8 entry daha
  • 3 buçuk aylık acemi bir anne olarak yazıyorum; okuduğum en naif kitaplardan biri. sanki ben yazmışım, eşim yazmış, rahmetli annem babam yazmış gibi samimi geldi bana. bir çırpıda biten, sıkmayan, güldüren ama "sonuç" bölümüyle de birden hüzünlendiren bir kitap. çok kendimi buldum okurken. ben dünyaya geldiğimde benim annem ve babam da 42 yaşındaymış. onur gökşen'in kızın ipek'in ileride kuvvetle muhtemel maruz kalacağı pek çok şeyi yaşamış, pek çok lafı duymuşumdur herhalde. babamı dede, ablamı anne sanmalar, bana üvey evlatmışım gibi bakan gözler, vs:) hatta hatırlıyorum orta okuldayken din kültürü öğretmenim annemin yaşını sormuştu, ben de 55 demiştim herkes 30-40 derken. densiz öğretmen de bana "üzülme hepimiz öleceğiz" demişti ki ağlaya ağlaya helak olmuştum:( sonuç olarak, azıcık geç yaşta çocuk sahibi olmuş acemi bir babanın, iyi baba olma ve vicdanlı evlat yetiştirme yolunda, kızıyla, eşiyle, en çok da kendisiyle imtihanını anlamak isterseniz alın, okuyun bu kitabı, okurken de bol bol gülümseyin. ben eşimin 3,5 aydır yüzüne, gözüne yer eden ifadelerin çoğuna anlam verdim misal;)
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap