1605 entry daha
  • farkettim ki benim için derin yara olanlarla ilgili pek bi şey yazmayı yüreğim kaldırmıyor. barış manço da onlardan biri. şu mecralarda adına kalem oynatmadığım bi allahın kulu kalmamışken,çocukluktan gönlüme yerleşmiş birisi olup da tek satır yazmamak yedirilebilir bi şey değil. bugün yıldönümünde sağda solda yazılar çiziler çoğalırken benim de senelerdir sakındığım kelimeler dilimin, oradan da kalemimin ucuna geldi.
    ahh barış manço!!!

    70 li yılların "farklı" kafalarından çıkan müziklerin zamanı hiç geçmedi, hiç eskimedi. cem karaca davudi sesi ve isyan tetikleyici şarkılarıyla asi ruhları coşturur, şahlandırırdı. ekürisi barış manço ise yumuşacık sesiyle yüreklere söylerdi. ne kadar gelenekselse aynı oranda evrenseldi o. çocuksu bi naiflik ve kelime kâşifliği kokan şarkı sözleriyle kadim kültüre yaslanan ama kesmeden-bölmeden-ayırmadan kucaklayan bir çelebiydi. o bu toprakların neşesi ve hüznüyle yoğrulmuş "onurlu bilge"siydi. inançtan ve "epik"ten beslendiği şarkılarından ötürü belli bir ideolojik grubun sahip çıkmasına ise hiç prim vermedi. biz o olgunluğu gösteremeyecek 'çocuklar' olarak bi zaman mesafelendirsek de ilişkiyi, gönül hiç ayrılmadı sevdiğinden.
    hem 'dağlar'a seslenen o hüzün dolu sese kim kayıtsız kalabilirdi ki? 'hava ayaz mı ayaz' ken sokakta kış gecesi üşüyerek gitmekte olan biriyle temas edip, onun çaresizliğini iliklerimizde hissettik. 'deli gönül sevdası'nın, 'kara sevda'nın tanımını başka kim böyle yapabilirdi ki? o 'gönül dağı'nı söylemeden önce neşet ertaş adını duyanımız var mıydı? 'üzülme sevdiceğim, bir daha çıkmam karşına...' dediğinde bunları yazarken ki yürek incinmesini, 'ömrümün sonbaharında' derken ki hüznünü hissetmeyenimiz oldu mu? 'sonbahar yaprağından hele akşam güneşinden daha içini burkan, topraktan güzel kokan ne ola, yar ola' diyen birisi kötü olabilir miydi hem! çocuklara, yaşlılara, gençlere, japonlara ve hatta sarı çizmeli mehmet ağa'ya kadar selam çakmadı mı? 7 den 77 ye sarıp, kucaklamadı mı? ahh hele o müzikler!! hiç kelamsız bi 'yeni gün' çalsın..otur ağla!

    daha çocuk yaştayken bana gerçek ilişkileri sevmeyi, bir yerdeysen her şeyinle orada olabilmeyi, sevmediğin hiç bir şeyi uzun boylu yapmamayı öğretti. çoğu zaman asi olan ruhumu dinginleştirdi. ahh çok şey öğretti de bi vedalaşmayı öğretmedi, o yüzden inanamadım gittiğine, bekledim durdum....

    'barış manço-moda 81300 istanbul' sessiz,sensiz...

    edit:
    hiç aklımda pikap almak yokken bi tanesiyle aşka düşmek suretiyle yollarımızı birleştirdik(bkz: #59797461) pekiii bu özel olduğu için güzel, güzel olduğu için özel minicik kutucuğuma ilk kimin sesi değdi, özel anı ilk kim paylaştı dersiniz!?
1951 entry daha
hesabın var mı? giriş yap