımsız olarak yaptığı vurgu, ancak böyle bir yapısalcı çerçeve içinde anlaşılır olmaktadır.

    mezkur dönemin * temsil edici eseri: şeylerin düzenidir. burada söylemin tarihinin nedensel analiz imkanını ortadan kaldıran epistemolojik kopuş veya sıçramalar dizisinden meydana geldiğini savunan foucault'ya göre tarih; her biri karakterize edici bir epistemeyle tanımlanan ayrı dönemlerden meydana gelir. onun gözünde bir episteme ya da bilgisel kod, bir çağın epistemolojik aksiyomlarıyla bilimlerini koşullayıp, şekillendiren diskürsif pratikleri birbirine bağlayan bütün bir ilişkiler kümesine karşılık gelir. hangi söylemlerin ciddiye alınıp, hangilerinin alınamayacağının, bir çağın bilimlerinin konularını nasıl tanımlayıp metodolojilerini ne şekilde geliştirererk teorilerini nasıl oluşturacaklarını dikte eden şey kurallar öbeğidir. tüm bu epistemeler birbirlerinin yerini, tedrici olarak veya aşamalı bir geçiş yoluyla değil de bütünüyle süreksizlik arz eden emistemolojik kopuşlar yoluyla alır.

    bir arkeolog edasıyla üç temel epistemeyi birbirinden ayırır foucault:
    1- rönesans'ın sözcükleri ''şeyler'' olarak gören epistemesi
    2- klasik çağın sözcükleri şeylerin temsilleri olarak mütalaa eden epistemesi
    3 modern çağın sözcükleri, dışsal herhangi bir ilişki olmadan kendi kendilerine gönderimde bulunan özerk kendilikler olarak değerlendiren epistemesidir.

    entelektüel kariyerinin * ikinci döneminde, diskürsif pratiklerin, söylemsel oluşumların şifresini çözme yöntemi olarak arkeolojik yerini, bireysel söylemlerin başlangıçları ve toplumsal işlevleriyle meşgul olan jeneolojiye yani soykütüğüne bırakır. bunu demekle de bırakmaz ve şöyle devam eder foucault: uygulama ve teknoloji söylem ve pratikten çok daha önemlidir der. insan bilimleri de iktidar tarafından şekillendirilen sosyal pratikler kümesidir.

    21. yüzyıl, 20. yüzyılın ikinci yarısı.... bu kadar iyi tanımlanabilir miydi. bilemiyorum.

    çağımızı ele alıp, her yönüyle kavramak isteyen herkesin okuması gereken bir feylosoftur özetle.
299 entry daha
hesabın var mı? giriş yap