642 entry daha
  • arkadaşlar herkes bir şeyler yazmış ama bu yazdıklarım bu konuya ışık tutacak. şimdiye kadar neredeydin diyebilirsiniz ama ben de belgeler ile geldim. gelin anlatıyorum:

    '88 doğumlu biri olarak hugo'ya ait her şeyi birebir hatırlıyorum çünkü tam anlamıyla delisiydim. çocukluğumun başlarında karşıma çıkan bu tek dişi kalmış canavar hayatıma girdiği ilk günden beri benim bir numaralı kahramanım olmuştur ki şu gün bile hala severim.

    tolga gariboğlu hugo formatını getirdiği zaman çocuklar arasında tam bir çığır açmıştı. bense evin tek çocuğu ne zaman hugo başlayacak diye her gün kafayı yiyordum. buraya yazılanlar arasında göremedim, hugo formatı geldiği zaman hugo'ya ait eşyaları satan bir 0800'lü hat vardı. ben o zamanlar bu hatları arayıp tonla (küçücük halimle) sipariş verip hugo'ya ait ne var ne yok istemiştim. hatta 1 hafta sonra siparişler kapımıza geldiği ve annem kargoyu gördüğü vakit "küçücük çocuktan nasıl olur da sipariş alabiliyorsunuz, pes vallahi!" diye kendileriyle kavga etmişti; bir nevi hugo sipariş hattı rezaleti de diyebilirsiniz. e tabi hugo delisi olduğum için annem bu siparişi geri çeviremedi ve almak zorunda kaldı.

    bu olayların arkasından hugo sevgisi iyice artan ben, yarışmaya katılmak istedim. o zamanlar yarışmaya katılabilmek için ya sabahtan telefonla arayıp kayıt yaptırmanız gerekiyordu ya da hugo fan club kartıyla adınızı yazdırmanız. ben her sabah 7'de kalkıp aramaya başlardım hugo'da yarışabilmek için. hatta ananemlere bir keresinde taa o zamanlar benim yüzümden "60 milyon" civarında telefon faturası gelmişti; çok da fena dayak yemiştim ama işin ucunda hugo'da yarışmak vardı.

    hugo dergisinin her sayısını alan ve içindeki resimleri, hikayeleri hatim eden ben oturduğumuz semtte, gittiğim anaokulunda, akrabalar arasında ve hatta nerdeyse istanbul'da bir numaralı hugo fan'ı olarak anılmaya başlanmıştım. çoğunuz bilmez, hugo'nun kasedi vardı ve bir ablamız cadı sila ve hugo'nun hikayesini anlatıyordu. hikayede hugo ailesini kurtarmak için tüm engelleri aşar, ailesinin hapsolduğu mağaraya gelir ve 1-2-3 numaralı kollardan 2 numaralı olanı seçip (1-3 numaralı kolları seçmez çünkü 13 numarası uğursuzdur) ailesini kurtarır ve mutlu sona ulaşırdı. hugo manyağı ben, gözüm kapalı hugo ve ailesinin resimlerini çiziyordum, anaokulunda kaç kere hugo dalında birinciliğim vardı. işte onlardan bazıları (arşivimle geldim demiştim):

    1) http://i.hizliresim.com/bj9gpv.jpg
    2) http://i.hizliresim.com/dkmg9l.jpg
    3) http://i.hizliresim.com/5mqqjq.jpg
    4) http://i.hizliresim.com/a5gkjx.jpg
    5) http://i.hizliresim.com/4b9mnq.jpg
    6) http://i.hizliresim.com/jnwljb.jpg
    7) http://i.hizliresim.com/zrybnd.jpg
    8) http://i.hizliresim.com/gog0j7.jpg
    9) http://i.hizliresim.com/ylj3ka.jpg
    10) http://i.hizliresim.com/bdgyop.jpg
    11) http://i.hizliresim.com/w1oqjl.jpg

