7 entry daha
  • //--------------6 ocak 1956
    ----------------park otel, saat 10-12

    (...)

    yahya kemal'in odasına döndüğümde söz, türk tarihinden açılınca sordum:

    -neden türk tarihini 1071'den başlatıyorsunuz?

    -millî teşekkülümüzün menbalarını aramaya merak ettiğim sırada evvelâ anadolu'yu vatan diye benimsediğimiz ilk merhale dikkatimi celbetti. ondan evvel hudutsuz surette, mutlâk ve müphem bir turan hayali içinde yüzüyordum. kendi milletimizi kendimizden başka turanlı milletlerle karıştırmaktan bıktığım zaman gerçek bir tarihe gözlerimi açmak istedim. müverrih füstel dö kulanj'ın * bir tilmizinin bir cümlesi benim bu bahiste hidayet meş'alem oluverdi. bu müverrih fransa'nın hakiki teşekkülünü tarif etmek için demiş ki: "fransa toprağı bin senede fransız milletini yarattı...." bu cümle üzerinde çok durdum. demek ki bir milletin teşekkülünde en büyük rolü oynayan vatan toprağı imiş. benimsenilen yeni bir vatan er geç yeni bir millet vücude getirirmiş. türk'lerin anadolu'ya ilk geçiş ve orada yerleşişleri 1071'de olmuştu. bu tarihten sonra rum selçuk'ları nâmiyle iran selçuk'larından farklı bir beşer kütlesi peyda olmaya başlamıştı. karadeniz, marmara, ege ve akdeniz kıyılarının bir kısmı müstesna olmak üzere türk'ler anadolu'ya iyiden iyiye yerleşmiş ve orada kökleşmişlerdi. bazan uysal, bazan hoyrat beyliklerden parça parça serpilmiş küçük ve büyük devletler türemişti.

    asıl fâtih olan büyük selçuk'un merkezi konya idi. nazariyece fâtih selçuk hânedanı bunların metbuu idi. lâkin ardı arası alınmayan isyanlar yüzünden bu metbuuluk dâimi bir sarsıntı içinde idi.

    tâbi olan beyliklerin birbirleriyle muharebeleri de başka bir hercümerçti. iyi kötü bu hal hülâgû'nun kumandanı meşhur baycu tarafından, anadolu'ya moğol istilâsı vâki oluncaya kadar, kösedağı mağlubiyetinin fâciası senesinde feci bir nihayete erdi. anadolu türk'lüğü, moğol'u metbu olarak tanımak zorunda kaldı. ondan sonra millî müdafaa nâmına zuhur etmiş bâzı muharipler tarafından anadolu'da ikinci bir beylik'ler devresi zuhûr etmişti.

    1243-1300 seneleri arasında olan bu merhalede merkez selçuk çok zayıftı. yeni beylikler kopardıkları topraklara iyi sarılmışlardı... hiç umulmadık bir taraftan, bu beyliklerin en küçüğü kayı boyu'ndan, karakeçili aşiretinden bir ordu zuhur ediverdi. bütün türklüğün belki altın mâdeni olan bu karakeçililer osmanlı devleti'nin temellerini atanlardır.

    nâmık kemal'in meşhur mısraı, şüphesiz bir tarih hakikatinin katıksız bir ifadesidir:

    "cihangirâne bir devlet çıkarttık bir aşiretten" demesi, harfi harfine karakeçili aşiretinin bu hâdiseyi yarattığını iyice tasvir eder... *

    ondan sonra mâlûm. ilk önce eskişehir, bolu, izmit, bursa etrafında müstakil bir ülke vücude getiren bu aşiretin türkleri, biraz sonra çanakkale boğazı'nın karşısına geçmişler, lâkin bu geçiş bu defa bir çekilişle bitmemiş, oraya sımsıkı yerleşmişler, nihayet rumeli'de bir kaç asırdan beri yerleşmiş olan peçenekleri, kumanları, oğuzları ve vardar türklerini bulmuşlar, onların bir kısmını müslüman ederek kuvvetlenmişler ve merhale merhale bulgaristan'ı, sırbistan'ı, arnavutluk'u, bosna-hersek'i yunanistan'ı fethetmişlerdi.

    daha sonra anadolu beyliklerini peyderpey ortadan kaldırmışlar ve yekpare bir türk devleti kurmuşlardır. ve bütün bu hâdiselerin başlangıcı 1071'de olmuştu.

    (...)//

    iç. "işte gerçek yahya kemal", sermet sami uysal, inkilâp ve aka yayınları, 2.b., * * istanbul-1972, s. 144-145.

    iç. "yahya kemalle sohbetler", sermet sami uysal, kitap yayınları, 1.b., istanbul-1959, s. 76-78.
102 entry daha
hesabın var mı? giriş yap