misafirin çocuğuna bilgisayar oynatma zorunluluğu

• minesweeper her ne kadar bu zorunluluktan kurtulmanın güzel bir ilacı gibi gözükse de tarafımdan tecrübe edilmiştir ki başarı ihtimali yüzde yüz değildir.
  
  öğretmen annenin (nasıl olup da) zeki bulduğu, kepçe kulaklarına kavanoz dipli gözlüklerinin çerçevesini takmış, saçları annesi tarafından kafasına yapıştırılmış, her gören 100 kişiden 99 unun eblek diyeceği yapıdaki çocuk odama, annemin elini tutmuş girer.
  
  anne: bak yavrum. tanış hadi abinle. abisi bak bu eblekcan.
  narkissos: hoş geldin eblekcan. benim adım da narkissos. nasılsın?
  eblekcan: iyiyim abi, bilgisayarda napıyorsun?
  
  anne "ilgilen yavrum şu çocukla iki dakika, velisi içerde bir şeyler konuşucaz" bakışını atar ve gider. eblekcan bilgisayarı fark etmiş ve (ne kadar varsa) bütün algılarını monitöre yönlendirmiştir. güzel ve sakin sakin sözlüğü ile ilgilenen narkissos olayın kendisine yüklediği, bilgisayar başındaki öğretmenin oğlu misyonu icabı sevimli sevimli tebessümler gönderir çocuğa fakat elbette kafasından geçirdiği cümlelerin bu misyonla uzaktan yakından ilgisi yoktur.
  
  narkissos: internette dolaşıyorum eblekcan. dersler nasıl gidiyor senin?
  (boş ver sen bilgisayarı bir iki soruyla oyalıyım ben seni gidersin sonra)
  
  eblekcan: derslerimin hepsi pek iyi. oyun var mı bilgisayarda.
  (benim algılarım zaten sınırlı, makineyi görmüşüm orda kalk da biraz oynayayım)
  
  narkissos: yok be eblekcan. yeni kurduk bilgisayarı, bi internet var işte.
  
  eblekcan: mayın yok mu? o oluyo hepsinde.
  
  narkissos: mayın mı? eee.. şey.. var ama,.. zor o zor. en sevdiğin ders ne senin bakeyim?
  (ulan nerden biliyosun sen mayını, derslerden bahset git işte)
  
  eblekcan: matemetik. mayını çok seviyorum ben. çok kolay, bak istersen gösteriyim.
  (hedefe kitlendim, uzun etme aslanım)
  
  narkissos: peki. al bakalım açayım ama o cidden zor. demek matematik, fenle aran nasıl?
  (al bakalım, eblek seni, ben demiştim konuş git diye, birazdan sıkılıp kalkıcan biliyorum ben)
  
  eblekcan: mayın sayısı kaç hımm.. biraz daha büyütsene abi.
  
  narkissos: büyüteyim. feni sevmiyorsun sanırım, fen güzeldir bak.
  
  eblekcan: şurda 4 var, 3 diyo burda, orayı açayım...
  
  narkissos: bak 4 demek değdiği yerde 4 mayın var demek. bedene çıkarıyor mu annem sizi?
  
  eblekcan: biliyorum mayını narkissos abi.
  
  ...bir süre sonra
  narkissos eblekcanla, bilgisayarın içine düşmesin, çıkarmak zaman alır diye sürekli konuşur. eblekcan takır takır oynamaya başlar ve minesweeperı yarar geçer bütün mayınlar gül gibi açılmıştır.
  
  eblekcan: bitti bu abi, yenisi açar mısın?
  
  narkissos: bitti mi?!
  
  anne gelir.
  
  anne: hadi eblekcan annen gidiyor.
  
  eblekcan: geliyorum öğretmenim. teşekkür ederim narkissos abi. nerede okuyorsun sen abi?
  
  narkissos: üniversitedeyim ben.
  (mavi ekran da okunaklı geçen minik bir yazı kıvamında)
  
  eblekcan: derslerin iyi mi narkissos abi?...!!