    daha sonra tahmin edeceğiniz üzere benim gibi bir hugo delisi hugo'da yarıştı. ilk yarışmamda (evet 2 kere yarıştım ama 2. yarışmam programın diğer formatına denk geliyordu) tren ve dağ yollarını seçmiştim ve 350000 puan kazanarak sona ulaşmıştım ama sonunda ailesini kurtaramamış ve elenmiştim (hatta 2 numaralı kolu seçmiştim :) ) her gün hugo'yu deli gibi bekleyen ben, kasım'ın ortalarında ( iyi hatırlıyorum çünkü anaokulundaki en iyi arkadaşımın doğumgünü 11 kasım'dı diye hatırladım ama yanlış hatırlamışım; 2 ocak'mış.) hugo yayından kaldırıldı ve ben deli gibi zırlamaya, ağlamaya başladım. bekle, bekle yok anasını satiym. neden yayınlamıyordu? kafayı yiyordum, annemin çiçeklerini koparıyordum sürekli, okulda çocukları dövüyor, öğle aralarında uymuyordum. daha sonra annem en sonunda beni alıp kanal 6 stüdyolarının yolunu tuttu. ben yolda stüdyoya gidene kadar (annem anlatır) sürekli "beni hugo'ya götür" diye ağlamışım. kanal 6 stüdyolarında (böylece hbb mi kanal 6 mı tartışmalarına bir son vermiş oluyorum) hugo programı departmanında çalışan yetkili kişilerle annem konuşur ve anneme "yaşanan küfür olayından dolayı programa ara vermek zorundayız" denir. eve gelince bana bu olayın ne olduğunu anlatmaya çalışan annem "biri hugo'yu hiç sevmemiş ve tolga abi'de bu durumdan dolayı üzülüp, biraz ara vermek zorunda kalmış" diye de 100 defa söylemiş bana. bu olay da ya ocak 1994'te oluyor, annemin günlüğünde yazıyormuş sanırım, onu da uygun olursa postlıcam.

    bundan yıllar önce hugo'nun formatı değişip (don crocco mu neydi) bir daha yarıştım ve o yarışmadan sonra şans eseri tolga abi'yi profilo alışveriş merkezi'nde gördüm. aramızda şöyle bir diyalog yaşandı; sene 2005:

    - tolga abi adaşın olarak söylüyorum, o küfürden dolayı program yayından kaldırıldığı zaman ne kadar üzüldüğümü bir allah bir de hugo bilir haberin olsun.

    + evet ama kanal 6'nın aldığı bir karardı, o yüzden kabul ettik.

    arkadaşlar böyle bir olay oldu kısacası. şimdi dağılabilir ve rahatça uyuyabilirsiniz.

    not: hugo fan club kartımı da en kısa zamanda bulup buraya postlıcam.

    edit 1: madem bu kadar fan'ıydın küfür edilen programı izlemedin mi diyenlere cevabım: tabiki izlemisimdir ama o küçük yaşta küfürün küfür olduğunu anlamak ve buna tepki vermek imkansızdır. zaten hugo'yu izlerken hep tek başıma bırakılırdım çünkü transa geçerdim :)) yani annemin şans eseri bu küfürü duyması diye bir olay yok ne yazık ki.

    edit 2: içimde bir kıpırtı var. seni bulacağız oğlum, seni bulacağız.

    edit 3: arkadaşlar günlük ışık tuttu. şöyle ki:

    annem günlüğü ara ara tutmuş. yani haftada 2-3 kere. mesela benim ilk hugo'ya katıldığım tarih '93 temmuz ayına tekabül ediyor. bu aydan sonra günlükte hugo'nun yayından kaldırılmasına dair bir şey yok. ama kasım ayında yukarıda yazdığım olay tamamen gerçek. bu küfür olayı eylül'de oluyor ama yayıncı kuruluş yani kanal 6 bir şey olmamış gibi yayına devam ediyor. hatta ekim ayında yazılan bu yazı bu olaya ışık tutan yazılardan biri. burada benden yaşça büyük yazar arkadaşlar demiş ki "biz arkadaşlarla okulda bu olayı konuşuyorduk." yani bu olay eylül ayında oluyor. e peki 1993 senesinde okullar ne zaman açılmış? 13 eylül. 13 eylül'den 30 eylül'e kadar 17 gün var. olay bu 17 gün içerisinde oldu ve bundan adım gibi eminim. çemberi daha da daraltmak gerekirse bence bu olay 27 eylül 30 eylül arasında oldu. neden mi? çünkü 1 ekim 1993 cuma gününe geliyor ve barbaros yüksel bu haftayı bomba bir yazı ile bitirmek istemiştir.

    bu arada annemle kanal 6 stüdyolarını ziyaretimiz 7 ocak 1994 imiş. zaten 1994 senesine ait bir program bulunmuyor.

    eğer kanal 6'nın video arşivine ulaşılabilirse 27-30 eylül 1993 tarihlerine bakılabilir.
2105 entry daha
hesabın var mı? giriş yap